Siyonizm, MİT TIR'ları kumpasını bir adım öteye götürdü, dikkat!..

  • GİRİŞ11.05.2020 11:22
  • GÜNCELLEME11.05.2020 12:50

Al-Monitor, 2012’de Arap asıllı Amerikalı işadamı Cemal Daniel tarafından kurulan bir internet yayın organı. Kuruluş hedefinin, Ortadoğu’ya tarafsız ve güvenilir haber taşıma olduğu belirtilir. Daniel, Suriye’nin Nusayri kenti Tartus’ta, Arap milliyetçisi, Hıristiyan bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş, Beyrut’ta yaşamış devamında Amerika’da Teksas Üniversitesi’nde okumuş, enerjiden iletişime pek çok alanda faaliyet gösteren büyük bir holding kurmuş.

 

 

Al-Monitor’un ana özelliği, kararlı Türkiye karşıtlığı, buna karşılık, net, Beşar ve İran yanlısı olması. Türkiye’den muhalif kalemlere, İran’dan ise, rejim yanlısı gazetecilere açık bir yapısı var.(Mesela, kıdemli yazarlarından Fehim Taştekin’in son yazısı, Suriye’nin Kuzeyinde Demografik Yapıya Müdahaleler Arapları da Kızdırıyor başlığını taşıyor ve şöyle bir cümle barındırıyordu: Tel Abyad’a Türkiye üzerinden gönderilen aileler demografik yapıya müdahale tartışmasını alevlendirdi. Yerel kaynaklara göre bölgeye taşınanlar Tel Abyadlı değil Türkiye destekli savaşçıların aileleri.) Anladınız.

Aslında ilginç bir kimlik, Al-Monitor. 2018’den bu yana, North Base Media şirketinin ortaklık ve yönetiminde. Bu şirketin kurucularından Marcus Brauchli, Washington Post, Wall Street Journal gibi Amerikan ana akım medyasında tepe yöneticiliği yapmış bir isim, ortağı Sırp gazeteci Sasa Vucinic ise “Siyonizmin demokrat kanadından” ünlü George Soros’un Balkanlar’daki adamı!..

 

 

Bu İran-Suriye yanlısı çizgide olup, İsrail’e her zaman “dengeli” yaklaşan bir yayın organının ancak Ortadoğu gibi ele-avuca sığmaz coğrafyada gösterebileceği çok özel fikir kimyası…

Belli ki, Amerikan-siyonist ittifakının “mış gibi” olan etkili yayın organlarına da çok ihtiyacı var…

· BİR BÜYÜK İFTİRANIN ANALİZİ…

Al-Monitor, Amberin Zaman (2007-2015 arasında savcıların FETÖ’nün operasyon gazetesi dediği TARAF’ta yazarlık yaptı. Ayrılış nedeni, gazete yönetiminin Balyoz-Ergenekon kumpaslarının bavulcusu Mehmet Baransu’yu yeterince sahiplenmemesiydi) bir haber yayınladı:

RAPOR- Türkiye’nin Desteklediği Suriye Milli Ordusu Libya’ya Çocuk Asker Yerleştirdi…(1)

Uzun içerik aktarmaya gerek var mı, başlık her şeyi ortaya koyuyor. Ama, habere malzeme olan “raporun” sahibi kuruluş, zaten meselenin özünü anlatmaya yetiyor.

Syrians for Truth&Justice (Hakikat ve Adalet İçin Suriyeliler) Suriye savaşında yaşanılan insan hakları ihlallerini takip ve raporlama amaçlı olarak, ABD’nin Middle East Partnership Initiative (MEPI) (Ortadoğu Ortaklık Girişimi) desteğinde kurulmuş bir yapı…

MEPI, ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesine, 2002 yılında neocon/Siyonist George W.Bush yönetimi tarafından yerleştirilmiş bir özel masa. ABD Dışişleri Bakanlığı, Yakın Doğu İlişkileri’nden sorumlu bakan yardımcısının denetiminde çalışmalarını sürdürüyor. (Şu anda, George W.Bush döneminde Pentagon’daki Siyonist yapılanmanın önde gelen isimlerinden biri olan David Schenker’in kontrolünde, kendisinin Erbil-Kamışlı hattında genişletilmiş Kürt hareketi yapılanması için çalıştığını biliyoruz.)

Washington’daki Siyonist lobinin doğal lideri, Dick Cheney’in kızı Elizabeth Cheney’in dışişleri bakanlık yardımcılığı sırasında güçlendi MEPI...

Böyle bir yapının içinden çıkmış rapordan(!) söz ediyoruz.

BM’nin “çocuk savaşçı” raporlarında (2) yer alan PKK/YPG elebaşı Mazlum Kobani ile yaptığı bir yıl içindeki iki söyleşide bu konuda tek soru sormamış bir gazetecinin haberi üzerine konuşuyoruz. (Aynı zamanda, Barış Pınarı Harekatı sonrasında ABD’yi Türkiye’ye bedel ödettirmeye çağıran gazetecilik(!) anlayışını unutmadan…)

FETÖ’nün İsrail’in emriyle gerçekleştirdiği MİT TIR’LARI KUMPASI’yla Türkiye’ye yüklenmeye çalışılan “savaş suçlusu” görüntüsü çabasının tekrarı ile mi karşılaştık, evet!..

Libya’da tek hamlede oyunlarını bozduğumuz Rusya-Beşar ve İsrail-BAE eksenlerinin askeri güçsüzlüklerini algı kampanyalarıyla ört-bas etmenin telaşında olduklarını mı gösterir, evet!..

Bu aslında, Amerikan neocon/Siyonist lobi ile Esed rejimi ve İran çıkarlarının konu Türkiye olduğunda ne kadar uzlaşabildiğini gösteren tipik bir örnek. Kriz döneminde Rusya’nın “Türkiye DAEŞ ile işbirliği yapıyor” kampanyasından da farkı yok.

Geçiniz.

Herkese verdiğimiz rahatsızlıktan özür dileyecek değiliz…

Star

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat