Hepsi de halktan ve halkın değerlerinden kopuk oldukları için gürül gürül başlayan ve çölün ortasında son bulan nehirler gibi halkın içinde kaybolup gittiler.

Bir parti isminin ilk kelimesi ‘'Halk'' ile başlamakla o parti halkın partisi olmuyor. Halk partisiyiz demekle de halkçı olunmuyor, halk halk partinin etrafında da toplanmıyor.

‘'Demokrasi'', ‘'Demokratik'', ‘'Demokrat'' kelimelerini parti isminde kullanmakla da  o parti demokrasinin savunucusu, taraftarı olmuyor. Hitler partisinin adı ‘'Nasyonal Sosyalist Parti'' olup da sosyalizm düşmanı oldu gibi.

Türkiye'nin ilk kurulan partisinin adı da Cumhuriyet Halk Partisidir ama, bu parti hem Cumhuriyeti, hem de halkı istismar ettiği için halk tarafından cezalandırıldı ve 60 yıldır da bir türlü tek başına iktidar olamıyor.

Müzmin bir muhalefet partisi olarak ciddi, tutarlı, inandırıcı olmadığından, halka güven veremediğinden hem iktidar partisi, hem öteki muhalefet partileri, hem de kendini destekleyen taban tarafından şiddetle eleştiriliyor.

İktidar partisinin tabanı dışında kalanları bir çatı altında toplama niyetiyle bazı halkçılar, sosyalistler, solcular, Marksistler daha bilmem neler halktan habersiz, halktan kopuk, halk adına yeni bir halk partisi arayışı içindeler. Partilerinin başına halk kelimesini koyunca halkın peşlerinden geleceğini zannediyorlar.

Ee ne de olsa bu halk ‘'Teneke kafalı'', ‘'Göbeğini kaşıyan cahil adamlar sürüsü'', ‘'Dinci, yobaz, hiçbir şeyi bilmez gericiler'', ‘'Kaç kuşaktır Sosyalizmi anlayamamış kafası çalışmayan cahiller'' değil mi?

Adı Halk Partisi olsun da ne olursa olsun. Halk, kendi partisinin dışında başka bir yere oy verecek kadar da aptal olamaz. Elbette oltaya takılıp bu yeni partiye oy verirler .

Bir türlü ‘'Alfa'' olmaya müsait olmayan ‘'Y'' gençliği var. Nasıl olsa meydanlarda, sokaklarda efelenip duran bu gençlik ne olacak? Onlar halk çocuğu değil de ne çocuğu? Onlar da yeni kurulacak bu partiye oy verecekler elbet.

Halkın Demokrasi Partisi iken BDP olan bir partinin tabanı var. Nasıl olsa ırkçı söylemlerinden dolayı Türkiye'nin partisi olamadılar. PKK'nın marjinal bir partisi olarak kaldılar. Kandilden icazet almadan kenefe bile gidemiyorlar. Özgürlük ve Bağımsızlık aşığı olan bu taban da zaten bu işe hazır.

Geride halk adına yola çıkmış, halka ulaşamayan bir sürü parti var. Onlar da Bahçeliye mi oy verecekler? Tabi ki yeni kurulan partide sandalye kapmak için birbirlerini çiğneyecekler.

Bir türlü Cumhuriyet Halk Partisinden umduklarını bulamayan, her seçimde iktidara geliyoruz gazına gelen, sandıklar açılınca üzerlerine bir inme gelen, oldukları yere yığılıp kalan, ağızlarını bıçak bile açmayan devrimci militanlar ne olacak? İktidara en büyük aday olan bu yeni partiye katılacaklar mı sanıyorsunuz? Elbette katılacaklar.

Medya ağaları, meşhur patronlar, bankerler kulübü, ünlü sanatçılar, kalemi usturadan keskin olan paşanın babası ve diğer köşe yazarları da bu partiyi desteklemek için şimdiden heyecanlarından yerinde duramıyor, hoplayıp zıplıyorlar.

Nasıl? Bu yeni kurulacak parti için iktidar olmak çantada keklik değil mi?

Hesaplarını, kitaplarını tam olarak yapmış olabilirler. Ama yine de seçim matematiği konusunda Sn. Bahçeliden bir ders almalarında fayda var.

Türkiye'nin 81 vilayeti var. Her vilayetten en az 3 Milletvekili= 243 . İstanbul, Ankara, İzmir'i 10 ile çarp=333. Yetmedi Adana, Bursa, Kayseri, Konya'dan 5 er milletvekili daha ekle= 353. Al sana bu kadar milletvekiliyle Anayasayı bile değiştirecek bir iktidar.

Hop dedik. Bizim CHP ne olacak?

Kafayı devrimle yiyen birader anlamadın mı daha ? O da bu yeni partiye katılacak.

 Arif Altunbaş - Haber 7

arfltnbs@hotmail.com