Birleşmiş Kafirler

  • GİRİŞ02.12.2016 09:41
  • GÜNCELLEME03.12.2016 09:49

1. Dünya savaşıyla hammadde kaynaklarını, 2. Dünya savaşıyla dünya pazarını ele geçirmek için kıyasıya yapılan iki vahşi dünya savaşından sonra (güya) ‘’dünya barışını’’, ‘’güvenliğini korumak’’, ‘’Milletler arasında ekonomik’’, ‘’toplumsal ve kültürel iş birliği oluşturmak’’ için 24 Ekim 1945'te kurulan bir örgüttür.. "Adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslar arası yaygınlaştırma ve sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş" olarak tanımlanmasına rağmen kurulduğu günden bu yana veto hakkına sahip 5 ülkenin çıkarlarına hizmet etmekle görevlidir. Uluslararası ilişkilerde kuvvet kullanılmasını yasaklayan bir antlaşma niteliğini taşıma görüntüsünde olan koskoca bir aldatmaca, yutturmaca ve yalandan ibaret (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) gibi veto hakkına sahip devletin menfaatlerini koruyan, kollayan, gücü sadece güçsüzlere yeten haydut devletler çetesidir.

Dünyada mazlumlarının haklarını zalimlerden alan bir kuruluş değil, bilakis zayıfları, mazlumları ezen ve sömüren 5 işgalci, sömürgeci devlete sekreterlik yapmaktadır.

BM’nin aldığı kararı bu 5 devletten birisi veto ederse o karar alınmamış hükmündedir, uygulanamaz. Haklı ne kadar haklı olursa olsun haksız haksız ne kadar haksız olursa olsun haklı olarak kabul edilir.

Türkiye bu kuruluşa 24 Şubat 1945 ten beri üye. Maalesef yıllardır güçlülerin safında mazlumlara karşı birçok defa yer almış, zulme ortak olmuş, zalimlerin işlerini kolaylaştırmışız. Yıllardır BM’de bu 5 çetenin alicengiz oyunlarını seyretmekle meşgulüz, hiçbir bir yaptırım gücümüz de yok.

Haydutlar çetesinin kontrol ve yönetiminde olan bu kuruluş olarak BM İslam coğrafyasını karış karış işgal eden devletlerin elinde bir sömürü ve baskı aracı olarak yıllardır kullanılmaktadır.

Her yönüyle Birleşmiş Milletler kuruluşu ‘’Birleşmiş Kafirler ’’ örgütü olarak çalışıyor. Türkiye’nin yıllardır Kimlerle ve kimlere çalıştığı, Kimlere hizmet ettiği, kendi menfaat ve çıkarlarından neden uzaklaştığı buradan kolaylıkla anlaşılır.

‘’Dünya beşten büyüktür’’ çıkışı ile Cumhurbaşkanımız R.Tayyip Erdoğan’ın bu yanlış gidişe ‘‘DUR’’ demesi bu 5’ li haydutlar çetesinin topuna birden meydan okuması anlamına geliyor.

İçimizdeki yerli münafıkların ve batılı uşakların, şer güçlerin ve onların yandaşlarının Türkiye ve Tayyip Erdoğan karşıtlığı ve düşmanlığı işte tam da buradan kaynaklanmaktadır.

Erdoğan bundan önceki birçok siyasi yöneticiler ve aktörler gibi batılılara uşaklık yapsa idi, batının sözünden dışarı çıkmasa idi, batılıların gözünde bugün dünyanın 1 numaralı lideri ve Nobel Ödülü sahibi bir kahraman olurdu. Ama o milletinin, dostlarının ve sevenlerinin yüreğinde yine efsane ve yine en büyük bir kahraman.

15 Temmuz ihanet darbesinde milletinin kendine ve Türkiye’ye can pahası, kan pahası sahip çıkması bu vatanı işgalcilere, hainlere ve yabancılara teslim etmemesi bunun en büyük ispatı. ‘’Dünya 5’ ten Büyüktür’’ başkaldırısıyla Milletimiz Cumhurbaşkanımız aracılığı ile Birleşmiş Kafirlere BM’nin tarihinde olmayan onurlu ve dik bir duruş sergilemeye devam ettikçe düşmanlarımız azalmayacak çoğalacak. Ödediğimiz ve ödeyeceğimiz bedeller karşılığında biz kendi ayaklarımız üzerinde durmayı öğrenecek, kendi Birleşmiş Milletlerimize bir adım daha yaklaşmış, Birleşmiş Kafirlerden bir adım daha uzaklaşmış olacağız.

BM’nin ne tür bir fitne ve fesat örgütü olduğunu anlamak için 5’li çetenin dışında ‘’Neden sadece İsrail’in?’’ şimdiye kadar alınan tüm BM kararlarına uymadığını hatırlamak akıl sahiplerine yeter ve artar bile.

Yorumlar2

  • Ugur Karagoz 7 yıl önce Şikayet Et
    Allah c.c. yar ve yardimcimiz olsun. Elbette Hakkin yaninda olan kazanacaktir. Zor oyunu bozar, dik durmak lazim.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Arif 7 yıl önce Şikayet Et
    Güzel bir yazı olmuş, kalemine sağlık hocam.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat