NNe demek mi istiyorum.

İkiyüz yıldır Avrupalıyız diye yırtınıyoruz, 60 yıldır Avrupa’nın kapılarında dilenciden farkımız kalmadı.

Yana yakıla bizi Avrupa Birliğine alın diye yalvarıyoruz. Kimsenin bizi dinlediği, ciddiye aldığı yok. Hep birlikte duysalar da duymamazlıktan, bilseler de bilmemezlikten geliyorlar. Ne kadar yırtınırsak yırtınalım, yalvarırsak yalvaralım biz Müslümanız ve asla Hıristiyan değiliz ve olamayız da. Bunu Avrupalılar Haçlı seferlerinden beri -edindikleri tecrübelerle- biliyorlar, batı hayranı Avrupa delisi ahmaklarımız bunu hala anlayamadı. Bu gidişle de zor anlayacaklar. Çünkü biz Avrupalı değiliz, olmayız da. İstediğimiz kadar ‘’Avrupa Birliğine girmek istiyoruz’’ diyelim, ‘’Kopenhag Kriterleri’’nin faziletinden bahsedelim, ‘’Biz de Avrupalıyız’’, diye dövünelim, nafile. Karar vericiler bizim Avrupalı olmadığımızı ve asla olamayacağımızı da biliyorlar.

Birliğe almamalarının ve almayacaklarının da esas sebebi bu. Çünkü medeniyetleri kuran esas unsur, medeniyetlerin referans kaynağı dindir. Dinsiz medeniyet olamaz. Dünyada gelmiş geçmiş hiçbir medeniyet yoktur ki temel taşları ve harcı din olmasın. Batı medeniyetini de Avrupa Birliğinin de kuran temel felsefe ve anlayış, o milletlerin ortak referans kaynağı olan dinleridir. Biz bizim dinimizden olmayan bir yapılanmaya yıllardır kör bir inatla girmeye çalışıyoruz. Onlar, ‘’ Hal diliyle sizi almayacağız, alamayız, olmaz böyle bir şey’’ diyorlarsa da biz illa da, ne pahasına olursa olsun, neye mal olursa olsun gireceğiz diye diretiyoruz.

Efendimiz bir Hadisi şerifinde; ‘’Bir zamanlar ümmetim taklitçilikte öyle ileri gidecek ki, Yahudiler ve Hıristiyanlar Kertenkele deliğine girseler onlar da bunda bir hikmet vardır diye onları taklit edecekler’’ diyor. Biz galiba tam da o günlerdeyiz, o günleri yaşıyoruz. Avrupalı ne derse, ne yaparsa, neye inanır ve neye tapınırsa dünya Müslümanlarının çoğu da ne yazık ki bilerek veya bilmeyerek aynen onları taklit etmek için varını yoğunu harcıyor. Batılılaşma ihanetinden bu yana 200 yıldır Müslümanlar kendi siyasi kıblelerini değiştirerek güce tapınmaya başladı.

Hakkı hakikati, İslam’ı Kur’anı bırakarak batıya ve batılılara öykünmeye, hatta bir kısmı da daha ileri giderek onlara, onların tapındıklarına tapınmaya başladı. Kendisi olmaktan çıktı. Bukalemun gibi renk ve şekil değiştirerek batılı düşmanları gibi görünmeye ve olmaya çalıştı. Adeta mankurtlaştı. Kendi dinine, kültürüne, tarih ve medeniyetine karşı savaşmayı varlık nedeni saymaya, hayatının mücadelesi olarak görmeye başladı. Bugün içimizden çıkan CHP, PKK, DHKP-C ve benzerleri legal ve illegal gurupların, cemaat ve hareketlerin Türkiye’ye yaptığı, yapmaya çalıştığı aynen budur.

Onlar milletimizin ilerlemesine, büyümesine, güçlenmesine efendileri batılılardan fazla karşılar. İmkânları, fırsatları olsa Türkiye’yi bir kaşık suda boğacaklar ama ellerinden bir şey gelmiyor. Allah c İslam ve Türkiye düşmanlarına ve onların taklitçileri, onların kul ve köleleri yerli münafıklara ve ahmaklara fırsat vermesin! Allah milletimize uyanıklık, birlik, dirlik ve beraberlik versin! BİR olalım BİRLİK olalım. İRİ olalım DİRİ olalım. Millet olarak hep birlikte el ele gönül günüle vererek YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYEYİ içerdeki ve dışarıdaki düşmanlarımıza rağmen ve onlara inat kuralım. Ya Rabbi! Bizi düşmanlarımıza muhtaç etme! Ayaklarımızı onlara karşı sabit kıl! Bizi bize terk etme! Bizi sensiz bırakma!

Arif Altunbaş / Haber 7

arifaltunbas@hotmail.com

Twitter @arfaltunbas