Batı medeniyeti yeryüzünde kendinden başka bütün dinlerin, medeniyetlerin, kültürlerin ses ve soluklarını keserek yakıp yıktı veya teslim alıp kendine benzetti. İslam ülkelerini yağmalayarak, bölüp parçaladı, birbirine düşman etti. Güç kullanarak Müslümanların ellerini kollarını bağladı ve kendi topraklarında onları esir aldı ve köleleştirdi.

Bugün bütün İslam âlemi batı dünyasının terör ve baskısı, zulüm ve esareti altında tarihinde hiç görülmemiş bir işgali yaşıyor. Coğrafyamızda işgal altında olmayan hiçbir kara parçamız ve alanımız kalmadı. Moğol ve Timur işgalinden bin defa beter olan bu istila hareketi tüm dünyayı kuşattı ve kontrolü altına aldı. Bütün uğraşlarına rağmen batının teslim alamadığı, yok edemediği tek din İslam dini kaldı dünyada. Bütün Haçlı kin ve öfkesi, nefreti ve düşmanlığı iki asırdır karabulutlar gibi çöreklendi üzerimize. İşgalci batı şimdi bize son derece kibirli bir eda ile tepeden, çok yükseklerden bakıyor.

Medeniyetimize, kültürümüze, insanımıza ve ülkelerimize her alanda, her cepheden sürekli ve acımasızca saldırıyor. Yakan yıkan ve yok eden vahşetin çocukları onlar, yakılan yıkılan ve yok edilen beldeler bizim şehirlerimiz, vatanlarımız ve coğrafyamız. Batının emir, kontrol ve hizmetinde olan IMF, NATO, AB, BM gibi uluslararası kurum ve kuruluşlar İslamı ve İslam dünyasını her alandan kuşatıp boğmak için elinden gelen bütün kalleşliği, hainliği ve ikiyüzlülüğü yapıyor. Bir yandan askeri, bir yandan ekonomik, bir yandan kültürel, diğer yandan sosyal çalkantılarla dünya kazan onlar kepçe, habre her yeri karıştırıyorlar.

Vahşi batı uygarlığı Yeni Zellandada Aborcinlerden, Avusturalya yerlilerine, Amerika yerlileri inkalardan, Kızılderililere kadar medenileştirme adına tüm medeniyetleri yağmaladı, yakıp yıktılar ve yok etti. İslam dünyasını da aynı şekilde istila edip tarihe gömmek istiyorlar. Bu amaçla Coğrafyamızda işgal etmedikleri bir karış İslam toprağı, stratejik nokta ve kara parçası kalmadı. Afrika’da sömürülmeyen, köleleştirilmeyen, esaret altına alınmayan bir ülke yok. Aynı istila hareketi onları köle pazarlarında satarak üzerlerinden bir silindir gibi ezdi geçti. Kölelerin çocukları olan siyah Afrikalılar şimdi beyaz patronların modern köleleri. Batılılar bizim içimizi dışımızı paralele dinler ve zihinsel işgallerle kendi medeniyet değerleri çizgisinde değiştirdiler. Sahte Mehdiler, sahte Peygamberler, sahte Kâinat imamları, sahte mezhepler, sahte şeyhler, sahte din adamlarının batının kontrol ve himayesi altında olması tesadüfî bir olgu değildir. Bunların hepsi planlı, programlı bir şekilde batılılar tarafından organize ve kontrol edilen Müslüman ve mazlum milletlerin topraklarını içerden işgal etme hareketlerindir. Allahın dini İslam yerli ve yabancı ajan ve provokatörler vasıtasıyla sulandırılarak, Müslümanlar Hak ve hakikat çizgisinden koparılmak ve batıya kul ve köle edilmek isteniyor.

Konfüçyüz’üm,Teoizm, Hinduizm, Budizm, Hıristiyanlık ve öteki dinleri kendi arzu ve emelleri doğrultusunda değiştirerek iğdişleştirip fosilleştiren batılılar şimdi de İslamı kendi arzuları istikametinde dize getirip şekillendirmeye çalışıyorlar. İslam’ı batılıların arzu ettikleri gibi yeniden dizayn etmek onu yozlaştırmak, içerden çökertmek ve teslim almakla olur. Daha sonra onu sıra Protestanlaştırarak camiye hapsetmektir hedef. Hala Orta Çağ zihniyetinden kurulamayan Haçlı batı bunun için demokrasi, Laiklik, İnsan Hakları ve Avrupa Müktesebatı gibi göz kamaştırıcı parlak sözler, hile ve oyunlarla Müslümanları medenileştireceklerine (!), ehlileştireceklerine (!) inanıyorlar. İslam dininin, İslam Medeniyet ve Kültürünün İnsanlığın huzur ve barışı için tek çare ve seçenek olduğunu onlar da pekâlâ biliyorlar.

Bugün batılı devletlerin hep birlikte İslam medeniyet ve Kültürünün son kalesi olan Türkiye’ye saldırmaları islam alemine saldırmak anlamına gelmektedir. Çünkü köle olmamak için batıya karşı direnen, İslam aleminin önderliğine soyunabilecek tek ülke Türkiye. Modern Haçlı saldırılarına karşı dünyada dik duran bir ülke var, o da Türkiye İslam düşmanları kendi işlerini yapıyor. Biz de kendi işlerimizi ve görevlerimizi en iyi bir şekilde yapmak zorundayız. Yani ‘’Durmak yok yola devam…’’ Daha yapacak çok işlimiz ve alacak çok yolumuz var… Arif Altunbaş, Haber 7