Allanby Kaprisi Veya Allenby Köprüsü

  • GİRİŞ17.02.2017 07:48
  • GÜNCELLEME18.02.2017 09:16

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Türkiye, dünyadaki gelişmelere ayak uyduramadı. Zaten buna hazırlıklı da değildi. Ne dünya çapında, ne coğrafyamızı kuşatan, ne de

ülkemiz için hayati bir önem taşıyan gerçek bir tehdit analizi yapamadı. Dışta; endişe tüccarlığı yapan içine kapalı bir dış politika, içte; kendi vatandaşını, dinini ve

kültürünü iç tehdit olarak gören İslam düşmanlığı üzerine kurulu inkarcı kör bir politika izleyen devlet anlayışı kendi milletine düşmanının bile yapamadığı kötülükleri

yapmakla uğraştı. Kendi medeniyet ve kültürüne yabancı, düşmanına aşık Kemalist bir devlet ve yönetim anlayışı bizi bu sıkıntılı günlere kadar getirdi.

Kendisi yerli olmayan yabancı batılı bir anlayışın kölesi olan bir yapılanma nasıl gerçekçi bir düşman analizi yapabilir ki? Gerçek düşman; onların tapındıkları,

eteklerine tutunup yalvardıkları, örnekleri ve önderleri olarak gördükleri batı ve batı medeniyetinin ta kendisiydi.

ABD ve Avrupalılar tarafından başımıza sarılan problemlerin, bela ve musibetlerin, ihanet ve düşmanlıkların tarihi kökünü ve özünü anlamadan Türkiye’yi savunmak ve

korumaya çalışmak akıntıya kürek çekmekten ibarettir. Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin ve Suriye cephesinde Osmanlıya karşı savaşan İngiliz

ordusunun başındaki General Edmund Henry Hynman Allenby 9 Aralık 1917’de Kudüs’e girince ilk gittiği yer M.S 1187’de Kudüs’ü Haçlı ordusundan geri alan Selahattin Eyyubi’nin mezarıdır.

Allanby Selahaddin Eyyubinin mezarını tekmeleyerek elindeki asasıyla da mezar taşına vurup şöyle der: “Selahattin kalk! 700 yıl sonra biz yine geldik!” Bu adam İngiliz Kraliçesi tarafından “Kudüs Fatihi” unvanını alır.

Bu cephelerde Osmanlılarla birlikte İngilizlere karşı savaşan Almanlar Kudüs düşünce Berlin sokaklarında bayram ederler. Paris’te Fransızlar sevinç gözyaşları döker ve

Kiliselerde çanlar çalınır. Yine Allenby işgal orduları komutanı sıfatıyla Fatih Sultan Mehmet’e nazire yapmak ve onunla alay etmek için İstanbul’u işgal etmeye beyaz bir at üstünde girer.

İsrail ile Ürdün arasında, Şeria Nehri üzerindeki en önemli geçiş noktası olan köprünün adı bugün bile Allenby Köprüsüdür.

İslam düşmanı bu komutanın adı Tel Aviv’in ana caddelerden birinde Allenby Street diye hala yaşatılıyor. Şimdi sen ey 90 yıldır batı batı diye yırtınan, batı medeniyeti ve kültürü diye düşmanına aşık olan, NATO’suz yapamayan, BM’siz karar alamayan, Avrupa Birliği diye 60 yıldır Avrupa’nın kapılarında sürünen ülkem bunca işgallerden, saldırı ve düşmanlıklardan, darbelerden, felaketlerden sonra hala düşmanının kim olduğunu

tanıyamadın mı, anlayamadın mı? Meselenin jeopolitik ve jeostratejik önemi kadar tarihi özünü de şudur; düşmanımıza aşık olduğumuzu, hainleri örnek aldığımızı artık anlamak. Kendi özüne ve kimliğine,

medeniyet ve kültürüne dönmez, kendin olmaz isen ey milletim! sana bu coğrafyada yaşama hakkı tanımazlar, tarih değirmeni içinde seni de un gibi öğütülür. Referandumda EVET ve HAYIR’ cıların mücadelesine bu pencereden ve bu gözle bakmak milletimiz ve ülkemiz yararına daha doğru bir bakış olacaktır.

Arif Altunbaş, Haber 7

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat