Trump'tan da bir cacık olmaz

  • GİRİŞ10.03.2017 07:28
  • GÜNCELLEME11.03.2017 06:33

Amerikada devlet başkanlarının değişmesiyle, Avrupa’da devleti yöneten hükümetlerin ve partilerin değişmesiyle devletlerin genel politikaları, stratejileri, dostları, düşmanları, bunlara dönük algı operasyonları ve politikalar değişmez. Her devletin bir derin devleti ve bir kırmızı kitapçığı vardır ki, iktidara gelen başbakanlar veya devlet başkanlarının nasıl hareket edeceği, ne konuda nereye kadar yetkili olduğu orada belirtilmiştir.

Türkiye’ye veya İslam alemine bakışları da orada yazılıdır, o da değiş(tirile/mez. Devletlerin başı yolgeçen hanı değildir. Devleti yönetmek başkanın tek elinde ve yetkisinde de değildir. Devletin bütün kırmızı ve kalın çizgileri derin devletin kitabında net olarak belirtilmiştir. Kim, hangi partiden iktidara gelirse gelsin önceden derin devlet tarafından belirlenen çizgiler ve çerçeveler içinde oyununu oynamak zorundadır. Yoksa laf dinlemeyen ve erken öten horozun boy ölçüsü kısa zamanda alınır. Kenedy’i vuran/vurduran şimdiye kadar neden belirlenemedi diye bir soru sorun ortaya?

İkiz kulelerle ilgili gerçekler neden kamuoyundan gizlenir acaba? Referandumun ‘’EVET’’ veya ‘’HAYIR’’ mücadelesinde Almanya’nın, Avusturyanın, Hollandanın ve diğerlerinin ortak bir cephe oluşturması ve hepsinin de aynı zaman diliminde Türkiye’ye karşı ‘’HAYIR’’ cephesinin yanında yan yana gelip gardlarını almaları tesadüfî değildir. Bu onların içgüdüsü de değildir. Bir el var, görünmeyen bir el onları harekete geçiren… Bu konuda zavallı Merkel’e yüklenmenin bir anlamı da yok. Çünkü onun Almanyanın kırmızı ve kalın çizgileri dışına çıkması ne haddi, ne de hakkıdır. O ancak Alman derin devletinin kendisine belirlediği sahadaki sınırlar içinde oyununu oynayabilir. O sahanın dışı Merkel’i de hükümetini de aşar. O belirlenen saha içinde, belirlenen kural ve kaidelere göre söz söyleme, gerdan kırma ve kıvırtma hakkına sahiptir. Haa! ‘’ABD’ de ve Avrupa’da Demokrasi var’’ diyorsunuz ister istemez? Hala ülkemizde bu tip düşünen, böyle olduğuna inanan safdilliler olsa da, 25 yıl batıda yaşamış biri olarak ben de ‘’Güldürmeyin beni!’’ diyorum. Batı demokrasilerinde derin devletin çizdiği sınırların dışına çıkan Başkanın da, Başbakanın da, Hükümetinde hemen haddi bildirilir. Başa kim gelirse gelsin sistem kendini her konuda garantiye almıştır. Bu kurallar Anayasanın da üstünde görünmeyen bir baba yasadır. Trump geldi diye Amerika’nın Türkiye’ye ve Ortadoğuya bakışı, tutumu -pozitif olarakdeğişecek hikâyesiyle avunan birçok Aydın (!), politikacı, yazar çizer takımı var ülkemizde.

Bazıları hala ümitlerini yitirmiş değiller. Habire mucizeler bekliyorlar. Oboma’nın bir ismi de Barak ‘’Hüseyin’’ Obama idi. Ataları kolonyal dönemden beri Müslümandı. O gelince Amerika ve Müslüman ülkeler arasında daha sıcak ilişkiler olacaktı’’ falan gibi algı operasyonlarıyla ortalık sulandırılmış, balçığa dönmüştü. Ne oldu? Hüseyin Obama gelince ‘’Barak’’ yok mu oldu? Yoksa Barak ‘’Hüseyin’i’’ vitrin olarak mı kullandı? Politika müneccimlerinin efsunlu büyüleri hiçbir işe yaramadı neticede. ABD yine eski politik hedeflerine devam etti. Kendi oyununu kendi çaldı ve kendi oynadı.

‘’Gelip geçen Amerikan Başkanlarından en becereksizi, iktidarsızı ve İsrail dostu olan Hüseyin Obamadır’’ dersek yanlış olmaz. Irak’ı, Afganistan’ı, Suriye’yi, Libya’yı işgal eden orduların başında Hüseyin Obama kuklası vardı. Rüzgâr gibi geldi geçti… Şimdi Trump iktidarda. Ondan bir şey umanların ve bekleyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. O da ABD derin devletinin kuklası, Arnold Schweizneger’ e taş çıkartacak profesyonel bir oyuncu? Kendisi para babası, şımarık, yüzünde meymeneti olmayan, insana hiç güven vermeyen bir Kovboy bozuntusu.

Membiç meselesinde PYD, PKK, Rusya, İran, Hizbullah ve Esed’ in can düşmanları ABD ile bir anda nasıl Türkiye’ye karşı kuzu sarması oluverdiler? Kimse umutlanmasın, iyimserlik rüzgârına yelken açmasın! Zira umduğunu bulamaz. Amerikan ineklerinin çobanı olan bu adamdan da bir cacık olmaz. Kendi aklına, gücüne ve birliğine güven Türkiye! Hiç sana, ‘’Ayıdan post, gâvurdan dost olmaz’’ atasözünü söyleyen olmadı mı?

Arif Altunbaş/ Haber7.com

Yorumlar5

  • İlhami 7 yıl önce Şikayet Et
    Umarız herkes anlar ve Abd çöküş süreci hız kazanır. Güzel bir yazı. Umarız ilgili olanlar bir pay çıkarır.
    Cevapla
  • yasar 7 yıl önce Şikayet Et
    bizim amerikan başkanlarından beklentimiz. hangisi abd.yi daha çabuk bitirir. gaye o.
    Cevapla
  • muharrem çay 7 yıl önce Şikayet Et
    yahu herif keferenin önde gideni geçen ay söyledigi bir söz var 2000 yıldır.var olan tüm bu saçmaliklarin artik bir sonu gelmeli diye yani adam armageddon savaşi için geldi iktidara bu adam ve ülkesinden bize yarar gelmesi mümkün degil
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Yaren 7 yıl önce Şikayet Et
    Ne güzel açıklamışsınız,keşke bunu ülkemizdeki kendini aydın sanan, bana göre karanlık olan batı hayranı olanlarda anlayabilse...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Yorumcu 7 yıl önce Şikayet Et
    Aklın yolu bir. Akıllı olan bundan başka bir şey düşünebilir mi. Cenab-ı Allah Kur'an da kimin dost, kimin düşman olduğunu bildirmemiş mi?
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat