Çetin ve uzun bir savaş içindeyiz
- GİRİŞ27.12.2019 09:46
- GÜNCELLEME28.12.2019 09:41
Tarihi Tanzimatla başlayan ve günümüze kadar uzanan çetin bir savaşın ve sınavın içinde olan bir milletiz.Yabancılarla ve yabancılaşanlarla gizli ve açık hesaplaşmaya dönüşen bir kavganın tarafıyız..
Ne zaman ayağa kalksak, ne zaman dik durmaya çalışsak içeriden veya dışarıdan hain bir el sırtımıza paslı hançerini yapıştırıyor. Bu zamana kadar yediğimiz darbelerin kamburuyla birlikte yaşamaya mahkum edilmişiz. Siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel buhranlarla boğuşa boğuşa yorulduk, bitkin düştük, düşmanlarımıza el avuç açmaya mecbur edildik.
AK Parti iktidara gelmeden önce bu ülke 12 Cente muhtaç, gırtlağına kadar borç bataklığında kendi memurunun maaşını bile veremeyen bir acizlikle içinde kıvranıyordu. Bunları çabucak unuttuk.
AK Parti iktidarlarıyla birlikte devlet ile millet arasındaki gerilim ve kavga sona erdi. Devlet yönetimi emperyalist güçlerin kontrol ve boyunduruğundan kurtarılmaya çalışıldı. Milletiyle kavga eden, savaşan bir devlet yönetimi olmaktan çıkarıldı. Milletinin hizmetinde olan, olması gereken bir devlet haline getirildi. Daha sonra siyaset, ekonomi, dış politika, iç politika, ordu, polis, bürokrasi yeniden organize ve dizayn edildi. Yoldan çıkan yol tekrar kendi yoluna girdi.
IMF’e olan bağımlılığımız bütün borçlarımızı ödeyerek ortadan kaldırıldı. Batıya bağlı olan siyaset ve dış politikamıza milli ve yerli bir ayar verildi. Batının menfaatlerine göre konumlanmış bir Türkiye yerine kendi menfaat ve çıkarlarını önceleyen bir Türkiye dik duruşu ortaya konuldu.
Askeri, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel alanda kendimiz olmak, kendimize yeter hale gelmek için emperyalist batıya ayarlı bütün devlet gelenek ve görenekleri, adet ve teammülleri rafa kaldırıldı. Bu değişime önce içimizdeki batının kuklaları direndi ve hala direniyorlar. Ayaklarının altındaki çürük zeminin kaydığını gören mirasyediler telaşlanıp Türkiyeyi batıdaki efendilerine şikayet etmek için Avrupa başkentlerinin kapılarını aşındırmayı adet haline getirdiler.
Değişim her çağda ve zamanda sancılı olur. Bizde de değişim rüzgarları kendi toplumumuzda sancılı başladı ve sancılı olarak devam ediyor. Elbette; her şey güllük gülistanlık, yerli yerine oturmuş değil. Toplumsal değişimler onlarca yıl sonrası meyvesini veren hareketlerdir.
Siz siz olmaya, kendi tarih ve kültürünüze sahip çıkmaya, kendi din, inancınıza ve kültürünüze, aslınıza dönmeye çalıştığınız zaman, sizi şimdiye kadar yöneten ve sömürenler size asla rahat vermezler, sizi asla rahat bırakmazlar.Bırakmadılar ve bırakmıyorlar da... Kendi başınıza, kendi ayaklarınız üzerinde durmanıza fırsat vermemek için sizinle kıyasıya bir mücadeleye girerler. Şimdi; biz Türkiye olarak işte bu anı, bu zamanı, bu süreci yaşıyoruz devlet ve millet olarak.
Her tarafımız düşmanlarla sarılmış, dostlarımız az düşmanlarımız çok. Kendi içimizde birlik ve beraberlik olmamamız için her yönden saldırıya maruz kalıyor, her cepheden saldırıya uğruyoruz.
Dün; müttefik bildiklerimiz (ABD, AB, NATO), bugün; en önde bize karşı savaşan, dün; kardeş bildiklerimiz bugün; bize karşı düşmanca davranan, dün; beraber aynı sofrada yemek yediklerimiz, bugün; yemeğimize zehir katanlar...Yani; her yanımızda ve yönümüzde puşt zulası olarak kol geziyorlar.
Dün; Zeytin dalı, Fırat Kalkanı harekatlarında yaşadıklarımızı bugün Barış Pınarı hareketiyle aynen yaşıyoruz. Yarın, Libya'ya asker gönderme konusunda da aynen yaşayacağımız gün gibi aşikar. Dış basın ve medyanın yalan yanlış haberleri bir taraftan, üst üste alınan ekonomik, siyasi, diplomatik boykot ve yaptırım kararları bir taraftan milletimizi ve devletimizi bir kaşık suda boğmak isteyen dost bildiğimiz düşmanlarımız fırsat ve açığımızı kolluyor.
Yeniden büyük Türkiye oluncaya kadar dış ve iç kaynaklı bu saldırılar, içimizdeki hain ve ahmakların ihanetleri şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı şiddeti ve ağırlığı ile devam edecek. Farketmez. Ateş olsalar ne çıkar… Erdem Beyazıt'ın dediği gibi;
‘’Dünyanın kalbini dinle geliyor adım adım
Dallar meyvaya dursun toprak tohuma dursun
İnsan barışa dursun selama dursun zaman
Sabır savaş ve zafer. Adım: MÜSLÜMAN’’
Arif Altunbaş, Haber 7
Yorumlar3