Düşün şu milletin sırtında…

  • GİRİŞ04.05.2012 10:03
  • GÜNCELLEME04.05.2012 10:03

Devletin kaynaklarını en ekonomik bir şekilde kullanmak isteyen yöneticilerle devletin imkanlarını arpalık gibi kullanan memurlar arasındaki anlaşmazlığı sokağa taşıranların derdi kokuşmuş eski düzenlerini sürdürmek.

Gören, duyan da zannedecek ki Kadir Topbaş hürriyetlerini ellerinden ha aldı, ha alacak…

Sokakta sol yumruklarını sıkarak yürüyenler ‘’Tiyatro bizim işimiz, Tiyatroyu biz biliriz, işimize kimse karışmasın, biz şimdiye kadar olduğu ve istediğimiz gibi saltanat sürdürelim istiyorlar. İstedikleri ne sanat, ne özgürlük, ne de hak.

Başbakan, ’’Özgürlük istiyorsanız buyurun size özgürlük;Tiyatrolar özelleşiyor.İstediğiniz oyunu, istediğiniz gibi, istediğiniz şekilde, istediğiniz zamanda oynayın.’’ deyince sokaklara dökülenler şimdi sus pus oldular.

Kılıçdaroğlu mal bulmuş mağribi gibi sineğin kanadından yağ çıkarmak için Tiyatrocuların yaralarını sarmaya koştu. Ahmet Altan da Taraftaki taraflı fildişi kulesinden Başbakanı çapsız olarak suçlayarak kendi çapını çapraz ateş yaparak ortaya koydu.

Dünyanın neresinde devlet tiyatro ile uğraşıyor ki? Sadece Şehir Tiyatroları değil, devlet tiyatrolarını da özelleştirilmeli.

Ne işe yarar şu devlet opera ve balesi? Meraklıları, Opera sevenler, STK’lar finansa etsin bu kurumları. Fakir fukaranın vergileriyle her yıl milyonlarca paranın buralarda çarçur edileceğine buraya aktarılan imkanlar Anadolunun ebesi, doktoru , dersliği , içecek suyu, aydınlanacak elektriği olmayan bölgelerine aktarılsın.

Yoksul insanların haklarını metropol elitlerine Bale ve Opera seyrettirmek için peşgeh çekmek hangi adalete, insafa, özgürlüğe, emekçiliğe, insanlığa, demokratlığa sığar, hangi dinde böyle bir adaletsizliğe yer var?

Şu devlet Senfoni Orkestrası, balesi ne iş görür, ne hizmet yapar, hangi sanatı icra eder, kimin derdine merhem olur acaba? Bunlar da vakit geçirmeden özelleştirilmeli…Zavallı milletimizin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı buralarda birkaç kişinin keyfi ve zevki için heba edilmemeli.

Özelleşsin bu kurumlar? O zaman isteyen istediği kadar, arzu ettiği gibi oyun sergilesin. İsteyenler istediği kadar bu oyunlara gitsin. Vazgeçin artık bu milletin imkanlarını orada burada boş yere harcamaktan, daha önemli yerlere harcamak varken, daha akut sorunlar önümüzde çözüm beklerken…

Devlet elini kültür ve sanattan çekmeli, sanatçılar devlet memurluğundan çıkarılmalı, özgür hale getirilmelidir.  Hangi çağ ve zamanda olursa olsun sanat özgürleşmeyince, bağımsızlaşmayınca geliştiği görülmüş değildir.

Hiç devletin kültür ve sanat politikası mı olur? Kültür Bakanlığı da kapatılarak bir Genel Müdürlüğe indirgenmeli, devletin kültürle ilgili yapması gereken hususlar bu Genel Müdürlük tarafından takip edilmelidir.

Devlet bu halkın efendisi değil, hizmetkarı ise devlettir. Halen Kemalist devletcilik anlayışından, bürokratik oligarşinin sıtmasından bir türlü kurtulabilmiş değiliz. Lanet olsun…

Bırakın şu sanatçıları özgürce kendi başına. Herkes kendi keyfince Operasını, Tiyatrosunu, Senfonisini, Balesini, orkestrasını kursun, kendi imkanlarıyla oyunlarını oynasın, sanatını icra etsin, kendi parasını kazansın.

Başbakanın, "Alın tiyatronuzu, istediğiniz gibi eser seçin, istediğiniz gibi rol dağıtın, istediğiniz gibi oynayın ama bundan sonra da bizden bir şey istemeyin, kendi kendinizi finanse edin’’ deyince özgürlük aşığı sanatçılarımızın bu özgürlük teklifi karşısında lal olup dilleri tutuldu.

Haydi buyurun özgürlük isteyen beyler/bayanlar şimdi özgürsünüz. O yüksek sanatınızı özgürce ortaya koyun de koyalım sizi.

Yüksek sanatınız sizin olsun. Özgürlüğünüz sizin olsun. Özgür Tiyatronuz da sizin olsun. Hiç birinde hiç kimsenin bir gözü yok. Düşün artık, şu tepeden baktığınız teneke kafalı, göbeğini kaşıyan millet yakasından…

Gölge etmeyin başka ihsan istemez.

Arif Altunbaş- Haber 7

arifaltunbas@hotmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat