Önceden gördüğümüz filmler gibi bu yeni sahnelenen filmin içerisinde de hakaretler, düşmanlıklar, ajitasyan ve provakasyonlar öne çıkıyor.

Selman Rüştü ile başlayan islam düşmanlığı propagandası batı dünyasında hemen bir çok taraftar buldu.Ve bu insanlar batıdaki islam düşmanı odaklarınca bilinçli olarak kullanılarak bayraklaştırıldı.

Hollandada Peygamberimiz aleyhine çevrilen nefret kokan film, karikatörler komedisi, Almanya, Danimarka, İsveç ve diğer Avrupa ülkelerinde Haçlı kiniyle yükselen islam düşmanlığının arkasında hep gizli eller var.

Hiçbir şey tesadüfen, kendiliğinden, gelişigüzel gelşlmiyor. Bu meselelerin arkasında islam dünyasını dizayn etmek isteyen ülkelerin istihbarat örgütleri, derin kilise projeleri, Siyonist odaklar var.

Batıdaki İslam ve müslüman düşmanlığının altında birçok vakıfların, gizli ellerinin olduğu muhakkak. Bunlar bu meseleyi zaman zaman kaşıyarak gündemde tutuyorlar ve bundan sonra uygulamak istedikleri projeleri ortaya çözüm ve çare olarak sürüyorlar.

‘’Basın özgürlüğü, insan Hakları, evrensel hukuk’’ söylemleriyle bu insanlara Müslümanların mukaddeslerine küfrettirilerek hak, hukuk ve özgürlüğün tüm sınırları çiğnetiliyor.

Bir özgürlük başkalarının sınırlarına tecavüz ediyorsa özgürlük, bir hukuk başkalarının hukukunu çiğniyorsa evrensel bir hukuk olabilir mi?

İslam düşmanlığı söz konusu olunca, batıda olması mümkün olmayan her şey olabiliyor. Bütün kapalı kapılar açılabiliyor.

İslam dünyasında büyük bir huzursuzluğa sebep olan yeni bir filim gündemde.

Filmin adı;’Müslümanların masumiyeti: Baştan başa islamı kötülemek için yapılan ve vizyona sokulan islam karşıtı bir propaganda filmi.

Filmin yapımcıs; Sam Bacile. Yahudi kökenli Amerikalı bir Siyonist. Bu filmi İsraili rahatlatmak için yaptığını söylüyor.

Filme destek veren kişi; Amarikanın Floria eyaletinde  Kuran yakmakla meşhur Hıristiyan bir Papaz olan Terry Jones.

Filmin Finansörleri; 100 İsrailli iş adamı ve yapımcı ile birlikte İsrail gizli örgütü de olabilir.

Fimin çevrildiği ülke; Amerika.

Filmin gösterime girdiği yer; Amerika Birleşik Devletleri.

Tarih; 11 Eylül hadisesiyle islam düşmanlığının körüklendiği bir zaman.

Filmi yapan Yahudi asıllı Sam Bacile “100 İsrailli yapımcıdan beş milyon dolar aldım ve filmi İsrail için yaptım” diye açıkça provokatif siyasi bir propaganda için filmi yaptığını kendisi itiraf ediyor.

Bacile;’’ “İslam kanserdir, Müslümanlarda yok edilmesi gereken böceklerdir. Bu film ile İslam’ın nefret içerikli bir din olduğunu göstereceğiz” diyerek içindeki nefret ve düşmanlığını ortaya koyuyor.

Arap Baharı'yla Ortadoğu'da hızla gelişen Amarika ve İsrail düşmanlığı ve onların dümen suyundan akan devlet ve başlarına yönelik nefret ve karşı duruş, bu diktatörler kadar onların efendilerini de derinden rahatsız ediyor.

Ortadoğu ABD’nin yeni yalan ve iftiralarına bağlı olarak da işgallerin hedefi yapılmak isteniyor.

Tunus, Libya, Mısır, Yemen, Bahreyn, Suriye gibi ülkelerde İslami uyanışlardan rahatsız olan batı haçlı zihniyeti ile Siyonist şer odakları bu filmle bölgemizde yeni filmler ve koplolar ortaya koymak isteyebilir.

Yakında El Kaide, Cihad, Hizbullah, Hamas, İhvan-ı Müslimin ve diğer islami kuruluşlar üzerinde yeni propaganda saldırıları ve operasyonlarına şahit olabiliriz.

Müslümanların top yekün ve büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri kazanımlar emperyalist batının ve Siyonistlerin yeni filmlerine kurban edilmemesi için tüm müslümanlar uyanık olmak zorundadırlar

Terör nerede, kim tarafından, nasıl işlenirse işlensin tasvip edilecek bir durum değil. Hergün Afganistan, Irak, Bahreyn, Yemen, Suriye'de ki saldırılar sırasında işlenen cinayetlere suskun kalan batı medyası ve politikacılarının Libyada öldürülen diplomatlar karşısında ayağa kalkması insanlık adına, hak hukuk ve adalet adına, evrensel insani değerler adına cidden utanç verici ve düşündürücüdür.

Ne yazık ki, insanın içindeki insanın insafsızca katledildiği bir çağda yaşıyoruz.

Arif Altunbaş - Haber 7

arfltnbs@hotmail.com