Ege ve Akdeniz'in suları uyur, ama düşmanlarımız uyumaz

  • GİRİŞ10.03.2013 09:32
  • GÜNCELLEME10.03.2013 09:32

Yunanistan karasularını 12 mile çıkarmak için fırsat kolluyor. Yüreğinde Büyük İskender'in istilalarıyla başlayan Grek etkisinin doruğa ulaştığı Antik Dünya dönemi gibi bir Helenizm imparatorluk sevdası var.

Yunanistan deniz sınırlarını 12 mile çıkardığı takdirde Ege denizinin %70 den fazlasına hâkim olmuş, Türkiye'yi Meriç'ten Meis adasına, oradan da Kıbrıs sınırlarına kadar kuşatmış olacak. Bu ise, Türkiye'nin Ege denizinde %7 ile % 10 arasında dar bir sahaya sıkışıp kalacağı anlamına geliyor.

Yunanistan'ın böyle bir karar almasının Türkiye tarafından kabul edilemeyeceği, bunun bir savaş ilanı demek olacağı Atina'ya defalarca bildirilmesine rağmen Yunan hükümetleri bu iddialarını her fırsatta tekrarlıyor. Yıllardır Ege denizi üzerinde manevra yapan savaş uçaklarımızın Yunan savaş uçakları tarafından önünün kesilmesinin, it dalaşı yapılmasının sebeplerinden birisi de bu.

Wall Street Jurnal gazetesinde konu üzerinde yapılan bir yorumda, “Yunanistan'ın iddiaları, Türkiye ile işleri karıştırıyor” şeklinde yorumlanıyor. "Borç içindeki Yunanistan'ın büyük petrol ve gaz rezervlerini bulmayı umduğu Ege Denizi'ndeki bir dizi tartışmalı suların önemli bir kısmına ilişkin hak iddialarını yeniden gündeme getirdiği belirtiliyor. Bu “Plan'ın Türkiye ile bir çatışmayı tetiklemesinin riski'' üzerine parmak basılıyor.

"Başbakan Antonis Samaras'ın konuyu, İstanbul'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde dile getirdiği belirtilirken, “Bu kaynakların Türkiye'ye ait olduğunu söyleyen ve 20 yıla yakın bir süre yeni sınırları çizmeye yönelik herhangi bir çabanın savaşa yol açabileceği uyarısını yapan Ankara ise, daha çok diyalogla konunun çözüme kavuşturulması taraftarı ‘' olduğu ifade ediliyor.

130 milyar dolarlık rezerv bulunduğu tahmin edilmekte olan Ege'deki denizaltı karbon yataklarına Yunanistan tek başına sahip olmak istiyor. Türkiye'nin Girit adasının güneyinde tartışmalı bir bölgede petrol ve gas arama izni vereceğini söyleyen Yunanlı yetkililer, Türkiye'yi şimdiden BM'ye şikâyet ediyorlar.

Yunanistan Avrupa Birliği'ni arkasına alarak BM hukuku çerçevesinde sorunu çözeceklerini ve böylece Türkiye ile tek başına uğraşmaktansa Avrupa Birliği'yle karşı karşıya getirmek istiyor. Bu arada  "üst düzey bir Yunan yetkilinin “bölgede gerilim oluşturacak bir şey yapmak istemedikleri de'' diplomatik bir dille ifade ediliyor.

Türkiye bağımsızlaştıkça büyümekte, geliştikçe bölgenin lider ve en önemli gücü olmakta. Bu ise, içimizdeki ve dışımızdaki şer güçlerin tarihte hiçbir zaman bizi rahat bırakmadığı gibi, şimdi de boş durmayıp fitne kazanını kaynatacağını gösteriyor.

Dik durmaz, uyanık olmaz, hak ve hukukumuza sahip çıkmaz isek bu topraklarda operasyon yapacak, başımıza türlü belalar saracak olanların sayısı dostlarımızdan daha çok. O kadar çok ki, tökezler düşer isek içte ve dışta kına yakacak, zil takıp oynayacakların haddi hesabı yok.

Millet olarak eskisinden daha fazla, her günden daha çok bir birimize bağlanmanın, dayanmanın, birlik ve beraberlik içinde bir yumruk olmanın zamanıdır.

Başımızda sadece PKK sorunu yok. Önümüzde Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege, Irak, Suriye, İsrail gibi bizi direk ilgilendiren bir sürü sorunla aynı anda mücadele etmekle karşı karşıyayız.

Türkiye güçlendikçe Ege'nin suları birileri tarafından İsrail, Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanlılar alet edilerek bir gün ısıtılacak. Haklarımızı kimseye kaptırtmamak için bu topraklarda canlı, diri, iri, uyanık ve güçlü olmaz isek kimse bize hayat hakkı tanımaz.

Dünyanın en stratejik, en kritik, en hassas bir bölgesi olan Türkiye'de barış ve huzur içinde yaşamak istiyor isek, her an, her türlü savaşa hazır ve tetikte olmak mecburiyetindeyiz.

Ege ve Akdeniz'in suları uyur, ama Türkiye'nin düşmanları uyumaz.

Arif Altunbaş - Haber7
arfltnbs@hotmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat