İmam Hatip Manifestosu

  • GİRİŞ03.05.2016 09:36
  • GÜNCELLEME03.05.2016 09:36

Post-28 Şubat'ı yaşıyoruz adeta. 28 Şubat döneminden bazı kesitler, pasajlar, replikler, söylemler, manşetler getirip önümüze koysalar “dejavu” oluruz.

“Öz yurdumuzda garip, öz vatanımızda parya”ydık yıllarca!

Ama bugün, 2016'da, hele hareketimiz, tabanımız, hayallerimiz, dünya görüşümüz iktidardayken, ezilmişler, zenciler, yalın ayaklılar, hadi sizin jargonunuzla söyleyelim, “Beethoven'in 9.Senfonisi'nden mahrum kalmış cahiller, göbeğini kaşıyan, makarna yemekten boyu kısa kalmış, vitaminsiz insanlar” iktidardayken bize bu yurtta garip, bu vatanda parya muamelesi çekemezsiniz!

Haddinizi bileceksiniz önce.

İmam Hatiplilere saldırmanıza, münferit olayları dindarlara mal etmenize, İslam'ı ve İslamcıları topyekün zan altında bırakmanıza seyirci kalamayız.

Eğer, toplumsal dejenerasyonun, yozlaşmanın, kültürel buharlaşmanın sebeplerini merak ediyorsanız, eğer Türkiye toplumunun ananelerinden kopmasının nedenleriyşle gerçekten ilgileniyorsanız, ahlak olgusunun nasıl iğdiş edildiğiyle yüzleşmek istiyorsanız, tarihi, İmam-Hatip tarihinden değil, çok daha gerilerden başlatacaksınız.

Yıllarca nasıl bir eğitim sistemi ile genç nesiller, kuşaklar yetiştirdiğinize bakacaksınız.

Türkiye toplumunu tarihinden, geçmişinden nasıl kopardığınıza bakacaksınız.

10 yılda yetiştirdiğiniz 15 milyon gence bakacaksınız.

Ne diyordu geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Osmanlı'nın son döneminde tekkke ve zaviyelerin yozlaşması ve Cumhuriyet'in ilk yıllarıyla tamamen kapatılması ilim irfan yuvalarına darbe vurmuştur. Gönül kapılarının zayıfladığı yerlerde yerlerini terör örgütleri alır.”

Evet, tam da bu işte!

Siz “Gönül Kapılarını” zayıflattınız.

Müslümanca yaşamı kamusal alandan, özel yaşamdan nasıl dışladınız, bu toprakların hafızasını daracık bir fanus içinde tuttunuz, düşünce dünyamızı hapsettiniz.

Zulmettiniz, baskı uyguladınız.

Kendisi dâhil 7 kardeşinin hepsi “İmam-Hatipli olan” birisi olarak söylüyorum!

İmam-Hatipliler bu ülkenin onurudur, şerefidir.

İmam-Hatipliler toplumun ak yüzüdür.

İmam-Hatipliler, bu ülkeye vurulmuş prangaları bir bir söken, bu coğrafyanın dört bir yanına dikilmiş putları bir bir deviren, ekonomik, kültürel ve sosyal sömürüyü tek tek yerle yeksan eden, İslam dünyasının damarlarına enjekte edilen mavi kanı, kırmızı kanla tranfüze eden yiğitlerdir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmam-Hatipli değil mi?

Siyasi hayatı boyunca milletin, halkın, Ortadoğu'nun, Müslüman coğrafyanın, insanlığın aleyhine olacak hangi işi yaptığını, hangi sözü söylediğini, hangi kararı aldığını gördünüz?

Bırakın İslam coğrafyasını, bırakın Müslümanları, laiklerin, sekülerlerin, Atatürkçülerin, Ateistlerin, Gayri-Müslimlerin, ezcümle kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi inanmayan, kendisi gibi olmayan hangi insanı, hangi toplumu, hangi mezhebi, hangi etnisiteyi karşısına aldı, hangisinin özgürlük alanını daraltı, kimin giyimine karıştı, kimin yaşam biçimine müdahale etti?

Yetmedi mi, bu coğrafyanın değerleriyle kavganız?

Yetmedi mi, bu medeniyetle çatışmanız?

Yetmedi mi, “çoraklaşmış oryantalizm tarlası”na kin tohumları ekmeniz?

Yetmedi mi, Müslümanlarla olan didişmeniz?

Kendinizden, kültürünüzden, medeniyetinizden, değerlerinizden ne zaman utanmaktan vazgeçeceksiniz?

Kendinizi Batı karşısında ezik görmekten ne zaman sıkılacaksınız?

Siz! Ey Batılı olamayan ve hiçbir zaman da olamayacak Doğulular!

Kerameti kendinden menkul “aydıncık”lar, zebra pijamalı patronlar, köle pazarına düşmüş Hint kumaşları, ıskartaya çıkmış kibirliler, malulen emekliye sevk edilmiş kır saçlı liberaller, darbe olsun diye TSK kışlaları önünde yatmaktan dizleri nasırlaşmış zavallılar!

Ruhunu Batı'ya satmakla Batılı olunmuyor. Bedeniniz Doğulu, teniniz Doğulu, ruhunuz olmasa da!

Malcolm'un ergen dönemlerinde yüzüne “pudra” sürerek beyazlaşacağını zannetmesi nasıl bir ilizyonsa, sizin de “papyon” takarak Batılı olduğunuzu sanmanız öyle bir ilizyon!

“Coğrafya Kaderdir” diyordu İbn-i Haldun…

Bu coğrafya bizim kaderimiz. Siz reddetseniz de kaderimiz, etmeseniz de.

Bu coğrafyadan, bu topraklardan, bu kültürden utanmak, kendinden, kendi kaderinden utanmaktır.

İçimizdeki oryantalistler! Siz kendinizden utanıyorsunuz yıllardır.

Tarih sizi “kendisinden utananlar” olarak kaydedecek.

İmam-Hatipliler, 100 yıl önce bu coğrafyayla oynayıp kaderimizi değiştirmek isteyenlerin karşısında dimdik ayaktadır.

İmam-Hatip'ler ise bir direniştir.

İmam-Hatip'ler, bir düşünce isyanıdır. Bir tavırdır, bir duruştur. Bir sembol…

İmam-Hatipliler, Bosna'da Aliya, Filistin'de Rachel Corrie, ABD'de Malcolm, Mısır'da Mursi, Kafkasya'da Şeyh Şamil, Ortadoğu'da Hasan El Benna'dır.

Akif'tir, Mevdudi'dir, Seyyid Kutub'dur, Ömer Muhtar'dır, Battani'dir, Beyruni'dir, Mes'üdi'dir, Maşer'dir, Rüşd'tür, “Musa'nın Asası”dır, “İbrahim'in Baltası”dır.

İmam-Hatipliler Vicdan'dır!

Da…

Siz kimsiniz?

Bize onu söyleyin!

Yorumlar4

  • müslüman 7 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun,kalemine Allah zeval vermesin
    Cevapla
  • Mehmet taşpınar 7 yıl önce Şikayet Et
    Allah senden razı olsun yüreğine sağlık
    Cevapla
  • ahmet vural 7 yıl önce Şikayet Et
    Allah senden razı olsun ağzına sağlık
    Cevapla
  • Mesut Aydın 7 yıl önce Şikayet Et
    Ağzına, yüreğine sağlık
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat