İntihar edenlere soramadık

  • GİRİŞ24.10.2013 09:28
  • GÜNCELLEME24.10.2013 09:28

 “ Konya'da resim öğretmeni bir genç kız ( Nazire Dağ, 25 ), eski sevgilisi nişanlanınca, başına poşet geçirerek intihar etti.” Kâğıda düştüğü notta şunlar yazılı: “ Öyle bir suçluluk duygusu var ki bende, yemeğin yemediğim yarısının bile kalbinin kırıldığını düşünüyorum. İnsanlar yaşamayı becerebilenlerin karşısında donup kalıyor. Yani nasıl oluyor da insanlar, yaşamaya ara vermek istemiyorlar?..”

                İntihar!.. Ürkütücü bir kelime; ürkütücü ve ruh delici! Dünya kuruldu kurulalı insanlar kendi canlarına kıymışlar, ama son yüzyıl bu konuda da şampiyon! Özellikle gelişmiş ülkelerde, ekonomik sıkıntılarını çözmüş ülkelerde intiharlar daha çok yaygın. Bunun da ötesi, cins kafalar, yazarlar, sanatçılar adeta intihara susamış gibi.

                “Yazık! Her şey ölecek demek ben ölürsem!” (Gerard De Nerval) “Yazık” ise niçin kendini öldürüyorsun? Bir cevabı olsa, bir çıkış yolu bulur ve oradan hayata açılırdı, ama yok. Hayat algısı çıkışsız bir labirent gibi midir? Bir korkunun anaforu mudur, yoksa bir sevginin silinip gitmesi midir?

                Kendilerini ölümün kucağına atan bunca insanı anlamak zordur. Aslında hayatta kim kimi anlamıştır ki, yaşam mumuna üfleyenleri anlayalım? Antik Yunan'da bir dönem salgın haline gelen kadın intiharlarını önlemek için cesetler ibret olsun diye soyularak şehrin meydanına asılırmış. Kısa zaman önce Güneydoğu'daki kızların intiharı gibi bir hayat yılgınlığı, bir istismar, bir yenilginin kendine dönük saldırısı mı? Bilim bir şeyler söylese de tadı anlatamaz, o tadılır.

                İnsan, içindeki dumanları bir yerlere boşaltmak istiyor da kap mı bulamıyor? İç dünyasında sonsuzluğa açılan kapının anahtarını mı kaybetmiş de dünya dumanı onu boğmaktadır? Hayat mı insanı kaldıramamış, yoksa insanın hayata açılan şifresi mi kaybolmuştur? Akıl mı, tıpkı örümcek gibi, önce ağını örerek ona tutulmuştur? Bilinmez!

                Her mutsuzluk dalgası bizi boğarsa, yaşam kapkaranlık bir kuyu gibi karşımıza çıkmaz mı? Hayat mevsimler gibidir; kıştan sonra bahar gelir. Aklı kutuplara salanlar mı intiharı seçmektedir? Bakıyoruz bazı insanların ağızlarından kelimeler dans ederek, adeta büyülü bir nağme gibi çıkmakta ve bulundukları yere bahar gelmektedir. Bazı kimselerin de dilinden sözcükler bir yılan gibi ıslık çalarak ve sürünerek çıkmaktadır. O zaman de zemheri kış ruhu titretip durmaktadır.

                Varlığa karşı duyulan sevgi, içimizde baygın yatan kelimeleri uyandırır; nefret ve ümitsizlik ise içimize ölüler bırakır. Önce kelimeler mi ölür içlerinde, intihar eden insanların? İntihar, ölü kelimelerin hayata düştüğü not mudur?

                “ Hepinize… İşte ölüyorum! Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. Bağışlayın beni. İş değil bu, biliyorum; ama benim için başka bir çıkar yol kalmamıştı. Lili, beni sev!”  (V. Mayakovski)

                Bir avcı, uçmakta olan bir çift güvercinin dişisini vurur. Erkek güvercin, sevgilisinin yere düştüğünü görünce, havalanır ve gökyüzünde kaybolur. Biraz sonra da hışımla yere çakılır, intihar eder. Sevgi boğulması mıdır, intihar?

                İntihar eden birçok yazar ve sanatçılardan biri olan Yahudi kökenli Stefan Zweig, Hitler'in fırtınasının dinmeyeceğini düşünerek karamsarlığa kapılır ve Nobel ödüllü bu yazar, anne ve babası gibi intihar eder.

                Bizde de Tanzimat'tan sonra, edebiyatçılarımızın eserlerinde intihar bolca boy gösterir. Ateizm'i kendine yurt edinen Beşir Fuat, bileklerini keserek, 36 yaşında, intihar eder. Şemsettin Sami'nin “Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat” adlı romanının kahramanları Talat ve Fıtnat intihar eder.

                Sami Paşazade Sezai'nin “Sergüzeşt” adlı romanının kahramanı Dilber, kendini Nil nehrine atarak intihar eder. Halit Ziya'nın “Aşk-ı Memnu” adlı romanı, Tanpınar'ın deyimiyle, “ Küçük bir aile cehennemidir.” Burada da Bihter intihar eder. Mehmet Rauf'un Psikolojik romanının kahramanları Necip ve Suat da intihar ederler. Ziya Gökalp genç yaşında beynine kurşun sıkar, ama ölmez, onunla yaşar.

                “ Dişisine kötü davranan tek hayvan insandır.” diyen tüm zamanların en çok okunan romancısı Jack London 40 yaşında intihar eder. Albert Camus “ Öte dünyayla göbek bağını koparmış bir dünyanın insanı ya intihar eder, ya isyan!” diyerek intiharı değil de isyanı seçer. “Evet İsyan” kitabının adı.

                20. Yüzyılın en önemli kadın şairlerinden Sylvia Plath, “ Ölmek… Her şey gibi bir sanattır/ Bu konuda yoktur üstüme.” diyerek 29 yaşında intihar eder.

                Hayat, ölümün kucağında ninnilerle uyuyan çocuk gibi; uygarlık beşiği bu çocuğu uyutur, uyanınca hayat yoktur. İntiharlar, vahiyle dolmayan aklın infilakı mıdır? İbn Haldun “ İnsanları açlık öldürmez, daha önce alışmış oldukları tokluk onları öldürür.” der. Ruhun açlığı, aklın dünya bulutlarıyla boğulması mıdır, intihar?

                Ne olursa olsun, bir insanlık dramıdır ve hepimize bir şeyler söyler.

 

D. Ali TAŞÇI
dalitasci@hotmail.com

Yorumlar7

  • Bir Allahın kulu işte 10 yıl önce Şikayet Et
    ÜZÜCÜ HOCAM, İÇ ACITICI BİR HADİSE...666. Allah cümle insanlığın içine Allahtan isteme duygusunu versin..Arkasından hayır isteme bilinci gelir inşaallah...Hocam özür dilerim çok yazdım. Allah sizlerden razı olsun ve siz gibi alimlerimizi başımızdan, insanlığın başından eksik etmesin Hürmet ve dualarımla...
    Cevapla
  • Bir Allahın kulu işte 10 yıl önce Şikayet Et
    ÜZÜCÜ HOCAM, İÇ ACITICI BİR HADİSE...555. Allahada çoğu kez bu manada havale ediyoruz ettiğimizi sanıyoruz ama ayağa kalkmak için toparlanabilmek ve yeniden akli kalbi ruhi bir dirilişe başlamak için istekten bile aciziz. Ve hayata , sorunlara karşı yenilgi kaçınılmaz oluyor. Hocam ben bu ara Mehmet Ali Bulut Ağabeyimizin Ruhun Dirilişi adlı kitabını okuyorum müthiş bir kitap. İnsanın manevi ruhi kalbi dertlerine, sorularına sorunlarına adeta hayat iksiri gibi .İlahi bir kanaldan gelen cevap gibi... Gönlüm dilerki herkes okusun tüm gençlerimiz , çocuklarımız yetişkinlerimiz.Dert adamı bulmadan, insan akli kalbi ruhi direncini bu tip kişisel gelişim kitaplarıyla arttırsa inanıyorumki intiharda kalmaz,cinnetlerde, kanserde, cinayetlerde ...
    Cevapla
  • Bir Allahın kulu işte 10 yıl önce Şikayet Et
    ÜZÜCÜ HOCAM, İÇ ACITICI BİR HADİSE...444. Ayrıca biz hakkımızda ne hayırlı ne şer bilmiyoruz.İstediğimiz şekilde olmadığı için uğruna can verilen kişiler belki bizim felaketimiz, ama bilmiyoruz. Ancak Allah biliyor ve biz bilene havale etmiyoruz . Sabrımızı arttırması tahammül gücü vermesi konusunda duayla yetiniyoruzda biz kendimiz için bir şeyler yapmıyoruz. İnsanın bakış açısını bazen bir söz, bazen bir olay o kadar değitirebiliyorki .İnsan acıları karşısında yeterki gerçekten ve hayırlı bir şekilde teselli olmak istesin. Bu teselliyi dağıtmakta aramasın. Cenabı Allah isteyene ve bu konuda çaba gösterene öyle kurtuluş, tahammül, yolları açıyorki. Ama biz her şeyi tembellikten irade yoksunluğundan birilerine havale etmeye alışmışız.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • EYLÜL SONBAHAR 10 yıl önce Şikayet Et
    intihar...vei. edenler... bildiğim şu ki; intihar eden ve etmeye meyilli bu zavallı insanlar yaşayan zavallılardan daha değerli, daha akıllı, daha olgun, daha düşünceli ....daha adam gibi adam....keşke intihar yerine tahammülü, acıyı, yalnızlığı, anlaşılmamayı kabullenebilselerdi...ve keşke ölümü yaratıcıya bırakabilselerdi....
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Bir Allahın kulu işte 10 yıl önce Şikayet Et
    ÜZÜCÜ HOCAM, İÇ ACITICI BİR HADİSE...333. Onlarla gerek direkt iletişimler gerekse kitapları yoluyla iletişim kurmak insanı birçok büyük sorunlarından kurtarabilir en azından direncini arttırır. Küllerinden yeniden doğmayı öğretir. Hocam imanlı ihlaslı bir alimin yazıları tavsiye ve tecrübeleri nasihatleri insanlığa Allahın mesajları değilmidir.İnsanın ruhsal gelişimi direncinin yükselmesi konusunda bir çok kitap var . bu kitaplardan yardım alabilir yardıma arayan. İnsan çöküntü , melankolik,depresif durumundan sıyrılmayı istemesi lazım . Kimse insanın ana babası kadar kendisi kadar kendine acımaz ama acımak çözümde getirmez. kendine acıyıp durmaktan vazgeçmesi ve kendisi için bir şeyler yapması lazım. zira kaybettiği hayatı için ağlarsa!!! anası ağlıyor gerisi yalan ağlıyor . ve uğruna can verilen sevgililer hayatını sürdürmeye unutmaya yeni aşkların tadına varmaya devam ediyor yani olan ölene ve anasına oluyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat