Zılgıt çekerek ‘öldürün’ diye bağıran kadınlar!

  • GİRİŞ17.10.2014 08:48
  • GÜNCELLEME17.10.2014 09:12

Ancak bir korku filminde olabileceği zannedilen bu şeyler ülkemizde yaşandı. Ve tahmin edilebileceği gibi, ne bu olaylara çanak tutanlar ve ne de bu türden olayları nefeslerini tutarak bekleyenler, bu vahim duruma değinmek ihtiyacı bile hissetmediler…

Vahşetin, gözü dönmüşlüğün zirve noktası yaşanırken, belli ki kimse müdahale etmedi ya da korku belasından edemedi.

Can korkusu ile evine sığınan insanları, onları öldürecekleri kesin olanlara ihbar etmek!.. Oysa o bölgenin tarihi, kendisine sığınan suçluyu bile yetkililere teslim etmeyi zül kabul edip, sonunun dar ağacı olduğunu bile bile direnen insanlardan bahseder; iftiharla hem de… 

Sığındıkları evde kıstırılan insanları silahla yaralamak, pencereden atmak, üzerlerinden araba ile geçmek, bıçaklamak, taşla başlarını ezmek… Bu işi yapanların, sınırın hemen ötesinde işlenmekte olan bir vahşeti protesto etmek için harekete geçmiş oldukları iddia ediliyor oysa… Yanlış bir şeyi protesto etmek için, aynı şeyin çok daha kötüsünü yapmak, nasıl bir anlayıştır; anlayabilmek mümkün değil.

Ve her birisi anne ya da anne olmaya aday oldukları halde; çocuk yaşta kişilerin linç edilmesini zılgıt çekerek seyreden ve ‘öldürün’ diye bağıran kadınlar… Anneler ve anne adayları, şefkat ve merhametin yeryüzündeki örnekleri olarak kabul edilir oysa…

Çocukları söz konusu olduğunda gözlerini bile kırpmadan canlarını feda edebilecek annelerin; başkalarının ciğerpareleri gözlerinin önünde katledilirken, bu vahşete mani olmaya çalışmak yerine tempo tutarak teşvik etmeleri, sözün bittiği yerdir…

Ne yapacakları konusunda zerre kadar şüpheleri olmadan insanları sokaklara davet edip, sonrasında: “Biz sadece barışçıl protesto gösterileri murat etmiş ve kesinlikle böyle olmasını istememiştik” şeklinde mazeret beyan edenler; temsil etme iddiasında bulundukları insanları ne hale getirdiklerini, uzun uzun düşünmelidirler, öncelikle.

Bu arada, kitleleri yönlendirmekle görevli olduğu anlaşılan özel görevlilerin, tahrip edilecek ya da edilmeyecek mekan ve araçlar hususundaki gayretlerinin, dehşete kapılmış bir halde olaylara maruz kalanların dikkatlerinden kaçmadığını bilmelerinde de fayda var.

İmralı’dan gelen mesaj üzerine ve belli ki korkmuş bir şekilde ortalığı soğutma telaşına düşenlerin, sınır ötesi bir yerlerden aldıkları emirlerle bu olayları tertipledikleri ve Kobani başta olmak üzere söyledikleri her şeyin kocaman birer yalandan ibaret olduğu iyice ortaya çıktı.

Hükümetin hazırlığını yürüttüğü İç Güvenlik Reformu düzenlemesini; polis devletine gidiş, özgürlüklerden geri adım, 90’lı yıllara geri dönüş gibi yaftalarla değersizleştirmeye çalışanlar var. Bunların da; etrafı yakıp yıkmak ve yağmalamakla görevli kalabalıkların bilinçli bir şekilde özel yerlere sevk edildikleri, dolayısıyla kendilerine dokunmayacakları konusunda pek de emin olmamaları gerektiğini unutmamaları lazım.

Yalan ve samimiyetsizlik üzerine bina edilmiş argümanlarla, ülkeyi karıştırmak amacıyla yola çıkanların nerede duracaklarını kestirmek, sanıldığı kadar kolay değildir…

Parlak laflar ederek,  ortalığı karıştırmak için harekete geçenlerin ekmeğine yağ sürmek yerine, empati kabiliyetlerini harekete geçirsinler. Yapılmak istenen düzenlemeyi, icra edilen vandallığa kendileri ya da yakınları maruz kalmış olsaydı neler hissedebileceklerini düşünerek değerlendirsinler, en azından.

Yakıp yıkacak ve yağmalayacak yerler arayan maskelilerin Anayasal haklarını kullandıkları; onlarla ilgili tedbirler almanın özgürlüklerin gerilemesi olduğu ve benzeri yalanların müşterisi kalmadı…

 

Ekrem KızıltaşHaber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar5

  • orhan koksal 9 yıl önce Şikayet Et
    Zalimler için Cehennem en güzel yer . Bunları yapanlar, yapanları gizli açık destekleyenler, yapılanlara müsamaha gösterenler zalimin ta kendileri. Siyasi görüşü, etnik yapısı, inancı, vs vs ne olursa olsun eşrefi mahluk olan insana böyle zulüm yapılmaz. Yapanlar eninde sonunda ilahi adalete hesabını verecek.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Gültekin Gedikli 9 yıl önce Şikayet Et
    Anayasal Hak. Protestolar anayasal hakta, yasam hakki anayasal hak degil mi?
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • minber 9 yıl önce Şikayet Et
    islamsız kürt. şunu birkez daha anladımki islamsız kürt dünyanın en acımasız insanı olabiliyor kürtlerde merhamet duygusu yok kürtleri vahşetten ve vahşilikten alıkoyan tek şey islami şuur bilinç ve bunun getirdiği allah korkusu. islami şuur bilinç kaybolduğunda neler yaptıklarını gördük.
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • İbrahim Köseler 9 yıl önce Şikayet Et
    Zındıka Hesabına Yapılan İşler. Mevzunun Kobani olmadığı, yapılan zülumların hak namına hiç olmadığı gün be gün açık aşikar. Değil İslamiyet, insaniyetten azıcık nasibi olanların yapmayacağı vahşet ve hadiseler yaşandı. Bu bölge insanının dinden uzaklaşınca nasıl canavar hayvanlar haline dönüştüğünü gördük. İşin diğer bir kötü yanı da halkın büyük bir kısmı evinde otururken akşamları tencere tava çalarak bu olayı alkışladı. Maalesef zülme rıza da zülum olması hasebiyle onlar da yapılanlara ortak oldular.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • batmanlı 9 yıl önce Şikayet Et
    ŞEFKATİN YERİNE ZALİMANE DUYGULAR. bir anne imandan ve insanlıktan nasiplenmemiş bile olsa bir çocuğun ölümüne seyirci kalıp zılgıt çekmesi inanılır gibi değil ALLAH bu düşünce ve zihniyete sahip olanları hidayet etsin etmesede helak etsin
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat