‘Otorite’ hakkında içeriden tüyolar…

  • GİRİŞ29.12.2014 08:08
  • GÜNCELLEME30.12.2014 07:50

Bu çok şeyin ağırlığını, gerçekleri tersyüz ederek bu ülkenin yaptığı melanetleri gözlerden gizlemeye yönelik yayınların oluşturduğu malum. Çünkü bu ülkeyi otorite olarak kabul etmek ve her ne yaparsa yapsın bunu savunabilecek bir şeyler bulmak mecburiyetinde olanların sayısı, haddinden fazla.

Başta Türkiye olmak üzere, bu ülkeyle alakalı olarak gerçeklerin dile getirilebildiği yerler de vardır, şüphesiz. Ancak İsrail söz konusu olduğu zaman ‘kitabın ortasından’ konuşmak ve tavır almak, özellikle de batılı ülkelerde zor iştir. O kadar ki, yakın geçmişte bu konuda cesur sayılabilecek adımlar atan bazı kişilerin başına olmadık işler geldiğini herkes bilir.

İsrail’den bahsederken objektif olabilmek, bu ülkenin yapıp ettiklerini uluslararası hukuk terazisi ile tartarak yanlışlarına işaret etmek niyetinde olanların gözünü korkutan bu hal sebebiyle, İsrail konusunda batı basınında çıkan haber ve yorumların nerdeyse tamamı güzelleme türündedir, yani herhangi bir kıymeti yoktur.

İsrail, uluslararası medyada ve akademik alanda tartışılmaz bir hakimiyet sağlamış gibidir. Buna çeşitli ülkelerde hukuk alanında sağlanan imtiyazları da ilave edebilirsiniz. Aykırı davrananlar, işlerinden olmaktan başlayıp, canlarından olmaya kadar giden bir dizi yaptırımla karşı karşıyadırlar.

Ancak bütün bu olumsuz şartlara rağmen, hemen her konuda olduğu gibi İsrail konusunda da objektif olmayı bir tür aydın namusu olarak değerlendirenler de var tabii. Ve herhalde bunlar arasında en şaşırtıcı olanı da, Yahudi asıllı bir aydın olan Norman Finkelstein’dir.

Anne ve babası Alman Nazi Toplama Kamplarından kurtulabilen kişilerden olan Norman Finkelstein, İsrail’in uluslararası alandaki en önemli ‘silah’larından birisi olan Yahudi Soykırımı konusunda 2000 yılında yazdığı ‘Holokost Endüstrisi’ kitabıyla yaptığı çıkışı, karşılaştığı bütün olumsuzluklara rağmen sürdürüyor.

Soykırıma uğradıklarını iddia edenlerin nasıl olup da Filistinlilere karşı bu kadar acımasız davranabildiği şeklindeki, son yılların en yaman sorusuna Finkelstein’in verdiği cevap şöyle: Soykırımla ilgili külliyat İsrail'in politikalarına uluslararası meşruiyet kazandırmak için sistematik olarak inşa edildi ve kullanılıyor.

Türkçe olarak da yayınlanan ‘Bu Sefer Çok İleri Gittik’ (Gazze İşgalinin Hakikati ve Sonuçları-Tuti Kitap), isimli kitabı üzerine Türkiye Gazetesi’nden Ceren Kenar’a konuşan Finkelstein, Gazze konusunda da ezber bozan hususları dile getirmiş. (Türkiye; 24.12.2014)

‘Hamas ılımlı pozisyon aldığında İsrail’in uluslararası kamuoyundan 'çözüm baskısı' görmemek için saldırıya geçtiğini’ ifade ediyor Finkelstein ve ekliyor: “Gazze'deki İsrail saldırılarının tarihine bakarsanız İsrail'in bu saldırıları, Hamas'ın durup dururken attığı roketler sonucu, kendini savunduğu gerekçesi ile meşrulaştırdığını görürsünüz. Ancak deliller bunun tam aksini gösteriyor. Hemen her vakada aslında Hamas'ın İsrail'e karşı kendini savunduğu ve İsrail'in provokasyonlarına cevap verdiğini görürsünüz.”

Finkelstein, İsrail’in saldırılarla Arap ülkelerine gözdağı vermeyi amaçladığını da düşünüyor: “İsrail, Arap dünyasını korkutmak istiyor. Bu korku sonucu Arap ülkelerinin asla İsrail'e saldırmayacağını öngörüyor. Bu korkuyu daim kılmak için bir kaç senede bir askerî gücünü göstermek istiyor. Bunun için en savunmasız olan yeri seçiyor. Böylelikle bu askerî gücü gösterirken, kendi zaiyatını asgarî düzeye indirmiş oluyor. Gazze'yi vurarak bölgedeki diğer ülkelere “bize problem çıkarırsanız Gazze'ye yaptığımızı size de yaparız” mesajı veriyor.”

Ceren Kenar’ın Türkiye’deki liberallerin tutumu üzerine sorduğu soruya Finkelstein’in verdiği cevap, tek kelimeyle muhteşem: “Bazı insanlar Batı'nın kölesi, bazıları ise Batı'nın parçası olmaktan daha yüksek onur ve prestij olmadığını düşünüyor. Bu tutum Türkiye'deki liberaller arasında da var. (…) Batı'da saygıya değer şeyler var elbette ancak bu kölevari tapınma durumu bir tür kendi kimliğinden nefret etme hâli. Batı'da saygıya değer şeyler var ancak korkunç olan şeyler de. Bu tür liberaller yanlışlıkla Orta Doğu'da doğduklarına inanıyorlar. Sadece Batılıların kültürünü taklit etmek istiyorlar.” (http://www.turkiyegazetesi.com.tr/dunya/218449.aspx)

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat