‘Objektiflik’ diye bir şey vardı

  • GİRİŞ13.12.2015 09:26
  • GÜNCELLEME14.12.2015 08:09

Bu durumu ifade eden en anlamlı sözlerden birisi de haber kutsal, yorum hürdür’ şeklinde formüle edilmiş olanıdır. İsteyen imzasını atmak,  varsa hukuki müeyyidelerini üstlenmek kaydıyla herhangi bir konuda canının çektiği şekilde yorumlar yapabilir; ancak, eğer habercilik yaptığını iddia ediyorsa objektif kriterlere riayet etmelidir’ demenin değişik bir şeklidir bu.

Eskiden matbuatta ya da basında belirli bir ölçüde de olsa ‘objektiflik’ diye bir şey vardı. Bugün yaşamakta olduğumuz gibisinden örnekler de muhakkak vardı. Ama hayata bakışları başkalarından alabildiğine farklı olsa da, haber söz konusu olduğunda kılı kırk yaran bir ciddiyetle işlerini yapan ‘üstadların’ hikayelerine çok miktarda rastlanır basın tarihimizde.

Bugün mesleklerinin ustalık dönemlerini sürdürmekte olan birçok kişi, vaktiyle kendilerine üstad dedikleri insanların, haber konusunda ne kadar hassas olduklarını hatırlar ve yeri geldikçe anlatırlar. Herhangi bir olayın mümkün olduğu kadar çok kişiden öğrenilmesi, taraflar varsa bunların dinlenilmesi, hakkında iddialar olan kişi ya da kurumların görüşlerine mutlaka başvurulması ve benzeri birçok uygulamadan sonra bile içe sinmeyen bir durum varsa haberin iptal edilmesi ya da bekletilmesi… Günümüzde ‘nerde o günler’ denilebilecek birçok özellik yani.

Matbuat’tan Basın’a ve oradan da Medya’ya geçildiğinde işler belirli ölçüde rayından çıktı sanki. Artık zaten hür olan yorumlar yanında, haberlerin de açık bir subjektiflik taşımaya başladığına şahit oluyoruz. Bazen olayların açık bir şekilde çarpıtılması; bazen olan bitenin bazı kısımlarını ama bazen de tamamını görmezden gelmek şeklinde yaşanıyor bu durum. Ama şurası açık ki, haberlerin çoğunda artık objektifliğe riayet kalmadı.

Ortaokullarımızda seçmeli olarak okutulan Medya Okur Yazarlığı dersinin bu sebeple mi konulduğunu bilmiyoruz. Ama bu dersleri görmüş okuyucuların/seyircilerin bile olup biteni anlayabildiklerini söylemek güç. Çünkü gazete ya da televizyon gibi mecraların, yayın öncesi kendi içlerinde gereken her türlü değerlendirmeleri yaptıkları ve dolayısıyla okunan/dinlenen haberlerin doğru olması gerektiği anlayışı halen geçerli.

Son günlerde yaşadıklarımıza bakın: Türkiye Cumhuriyeti’nin ilan ettiği angajmanları bilmem kaçıncı defadır hiçe sayan ve sınırlarımızı ihlal eden bir uçak düşürülüyor. Bazı medya organları, haberleri sanki Rusların ağzıyla veriyor… Devlet sırlarını pervasızca afişe eden bir gazete genel yayın yönetmeni ‘casusluk’ ithamıyla tutuklandığında, benzeri bir durum Batı’da yaşandığında, daha ağır yaptırımlarla karşılaşıldığını bilenler de dahil birçokları ‘basın özgürlüğü’ şarkıları söylemeye başlıyorlar. Diyarbakır’da nasıl olduğunun aydınlatılması gereken bir cinayet olayı ile ilgili olarak olay yerinin incelenmesini bilinçli olarak engelleyenler alkışlanıp, devlet katil ilan edilmek isteniyor ve bazı yayın organları bunun da arkasında duruyor…

Değişim elbette güzeldir, ama bu arada her daim adaletli olmamız ve hakkaniyetli davranmamız gerektiğini unutmamak gerek…

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat