O imzayı atsaydınız bari…

  • GİRİŞ20.02.2016 09:40
  • GÜNCELLEME22.02.2016 07:48

 Olayla ilgili bilgiler geldikten sonra Meclis’te bulunan partilerin teröre karşı ortak açıklama yapma girişimine HDP’nin taş koyması da aynı ölçüde manidar.

"Ülkemiz bugün vahim bir terör saldırısıyla daha karşı karşıya kalmıştır” şeklinde başlayıp; HDP’nin imza koymaması üzerine AK Parti, CHP ve MHP Grup başkanları tarafından kürsüde okunan ve alkışlarla dinlenen açıklama, birkaç paragraftan oluşuyor. Hayatlarını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa ve milletimize başsağlığı dilenip, ‘TBMM'de grubu bulunan siyasi partiler’in terör saldırılarını şiddetle kınadığının’ vurgulandığı açıklamada, ‘Terör ve şiddet, hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır’ denildikten sonra, “Aziz milletimizin teröre asla boyun eğmeyeceğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu oyunu bozacak güç ve kudrete sahip olduğunu kararlılıkla ilan ediyoruz" şeklinde bitiyor.

Saldırının hemen ardından ve daha herhangi bir açıklama yokken, söz konusu saldırıyı sosyal medya üzerinden DAEŞ’e fatura etmeye çalışan HDP’li milletvekili, belli ki acele etmişti. Ama çeşitli bahanelerle teröre karşı ortak bildiriye imza koymayanlar, failin YPG’li olduğunu ve PKK’nın da söz konusu eyleme destek olduğunu biliyorlardı herhalde. Yoksa, herhangi bir örgüt ya da devlet ismi zikredilmeden son derece net ve açık cümlelerle sadece terörü kınayan bir metne imza atmamanın başkaca bir açıklaması olamaz.

HDP Grup Başkanvekili Baluken’in konuyu izah sadedinde yaptığı “hazırlanan metnin içeriğiyle ilgili uzlaşma ortaya çıkmadı” şeklindeki açıklama ise zevahiri kurtarmaya yetmiyor. Çünkü bunun hemen devamında söyledikleri, HDP’nin gerçek niyetini ortaya koyuyor: “Biz bu metnin içeriğinde Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda, Suruç'ta, Ankara'da, Sultanahmet'te yapılan katliamların da yer alması gerektiğini, sokağa çıkma yasaklarında kimden gelirse gelsin yaşanan sivil can kayıplarıyla ilgili bir ibarenin de olması gerektiğini ifade ettik."

 

Meselenin düğümlendiği yer, ‘sivil can kayıpları’ ibaresi belli ki. HDP’nin ‘sivil’ dediklerinin ilçelerde çukur kazıp, barikatlar kuran silahlı militanlar olduğunu çocuklar bile biliyor oysa.

TBMM’de sonradan çıkan tartışmalarda, HDP’lilerin ‘Türkiye neyiniz olur?’ sorusuna cevap bulamayışları konunun bir başka yönü. Ama Ankara’daki patlamanın ardından Brüksel’den gelen, ‘AB devlet ve hükümet başkanlarının, yaptıkları ortak bir açıklamayla, Ankara'daki terör saldırısını güçlü şekilde kınadıkları’ haberi, aslında HDP’nin gerçek yüzünün bir kez daha net olarak anlaşılmasını sağladı.

Brüksel'de yapılan Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nin başında, Ankara'daki terör saldırısıyla ilgili olarak yapılan ortak açıklamada şöyle deniyordu: "AB liderleri olarak, Ankara'daki dün meydana gelen terör saldırısını güçlü şekilde kınıyoruz. Kurbanların aileleri ve dostlarına başsağlığı diliyor ve Türk halkıyla dayanışmamızı ifade ediyoruz. Terör eylemleri, kimden ve nereden gelirse gelsin kabul edilemez. AB ve üye devletler, ortaklarla işbirliği içinde bu belaya karşı çabaları hızlandıracak."

Belki HDP’lilerin ağababalarının da aralarında bulunduğu AB devlet ve hükümet başkanlarının bile ortak açıklama yapabildikleri bir konuda, TBMM’de temsil edilen partilerle birlikte teröre karşı bir açıklamaya imza atmaya bile çekinen bir HDP, bundan sonra ra Türkiye’nin partisi olduğu şarkılarını söyleyebilecek mi bakalım…

Her ne kadar samimi olmadıklarını biliyor olsak da bu kadarını olsun yapıp, şu açıklamaya imza koysalardı bari diyesi geliyor insanın…

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat