Karma eğitimi tartışmanın vakti gelmedi mi?
- GİRİŞ20.02.2013 08:26
- GÜNCELLEME20.02.2013 08:26
Ama bazı konular vardır ki, doğru yapılıp yapılmadığını anlamak için yıllar, hatta on yıllar geçmesi gerekir. Dahası bu kadar yıl geçse bile, işin ideolojik tarafları ağır basıyorsa ve hele konuya at gözlükleriyle bakanlar ağırlıktaysa, doğru ya da yanlış değerlendirilmesinin yapılması imkansızlaşır.
Karma eğitim meselesi, ikinci türde bir meseledir ve bu sistemi uygulamakla doğru mu yoksa yanlış mı yapıldığı konusu, bilimsel verilerle değil, ideolojik bakış ve hayat tarzı tartışmalarıyla beraber değerlendirildiği ve değerlendirileceği için, nerdeyse gündeme bile gelmemekte.
Karma eğitimin ‘bizi bozacak hususlar içerdiği' yani bize pek uygun olmadığı, eğitim konusunun işlendiği panel, sempozyum gibi ortamlarda sıklıkla gündeme getirilmeye çalışılıyor. Türkiye Akademisyenler Platformu'nun geçtiğimiz günlerde düzenlediği “Eğitimde Paradigma Dönüşümü” konulu toplantı da bunlardan birisiydi.
Ancak dinleyenlerin çoğu katılıyor olsa da, bu görüşler en fazla birkaç medya organında yer alıyor ve sonrasında da unutulup gidiyor. Yani sadra şifa bir durum değil.
Kesintisiz 8 yıldan kademeli 4+4+4'e geçişi bile henüz sindirememiş olan kesimler ise, karma eğitim sisteminin sürmesinden memnunlar anlaşılan ve ne olur ne olmaz diye olsa gerek, konuyu telaffuz etmeye bile niyetleri yok.
Oysa meselenin dünya görüşü ve inançla bağlantılı taraflarını bir kenara bırakarak söylemek gerekirse; karma eğitim sistemi, faydası ve zararları açısından dünya çapında tartışılan bir konu.
Dünyanın birçok ülkesinde, gelecek nesillerin daha iyi yetişmesini kendilerine dert edinen uzman eğitimciler, kendilerine destek olacağını düşündükleri başka sahaların uzmanlarının da desteğini alarak mümkün olduğu kadar objektif bir şekilde konuyu tartışıyorlar. Hem de kıyasıya!
Kız ve erkeklerin aynı mekanda eğitim alıyor olmalarının faydalı ve zararlı tarafları üzerine yapılan çalışmalar, geniş bir külliyat oluşturuyor.
Tabii ki, bizde olduğu gibi meseleye dünya görüşü çerçevesinden bakanlar bu ülkelerde de var. Ancak bilimsel çalışmaların keskinliği, konuya at gözlüğü ile bakmayı alışkanlık haline getirmiş olanların kanaatlerine aldırış etmediği için, neticeler daha berrak.
Ülkelere göre değişse de, 60'lı yıllarda yaygın olan karma eğitim modası, 80'lerden sonra ciddi araştırmalara konu yapılmış durumda. Eğitim konusunda hassas olan birçok ülkede erkek ve kızların, orta hatta ilköğretimde bile ayrı okullarda okutulmaları yönünde atılmış adımlar var.
Yapılan denemeler, erkek ve kızların ayrı okullarda öğrenim görmeleri durumunda başarı grafiklerinin yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Bizdeki sessizliğin ya da yeteri kadar ses çıkmıyor oluşunun vahim tarafı da burada.
Eğer başta Almanlar olmak üzere birçok eğitimci tarafından dile getirildiği gibi karma eğitim ‘Yüzyılın pedagojik yanlışı' değilse, mesele yok. Ama eğer öyle ise -ki emareler durumun öyle olduğunu gösteriyor-, meselenin bütün yönleriyle tartışılmasında faydalar var.
Karma eğitim, Milli Eğitim Temel Kanunu 15. Madde'de şöyle yer alıyor: “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir.”
‘İmkan ve zorunluluklar', şimdilik bazı okullar için geçerli. Ancak bu ibare, yapılabilecek birtakım denemelere kapı açabilir pek ala.
Böylelikle en azından sistemi kontrol edebilecek bazı verilere kavuşur ve karma eğitimin ‘yüzyılın pedagojik yanlışı' olup olmadığını da anlarız…
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
Yorumlar6