Genellikle de süreçle ilgili olarak “Yoğun günler geçti, çok yoruldunuz” türünden değerlendirmeler yapılıyordu… 

Tam o sırada, Başbakan’a “Bu koşuşturma arasında fırsat bulup, kaçamakları sürdürecek misiniz?” diye sordum. 
Davutoğlu tereddütsüz cevap verdi: 
-Sürdüreceğim tabi. 
Bir Başbakan ve kaçamak! Konuyu bilmeyenler doğal olarak şaşırdı. Oysa sorduğum soru Başbakan Davutoğlu’nun torunu Nur Vera ile ilgiliydi. Davutoğlu, torununa hayli düşkündü. Daha önce de bu köşede Nur Vera’nın Davutoğlu’nun kulağına eğilip “Kaçamak yapalım mı dede?” dediğini yazmıştım. 
Davutoğlu, “kaçamakların devam edeceğini” söyleyerek, bütün bu koşuşturma arasında torununa ve ailesine de zaman ayıracağını bir defa daha ortaya koydu. 
Ardından ikinci sorumuz geldi: 
-Herhalde neler olup bittiğinin farkında değildir… 
Davutoğlu, durumun pek de öyle olmadığını söyledi: 
-Telefonla görüştüm. Bana “yine televizyonlardaydın dede” dedi. 
* * *
Kim ne derse desin… Kim aksini iddia ederse etsin… Muhalefetin beklentileri gerçekleşmedi. Ahmet Davutoğlu, işe son derece hızlı başladı. Önümüzdeki dönemde “Sürekli koşan bir Başbakan” portresi çizeceği şimdiden ortaya çıktı. 
Davutoğlu, Erdoğan döneminde iki haftada bir yapılan Bakanlar Kurulu toplantılarını haftada bire indirecek. İcrada etkili bir Başbakan olacak. 
Bunu yaparken, Ak Parti üzerindeki ağırlığını da hissettirecek. 81 ile tek tek gidecek. Parti kongrelerine katılacak. 
Bütün bunları Cumhurbaşkanı Erdoğan’la uyum içinde gerçekleştireceği de ortaya çıkmış durumda. 
Türkiye baş döndürücü bir değişim geçirdi. Ancak, şu ana kadar hiçbir sorun ve sıkıntı yaşanmadı. Daha önce yazmıştım; süreç tıkır tıkır, saat gibi işledi. 
Başbakan Davutoğlu da “Sen de yazmışsın” dedi: 
-Gerçekten de tıkır  tıkır, saat gibi işledi. 
Kendisine “Yorgun musunuz?” diyenlere ise, şu cevabı verdi: 
-Emin Bey’in dediği gibi olmasaydı, süreç böyle işlemeseydi, yorulurduk elbette. Ama her şey gayet güzel ve tıkır tıkır gidiyor. 

Devamı için tıklayın >>>