Tarihi uyarıdır bunlar

  • GİRİŞ26.03.2015 11:09
  • GÜNCELLEME26.03.2015 11:09

Evet, ikisi de yanlıştı… 

Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İzleme Heyeti” ile ilgili görüşlerinin ardından Arınç’ın yaptığı açıklama dâhil, yaşananların tamamı yanlıştı! 
Arınç, Hükümet adına Hükümeti sahiplendiği görüntüsüyle Cumhurbaşkanı’na cevap verdi. “Ülkeyi yöneten Hükümettir, sorumluluk Hükümetindir” türünden açıklamalar yaptı. 
Melih Gökçek de “fırsat bu fırsat” deyip Arınç’a yüklendi. Tartışmadan kendisine kazanımlar devşirmeye çalıştı. 
Olay alevlenince, Başbakan Davutoğlu devreye girdi. 
Davutoğlu, aslında hem Arınç’a, hem Gökçek’e mesajlar verdi. Öncelikle, Arınç’a Hükümet adına  Beştepe ile itişip-kakışma gibi bir görevin verilmediğinin altını çizmeye çalıştı. Melih Gökçek’e de “Bir dakika, sana ne oluyor” demek istedi. 
En önemlisi de… 
Davutoğlu bu çıkışla Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kendisi arasında derin görüş ayrılıkları olduğunu savunanların da ellerindeki kozu almış oldu. 
İddialar ne olursa olsun, kim ne derse desin… Durum bu olunca, Arınç-Gökçek çekişmesi, şahsi bir polemik olmaktan ileri gidemedi. Günlerdir yazılıp çizilen senaryolar boşa düştü! 
* * *
Ama çok önemli nokta ayan beyan ortaya çıkmış oldu. Bir başka ifadeyle Türkiye tarihi bir uyarıyla karşı karşıya kaldı. 
Ne diyorduk bu köşede sürekli olarak: 
“Türkiye bir an önce gerekli adımları atmak zorunda. Bu noktadan sonra Başkanlık Sistemi geciktirilemez.” 
Çünkü… 
Artık Cumhurbaşkanı’nı halk seçiyor. Geçtiğimiz Ağustos’ta yaşadığımız gibi cumhurbaşkanı adayları halkın karşısına çıkıp taahhütlerde bulundular. “Ben koltuğu iyi doldururum, güzel fotoğraf veririm” demediler. Ülkenin her türlü meselesiyle ilgili görüşlerini açıklayıp, takınacakları tavırları ortaya koydular. 
Üstelik, Türkiye’de cumhurbaşkanları iki dönem üst üste seçilebiliyor. Doğal olarak bir dönem daha seçilebilmek için verdikleri sözleri yerine getirmek için çalışacaklar. 
İşte Erdoğan bugün bunu yapıyor! 
Kendisine Anayasa ile verilmiş yetkileri kullanarak, meydanlarda halka verdiği sözleri yerine getirmeye çalışıyor ve çalışacak da… 
İşte bu noktada Bülent Arınç’ın yaptığı çıkış geldi. Bülent Arınç ki, Erdoğan’ın yol arkadaşı! Erdoğan ve Arınç, aynı davanın omuz omuza mücadele vermiş iki önemli ismi. 
Yaşananlar ise ortada! 
Davutoğlu’nun yerinde müdahalesiyle büyümeden önlendi. Arınç’ın daha sonra yaptığı açıklamalarla mesele şimdilik kapandı. 
* * *
Peki, Beştepe’de Erdoğan değil de bir başka isim olsaydı? Arınç’ın yerinde de cumhurbaşkanı ile taban tabana zıt görüşleri olan bir siyasetçi bulunsaydı? 
Nelerin yaşanacağını yazmama gerek var mı? 
Bugün yer yerinden oynuyordu, Türkiye sarsılıyordu! Dolar ve Euro fırlayıp gitmişti, Borsa yerlerde sürüyordu. Faizler patlamış, her gün vatandaşın cebindeki para biraz daha azalıyordu. 
Yaşadık biz bunları. Ahmet Necdet Sezer’in, Bülent Ecevit’e Çankaya Köşkü’nde  Anayasa Kitapçığı fırlatmasıyla birlikte gecelik yüzde 3-5 binlik faizleri gördük. Gerçekleştirilen devalüasyon sonucu bir gecede fakirleştik. 
Üstelik, Sezer halk tarafından seçilmiş ve iddiaları olan bir cumhurbaşkanı değildi! 
Ama artık çok farklı. Türkiye, halkın desteğini arkasına alan ve halkın beklentilerine cevap vermesi beklenen güçlü cumhurbaşkanları dönemine geçti. Bir nevi yarı başkanlık sistemi başladı. 

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat