Bir toplum içinde (okul, iş yeri, vs..) sürekli dalga geçilen, aşağılanan kişiye denir. Bizdeki “şamar oğlanı” gibi bir deyimdir. Kökeninin tam ne zamana dayandığı bilinmemekle beraber Osmanlı döneminde Fransızların egolarını tatmin etmek için fuarlarda yumrukladıkları Türklere benzetilmiş mankenlere verilen ad olduğu söylenmektedir.

Fransa'da hemen hemen her büyük şehirde gazetecilik okulları vardır. Bu okullarda okuyan öğrenciler sırf dersleri için birçok görsel, işitsel ya da yazılı olarak haberler hazırlar. Bunu sadece kendi dersleri için yaparlar ve bu çalışmaları kitlesel yayın organlarında göremeyiz.

Her sene bu okullardan birçok öğrenci camilere gelerek ödevlerini yaparlar. Bugüne kadar da yapılan hiçbir röportajı görmüş değiliz.

Ancak geçtiğimiz hafta Toulouse gazetecilik okulu öğrencileri Türkiye ile ilgili bir belgesel hazırlamış. “Tetes de Turques” (çoğul ve dişil olarak yazılmış) ismini verdikleri belgesel bir anda ulusal basının ilgi odağı oldu. Öve öve bitiremedikleri belgesel anlayacağınız gibi hiç de Türkiye'den olumlu şekilde bahsetmiyor.

Tam aksine her zaman olduğu gibi sadece muhaliflerin konuşturulduğu belgeselde “Türkiye'de kadınların yeri” tartışılıyor.

Sunumu yaparken öyle bir anlatıyorlar ki sanki Türkiye'de kadın sokağa çıkamıyor, mecburi başörtü takıyor, kadın olmaktan utanç duyuyor! 

Her 6 dakikada 1 kadının tecavüze uğradığı, her 2 günde 1 kadının koca ya da sevgili dayağından öldüğü, her 10 kadından birinin aile içi şiddete uğradığı Fransa; Türkiye'ye ders vermeye kalkıyor. Senede 70 000 (resmi) tecavüz vakasının olduğu Fransa'da, gazetecilere bakarsanız tek sorun kadın-erkek arasındaki maaş farklılığı!

Elbet Türkiye güllük-gülistanlık değil ancak ders vermeden önce kendi pisliğini temizle! Zaten genelde hep böyle oluyor batıda. Kendi zaaflarını, kendi insan hakları ihlallerini, her zaman bir şekilde kılıfına uydurup bize yutturuyorlar.

Ancak bizde ufak tefek sorunlar olunca kıyamet kopuyor. Daha geçtiğimiz aylarda Avrupa Birliği Fransa'yı dini özgürlükler konusunda uyardı ve okullarda uygulanan kıyafet yasağının insan haklarına aykırı olduğunu duyurdu.

Fransa bunu düzeltmek için adım atmayı bırakın “burnunu” yine İslam ülkelerinin sorunlarına soktu. Başka türlü ne bekleyebiliriz ki. Kendi açığını gizlemek istiyorsun parmağını başkasına doğrult.

Eğer Türkiye bu konuda olduğu gibi diğer konularda da yani Kürt sorunu, Ermeni sorunu, vs.. kendisini ispatlamak istiyorsa medya alanında büyük yatırımlar yapmak zorundadır.

Aynen TRT 6, ya da Avaz gibi bir TRT Avrupa, hatta TRT Almanya, Fransa yayın hayatına başlamalıdır. Artık eskisi gibi eleman ve finans sıkıntısı da yok. Dijital teknoloji ile az bir bütçe ile çok kaliteli yayınlar ortaya çıkarılabiliyor. Bu alanda okumuş ya da tecrübe edinmiş birçok değerli yetenek var.

Onlar değerlendirilerek; tamamen o ülkelerin vatandaşlarına hitap edecek bir televizyon, radyo hatta yazılı basın kamuoyunu etkilemede çok yarar sağlayacaktır.

Bahsedilen belgeseli izlemek için: http://www.tetesdeturques.com/

Fatih Karakaya - Haber7

Karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/fkarakaya