Bildiğiniz gibi Fransa birkaç haftadır havadan ve karadan Mali'ye saldırıyor. Fransa'nın gerekçesini Mali meşru olmayan bir hükümetinin yardım çağrısına ve BM kararlarına bağlıyor. Ancak Fransa şu anda yalnız, ne ABD ne de AB yardım ediyor. Sadece lojistik destek veren ülkeler aslında Fransa'nın niyetini çok iyi biliyor. Ama yapacakları bir şey yok çünkü kendi tuzaklarına düştüler.

Hani o meşhur terörle savaşları vardı ya! Hani “İslamistleri” etkisiz hale getirme projeleri vardı ya! Hani kötülerle iyilerin savaşı vardı ya! İşte şimdi Fransa o savaşlardan birini yapıyor ve diğerleri karşı çıkamıyor.

Kara kıta asırlardır sömürülüyor. Son yıllarda bir takım değişiklikler oluşmaya başladı. Bu değişikliğin en büyük öncülerinden biri de Kaddafi idi. Avrupa ülkeleri Afrika'nın hem doğal zenginliklerin işletiyor hem de en son teknolojik ürünleri ateş pahasına satıyordu. Kaddafi ise bu ülkelere maddi yardım yanı sıra batıdan uydu almalarını engelleyip daha ucuza yapıyordu. Afrika'nın ayağa kalkması için çaba sarf ediyordu. Bu onun iyi bir insan olduğunu göstermez ama batının nezdinde istenmeyen adam haline getirir.  

Hele ki Sarkozy 2007'de seçim kampanyası için Kaddafi'den para aldığı ortaya çıkması onun “silinecekler” listesine girmesine neden oldu. Bu konuyla ilgili şu anda yargı süreci işletilmeye çalışıyor. İler ki günlerde daha detaylı bilgi vermeyi düşünüyorum.

Kaddafi'nin hesabı kesilince Fransa hiç kimseyi dinlemeden Libya'ya saldırdı ve orada ki “İslamcı” gruplar dahil herkes silahlandırıldı. Savaş bitince bu gruplar dağıldığı düşünüldü.

Libya olayı kapanırken Suriye patlak verdi. Aynı Fransa nedense Suriye'ye müdahale etmedi. Bildiğiniz gibi orada ki olaylar devam ediyor.

Şimdi gelelim Mali'ye. Mali etnik yapı olarak çok karmaşık bir ülke. Kuzey'de Touareg kabilesi var ve yıllardır bağımsızlık istiyor. Arada sırada hükümete silahlı saldırı yapıyor. Bunu mazeret bilen Mali askeri ihtilal yaparak yönetime el koydu. Var olan “meşru hükümet” Fransa yanlısıyken, asker Fransa karşıtı idi. Fransa bir anda neye uğradığını şaşırdı. Ama yapabilecek bir şey yoktu. Müdahele etmesi mümkün değildi. Sömürgecilik ile suçlanabilirdi.   

Bu arada bu karışıklığı fırsat bilen Touareg'ler, Libya'dan gelen ve Fransa tarafından silahlandırılan İslamcılar ile işbirliği yaparak Kuzey'i tamamen ele geçirdi. Fransa için bir fırsat doğmuştu ama önce kamuoyu hazırlanması gerekiyordu.

Önce İslamcılar Touareg'leri atlatarak tek başlarına iktidar getirildi. Ardından sokak ortasında kırbaçlanan, elleri kesilen insanların görüntüleri yayınlandı. Tecavüze uğrayan kadınlardan bahsedildi, eroin kaçakçılığı yapıldığı duyuruldu, sokakta kadınlar başörtüsüz gezemez dendi.

Batı kamuoyu çoktan ikna edilmişti bile. Fakat yetmiyordu işte. İslam dünyasının da ikna edilmesi gerekiyordu. Nasıl olsa Müslümanlar tecavüze uğrayan kadınları umursamıyor ya! Eli kesilen insan görünce sevinçten uçuyor ya! İşte bu yüzden onları ikna edecek bir şey gerekiyordu. Çareyi hurafe diye asırlık türbe ve camileri yıkan “İslamcıları” göstermekte buldular.

İslam dünyası da cami yıkanlara karşı çıkınca her şey hazırdı ama yine de yetmiyordu. Bir sebep daha gerekiyordu ki o da bir anda oluverdi. Hiç sebep yokken İslamcılar kuzeyi bırakıp bir anda güneyde olan başkente doğru yürümeye başladılar.

İşte o an Fransa Mali'ye saldırdı. Bu saldırıda yalnız kalınca soru işaretleri oluşmaya başladı. Cumhurbaşkanı Hollande aylık güvenirlik anketlerinde yerlerde sürünürken bir anda savaş sayesinde yükseldi. Sarkozy'de Libya'ya saldırdığında aynı durum olmuştu.

Geçen gün Haber7 de yayınlanmıştı. Mali Uranyum açısından zengin bir ülke ama sadece o yok. Fransa yıllardır Altın ve Petrol rezervlerini de sömürüyor. Güneyi bu yüzden korumaya çalışan Fransa aslında arka planda çok daha gizli işler çeviriyor.

Birincisi Afrika'da hakimiyet söz konusu. Türkiye'nin yanı sıra Çin ve Katar gibi ülkeler de hakim olmak istiyor. Fransa ise bunu bırakma niyetinde değil.

İkincisi ise Mali stratejik bir yerde. Cezayir ve Nijer ile sınır. Aynı şekilde Nijer çok fakir bir ülke ama dünyanın 3. Uranyum üreticisi hatta yakında 2. Olacak. Cezayir ise Gaz zengini bir ülke. Fransa'dan uzaklaşan ve Afrika ülkelerine katkı sağlayan bir politika izliyor.

Fransa Mali'ye saldırdığında Cezayir hiç onaylamamış ve Hava sahasını kapamıştı. Ama bir anda rehine olayı olunca Cezayir'i olayların içine nasıl çekildiği fark ettiniz mi? Hemen hava sahasını açmak zorunda kaldı.

Bazı uzmanlara göre hedefte Cezayir var. Bu ülkenin de yakında karışıklığa uğrayabileceği söyleniyor.

Üçüncü olarak ta silah satışı meselesi var. Fransa silah satan bir ülke. Krizle birlikte satışlar da durdu. Türkiye gibi ülkeler rekabeti getirdi. Bu durumda Fransa ancak bu tür savaşlarla silahlarını tüketebiliyor. Hatta bazı çevre uzmanlarına göre Fransa'nın elinde aşırı derecede fakirleştirilmiş uranyumlu silahlar var. Bunları Mali'de kullanıyor ve çevreye büyük zarar veriyor.

Yoksa bütün bunlar nasıl izah edilebilir ki? Afganistan'dan çekilen Fransa neden Mali'ye özgürlük getirsin ki? Libya ve Mali'ye saldırırken kimseyi takmayan Fransa Suriye konusunda neden sessiz?

Libya'da İslamcıları silahlandıran Fransa, Mali'de İslamcılarla savaşıyor. Gerçi İslamcılar dediysek bakmayın siz. Bu batının kullandığı bir söylem. İslamcılar nasıl eroin kaçakçılığı yapabilir? Nasıl tecavüz edebilir?

Bir takım ayyaşların, sarhoşların, mafya babalarının İslamcı diye tanıtıldığı bir zamanda yaşıyoruz. Nasıl olsa kolay “patlayan” bir toplumuz. Üç kuruşluk bir film için bile bu kadar kolay “gaza” gelen bir toplumu kandırmak o kadar kolay ki!

Müslümanlar her şeyi başka toplumlardan biliyor ama bir türlü kendilerine bakmıyorlar. Oynanan oyunlara o kadar kanıyorlar ki. Vatan Millet Sakarya denince her türlü oyuna hazır hale geliyor.

Aklı selim düşünen yok mu? Bu oyunlar daha ne zamana kadar sürecek? Bir sonra ki ülke hangisi olacak? Olmaz demeyin oluyor işte, medya öyle hazırlıyor ki bizi yarın Türkiye'ye bile düşman ederler bizi.

Fatih Karakaya - Haber 7

karakaya.fatih@gmail.com

http://www.twitter.com/fkarakaya