Liderlik ve Erdoğan - 6

  • GİRİŞ07.09.2016 08:09
  • GÜNCELLEME08.09.2016 09:37

Maddi ve manevi olarak birbiriyle ilk defa bir büyük buluşma gerçekleşiyordu, bu sayede.

Yahya Kemal'in: 

"..... Ulu mabed! Seni ancak bu sabah anlıyorum; 

Ben de bir varisin olmakla bugün mağrurum;

Bir zaman hendeseden abide zannettimdi; 

Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi,

Senelerden beri rüyalarda görüp özlediğim 

Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.

Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını 

Görüyor varlığının bir yere toplandığını;

Büyük Allah’ ı anarken bir ağızdan herkes 

Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses:

Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi,

Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi.......

"... Deniz ufkunda bu top sesleri nereden geliyor?

Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!

Adalardan mı, Tunus' dan mı, Cezayir'den mi?

Hürr ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi 

Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;

O mübarek gemiler hangi seferden geliyor?

Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine,

Çok şükür Tanrı'ya, gördüm bu saatlerde yine 

Yaşayanlarla beraber bulunan ervahı.

Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı."  

Gibi dizeleri bir yandan Recep Tayyip Erdoğan'ın kafasındaki ve ruhundakileri duygulu bir şekilde topluma aktarmaya yardımcı olurken diğer yandan tarih, kültür ve uygarlık konularında toplumun hafızasını tazelemeye yardımcı oluyordu. 

Aynı şekilde dini ve milli duygulara hitap eden Arif Nihat Asya'nın:

"..... Biz, kısık sesleriz..minareleri,

Sen, ezansız bırakma, Allahım !

Ya çağır şurda bal yapanlarını;

Ya kovansız bırakma, Allahım!

Mahyasızdır minareler...göğü de 

Kehkeşansız bırakma, Allahım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu 

Müslümansız bırakma, Allahım!......" 

Yine Arif Nihat Asya'nın:

"..... Mescit mü'min, mimber mü'min

Taşardı kubbelerden Tekbir, 

Dolardı kubbelere "amin"

 

Ve mübarek geceler, dualarımız, 

Geri gelmeyen dualardı

Geceler, ki pırıl pırıl, 

Kandillerin yanardı!

Kapına gelenler, ya Muhammed, 

- uzaktan , yakından-

Mü'min döndüler kapından!

Besmele, ekmeğimizin bereketiydi; 

İki dünyada aziz ümmet,

Muhammed ümmetiydi. 

Konsun -- yine -- pervazlara 

        Güvercinler

" Hû hû " para karışsın 

         Aminler 

Mübarek akşamdır;

Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler !..."

.....Gibi dizeler birçok konuşmasında 

Erdoğan tarafından seslendiriliyor, toplum bu dizelerin manasıyla buluşup coşuyordu ve hala bu güçlü iletişim milletle lider arasında artarak devam ediyor. 

Millet bir devlet adamının, hem dili hem de hâli aracılığı ile; 

Peygamber, Bayrak, Cami, Ezan, Vatan, Zafer, Tekbir, Mescid, Ümmet, Amin, Fatiha, Yasin, Şehadet, Asker...

Kavramlarını bir asra yakın bir zamandan beri ilk kez bir arada duyuyor, bundan dolayı hem şaşırıyor ve hem de bu tatlı şaşkınlığın mutluluğunu yaşıyordu. 

Bu mutluluk da Recep Tayyip Erdoğan'ı karizmatik bir lider yapıyor ve milletin adamı makamına yerleştiriyordu. 

Aynı şekilde, yukarıda isimlerini zikrettiğimiz Ekol şahsiyetler gibi, Nuri Pakdil'i ve O'nun ortaya koymaya çalıştığı idealleri de yakından takip etmiş, özümsemiş 

ve O'na şimdiye kadar hiçbir devlet adamının göstermediği yakınlığı ve samimiyeti gösterip Pakdil'i onore etmiştir. 

(devam edecek) 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat