Namerdin savaşı

  • GİRİŞ02.11.2016 07:40
  • GÜNCELLEME03.11.2016 06:56

İnsanoğlu, mertlikten kahpeliğe doğru evrilen bir çizgi üzerinde savaşını sürdürüyor.

Kıyamete kadar da sürecek. 

Parasıyla, silahıyla, medyasıyla, teknolojisiyle... süren kavga özünde Hak/batıl kavgasıdır ama kamuflajın ustaca kullanılmasından dolayı göz yanılgısı yaşayabiliyoruz. 

Osmanlı; 

Milyonlarca yüzyılın damıtılmış, imbikten geçirilmiş saf mücevheriydi; kavimleriyle, mezhepleriyle, dinleriyle, dilleriyle, kadim gelenek ve görenekleriyle tarihin süzgecinde elenerek, bir coğrafya üzerine rengarenk gergef işlenir gibi işlenişiyle, 

Medeniyetimizin uzun süreli temsilcisi olmuş omurgalı duruşu ile muhteşem bir devletti. 

Uzun yıllar yaşadı çünkü, insanlığın tarihi mücadelesinin bir özetiydi. Coğrafyası Devletine, Devleti de coğrafyasına kavuşmuştu asırlar sonra. 

Osmanlının bir elinde Kitap, öteki elinde demir vardı; Kitap ile demir birlikte adaleti sağlıyor, adalet ise Dünya'ya hükmediyordu. 

Dünya bu, herkes adaleti istemiyor.

Nemrut, Firavun, Ebucehil, Karun ve onların ardından gelen diğerleri; Petro, Stalin, Hitler, Mao, Lenin... Ve daha niceleri,  

"kılıç benim elimde olmalı ve ben istediğimi yaşatmalı, istediğimin canını almalıyım, başkaları benim yamuğumu, kusurumu, hatamı düzeltemez, kanun da benin, yasa da benim dediler 

ve adalete karşı savaş açtılar ama yenildiler, 

adalet hep galip geldi.

Osmanlı da öyle, galip geldi, elindeki Kitap ve Kılıç ile üç kıtada ve büyük denizlerde asırlarca at koşturup, kürek salladı. 

Düşmanlar tek tek geldiler, birlik olup geldiler fakat ne mümkün, Kitabın emrindeki demir bileği bükemediler, 

Osmanlı'yı yenemediler. 

Ve nihayet Üstad Cemil Meriç'in deyimi ile, yaltaklandılar, cülus çaktılar böylece koca Osmanlı'yı dize getirip yendiler. 

Yaltaklanma, gibi görünme, fırsat kollama, alttan alma, çevreden dolanma, içine sızma... bütün bunların hepsi, yerine göre kullanıldı ve Osmanlı parçalanıp yıkıldı.

Daha sonra ganimeti paylaşıp, saltanatlarını inşa ettiler. 

Kürt, Türk ve Arap gibi Osmanlı mozaiyiğinin  ana sütunlarını oluşturan üç kavim arasına kin ve öfke duvarları örüp, Osmanlı Coğrafyasının her yanına nifak ve fitne tohumları serptiler. 

Bu fitne ve nifak tohumlarını hangi ülke farkedip ayıklamaya ve ayağa kalkmaya çalışsa, derhal çelme takıp düşürüyorlar. 

Tıpkı Osmanlı'da olduğu gibi Erdoğan liderliğindeki Türkiye'ye karşı bazan tek tek, bazan da hep birlikte savaşıyorlar. 

Mertçe gelmiyorlar. 

Mesela DEAŞ'ı üstümüze kim salıyor ?

Ya PKK'yı kim ya da kimler bunca yıldır ayağımıza bukağı gibi bağlayıp kullanıyor?

Pekala, FETÖ'yü hangi hain eller büyütüp besledi de bizi böyle sinsice böğrümüzden yaraladı?

 DHKP-C'yi yıllar yılı koynunda pışpışlayıp Türkiye'de   "uyuyan hücreler" halinde tutarak en beklenmedik anda eyleme geçiren kim ya da kimlerdir?

Elbette bu soruların cevabını kısmen veya tamamen biliyoruz, ne var ki bu terör çetelerini üstümüze salanlar açıkça meydana çıkıp 

" teröristleri, biz kullanıyoruz" diyorlar mı ?  

hayır, demiyorlar. 

Bizimle karşılaşınca yaltaklanıyorlar, cülus çakıyorlar, içimize sızıyorlar, dost gibi görünüyorlar, ülkemizi ziyaret edip, ağırlanıp gidiyorlar, ülkelerine gittiğimizde de bizi ağırlayıp, ticari alışveriş belgeleri imzalıyorlar, kameralara sırıtarak bakıyorlar. 

Yani bizimle riyakarca, sinsice ve hatta kahpece savaşmaya devam ediyorlar. 

Osmanlı'yı parçaladıkları yöntemlerin daha adisini, daha sinsisini, daha kahpecesini kullanıyorlar. 

Üstelik bir tane, iki tane değiller. 

Bunlar hem çok sayıda ve hem de küresel süper devletler. 

Yani zulüm, riya, sinsilik, ihanet... gibi konularda küresel ölçekte doktora yapmışlar.

 Aynı şekilde paryalarını da bu gibi konularda eğitip yetiştirmişler. 

Türkiye şu anda, çok ciddi manada, bu güçlere karşı, ikinci bir kuruluş savaşı veriyor. 

Namerdin savaşı sürüyor. 

Bizim inancımızda "harp hiledir" diye bir kavramımız da var ama acaba neden hiç kullanmıyoruz.

Mesela hiçbir dini, ırkî ortaklığı yokken PKK'yı bize karşı kışkırtan birkaç ülkeye karşı, bizim elimizde onlara daha güçlü silahlarımız var. 

Yok mu? 

Etrafınıza alıcı gözle bakarak düşünün bakalım. 

Ferman Karaçam - Haber

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat