Kılıçdaroğlu piyangosu, size de çıkabilir!

  • GİRİŞ20.11.2014 10:18
  • GÜNCELLEME21.11.2014 09:55

 Bu ülkeye huzuru ve barışı getireceğim. Dört yıl sonra vereceğim sözleri yerine getiremezsem, alırsın yetkiyi” deyince merak ettim. Halk sızlanmalarına dayanamayıp, hadi gözünü kararttı ve iktidarı ona verdi diyelim. Ne yapacak ki? Hangi ekonomik vizyonla? Hangi demokrasi açılımıyla?
Et Balık Kurumu yatırımıyla çözüm süreci hayal etmesi de cabası.
Sonra Medine dilencisi gibi halktan oy istemesinin ardındaki gerçek sebebi keşfettim. Memnuniyetsiz ama kendisine fena halde güvensiz olup, bu yüzden “Ulan bu gelirse bizi daha da batırır” diyenlerin oyunu, onların piyango iştahına dayalı olarak alma isteği.
Ya tutarsa?

Size de çıkabilir? Neden olmasın?
Bu aklı ona varlığını armağan ettiği Tüsiad’ci dostları, cemaatçi akıldâneleri ile Amerika’daki abileri, ablaları vermiş olmalı:
“Merak etme Kemalciğim, sen yeter ki iktidar ol, biz dört yıl boyunca Türkiye’yi karıştırmaya ara vereceğiz. Huzur gelecek”

DEMİREL VE HALKIN MENFİ OYLARI

Söyleşiyi 26 yıl evvel Erkekçe dergisi adına can dostum, rahmetli Fikri Ayyıldız yapmış. Tesadüfen elime geçti.
12 Eylül Cuntasının ağır ve kasvetli baskısının devam ettiği dönemde, siyasi yasağından yeni kurtulmuş ve 1991 genel seçimlerine hazırlanan Süleyman Demirel, açık bir dille halktan beklentilerini sıralıyordu:
“Türkiye çok ezik. Bir adam geliyor, milletin parlamentosunu çiğniyor. Parlamento kendisini koruyamıyor ki milleti korusun. Millet de ona sahip çıkmıyor. Bu nedenle Ankara kongresinde seçtiklerinize sahip çıkın dedim. Bana dediler ki bu müdahale ne zaman durur? Bunlar durmaz. Ne zaman durur söyleyeyim mi siz? Seçtiklerinize sahip çıkarsanız durur. Bir haksızlığa karşı iyi ettin, varol diyeceğine ne hakkın var diyebileceksin. Sahip çıkmak, menfi oyla yapılır.”
Yani seçilmiş bir iktidara yönelik darbe girişimi ve operasyonlara inat, seçmenlerin oy kullanarak reaksiyon göstermesi.
Demirel’in sözlerini okuyunca, görüyoruz ki halk, geçmişten bugüne seçtiklerine sahip çıkma konusunda epey mesafe katetmiş.
27 Nisan Muhtırası ardından 22 Temmuz 2007 seçimleri, 30 Mart yerel seçimleri ve 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan da bu.
Sırada 2015 seçimleri var.
Artık iyi biliniyor ki iç ve dış operasyonel güçler CHP ve HDP gibi partnerlere sahip oldukça ülkeyi karıştırmaktan vazgeçmeyecek.

“BEN BİR ÇEŞMEYİM, AÇAN AKITIR”

Kemal bey başarı istiyorsa demokrasi, seçilmişlere saygı ve darbe kavramlarıyla yeniden tanışmalı. Kendisine cazip bir öneri: Baba’yı vakitlice ziyaret etsin. Demirel, o dönemdeki “demokrat” ve “darbe karşıtı” duruşunun ona nasıl seçim kazandırdığını anlatır belki.
Demirel zaten hep der “Ben bir çeşmeyim, açan akıtır” diye. Dinlesin bol bol.
Eğer doğru yol alırsa oy dilenciliği yapmasına gerek kalmaz. Halk, onun ekonomik vizyonsuzluğunu bile az buçuk tolere edebilir.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat