HDP’nin seçim vaatleri ve alt okumaları

  • GİRİŞ03.10.2015 11:29
  • GÜNCELLEME04.10.2015 09:37

Bunun yerine HDP’nin seçim bildirgesinden bazı başlıkları seçtim. Bu başlıklarla “aslında” ne denilmek istendiğine, alt okumasının ne olduğuna baktım.

Vaat: İvedilikle terörle mücadele yasası, iç güvenlik yasası, ya düzenleyecek ya da tümden kaldıracağız.

Alt okuması: Özellikle bu kanunlar çıktıktan sonra Cizre’de bizim hevaller başarılı olamadı. Açtıkları hendekler, attıkları roketler bir işe yaramadığı gibi üstelik bizimkilerin evlerine düşüp çocukları öldürdü. Gerçi sağolsun bizim mitoman Figen ölen çocukların suçunu AKP’ye attı ama millet nereye kadar yiyecek bu yalanları. Zaten yemiyorlar, destek vermemelerinden belli.


Vaat: Koruculuk sistemini kaldıracağız.

Alt okuması: Ulan 5 bin kişilik korucu kadrosu için 20 bin kişi başvurur mu? Bunlar nasıl Kürt? En iyisi koruculuğun kaldırılması. Bir de silahlı bunlar. Bizim vekil Burcu Çelik Özkan doğru söylüyor: “Bize uzattığınız o keleşi aynen size çeviririz. Bu memleketten defolup gideceksiniz.”


Vaat: HDP eline silah almak istemeyen gençlerin zorunlu askerlik yapmama hakkını güvence altına alacak. Gençler askerlik yerine kamu hizmetlerinde çalışacak.

Alt okuması: Nasıl olsa Pekeke bu maddeden muaf. Gerilla olmak istememek kimin haddine. En azından bu yasa çıkarsa hevallerimiz askere gitmekten kurtulur ve yine pekeke kurşunuyla ölmemiş olurlar. Üstelik kamu hizmeti diye para da kazanırlar.


Vaat: Su, elektrik ısınma çalışma temel insan hakkıdır. Her eve her ay 10 metreküp su, 180 kilovat elektrik sağlanacak. 

Alt okuması: Şimdi bize oy veren Batı’daki salaklar,  “Doğu’daki kaçak elektrik bizim cebimizden çıkıyor” deyip duruyor. Verecek cevap bulamıyoruz. En iyisi elektriği yasayla bedava dağıtalım da laf söz olmasın.


Vaat: Gençlik meclisleriyle gençlerin sorunlarına özyönetim anlayışıyla çözümler getireceğiz.

Alt okuması: Bizimkiler niye Cizre’de özyönetim için savaş başlattı? Bunun için. O gençler bugün hendek kazar ama yarın onları kültürel faaliyetlere, atölyelere ve sergilere yönlendiririz. Tabii silahları hep yanlarında ya da depolarda olacak, gerektiğinde TC’ye karşı kullanacaklar.

 

PKK’ya karnından mesaj ve kanlı bir itiraf

 

Demirtaş ve Yüksekdağ, devlete ve orduya yüksek perdeden ve hakaret dolu veryansın edip PKK karşısında metaforlarla ve karnından konuşmayı tercih ediyor. Bilmiyorum neden? Belki de aynı bostanın danası olduklarını saklamak içindir, ne dersiniz?


Demirtaş’ın Hürriyetçilerin “PKK’ya mesaj verdi” diye sevinip el çırptıkları konuşması şöyle:

“Biz bugüne kadar halkların yararına her kim olumlu ne iş yaptıysa, taş üstüne kim taş koymayı başardıysa onlara ancak teşekkür edebiliriz. Ama yolun bundan sonrasına HDP ile devam edeceğiz. Siyasetle akılla barış yoluyla devam etmeliyiz yola. Gandhi’nin dediği gibi: Adaletsiz rejimi adaletle yıkınız ve alkışlar önüne kansız elle çıkınız.”


Aslında Gandi’nin bu lafı, hem PKK, hem de bizzat kendisi için, döktükleri kanların itirafı niteliğinde. Zaten bu “çağrı” yapıldığı sırada “yola” kimin devam edeceği PKK’nın askerî araçlara saldırısıyla tekrar idrak edildi.

 

HDP’liler Ahmet Hakan’a neden saldırır ki?

 

Aslında hem PKK’lıların hem de HDP’lilerin Ahmet Hakan Coşkun’u öpüp başlarına koymaları lazım. Bakıyoruz saldırganlardan Uğur Adıyaman ve Fuat Elmas’ın Face Book hesapları HDP’li olduklarına işaret ediyor. Üstelik Uğur Adıyaman’ın kardeşi PKK’ya katılmış.


Çok tuhaf doğrusu. Bu işin içinde bir iş var.


Ama ben yine de iki gün önce twitter üzerinden Ahmet Hakan ile Cem Uzan arasında çok “seviyeli” şu konuşmayı es geçmiyorum. Bakın, belki siz de hak verirsiniz.


Cem Uzan: Bak Ahmet Hakan denen pislik. Seni benim elimden o pislik patronun Aydın Doğan bile kurtaramaz.


Bundan sonrası Ahmet Hakan’dan geliyor, yaylım ateşi. Yazım hataları ona ait.


Ahmet Hakan: Seni şanzelize'ye kadar kovalarım ve hiçbir fransız elimden alamaz lan seni.


Ahmet Hakan: baban, kardeşin nerede lan senin? paris'e kaç para kaçırdın? gelmiş geçmiş en sevimsiz hırsız.


Ahmet Hakan: memlekete giremeyen kriminal yavşak.


Ahmet Hakan: sen tayyip erdoğan'a "Allah'sız" diye bağırmıyor muydun? ne çabuk geri vitese taktın? yavşak pislik.


Cem Uzan sonunda cevap veriyor, bu sefer hayli kibar.


Cem Uzan: Hakaret edenlere cevap vermeyeceğim. Herkes istediğini düşünmekte serbest.


Ama son söz yine Ahmet Hakan’dan:
 

Ahmet Hakan: hak ettiğin cevapları hak ettiğin üslupla aldın... hadi şimdi uza...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat