'Yeni Türkiye' derken?

  • GİRİŞ23.08.2014 11:33
  • GÜNCELLEME23.08.2014 11:33

Bu da normal, hiçbir lider toplumu ters köşe yapa yapa, bir bakıma serseme çevire çevire yönetemeyeceğini bilir.

Sonunda yine “beklenen” oldu ve başbakanlık koltuğuna hiç de sürpriz olmayan bir kişi oturdu.

Sayın Davutoğlu’nun kısa sürede “emanetçi bir başbakan mı yoksa cumhurbaşkanıyla çatışan bir başbakan mı” gibi bir ikilem içinde olmadığımızı; hem kişilikli, ilkeli ve güçlü hem de cumhurbaşkanıyla uyum içinde çalışabilen bir başbakanlık modelinin mümkün olduğunu bütün Türkiye’ye göstereceğine eminim; buradan kendisine tebriklerimi ve başarı dileklerimi yolluyorum.

Ayrıca bir beklentim daha var: Davutoğlu’nun en sert mesajları bile soğukkanlı ve tahkir etmeyen bir üslupla verebilme ustalığının, çok uzun zamandır yüksek seyreden siyasi tansiyonun düşmesine katkı sunabileceğini de umuyorum.
 
Yeni Türkiye kesintisiz bir süreçtir
 
AK Parti’nin görev devir teslimini kırıp dökmeden, gerilim yaratmadan başarılı bir biçimde gerçekleştirdiği böyle bir günde kimsenin hevesini kaçırmak istemem ama Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin göreve başlaması dolayısıyla kaleme alınan yazılarda yeni dönemi bir “milat” olarak gösteren; Türkiye’nin bütün kurumları ve kuruluşlarıyla “yeniden kurulmasından”, “yeniden dizayn edilmesinden” ve “yeni Türkiye’nin kuruluşuna imza atılmasından” söz eden ifadeleri yadırgadığımı da söylemek zorundayım.

Ben “yeni Türkiye”yi hep 2002’den başlayan ve hâlâ devam eden büyük bir değişim süreci olarak algıladım ve bu ifadeyi bu anlamda kullandım. Ordunun siyaset üzerindeki tahakkümünün kaldırılmasından devletin şeriat ve bölünme fobilerinden kurtarılmasına, çözüm sürecinin başlatılmasından din ve vicdan özgürlüğü üzerindeki baskıların kaldırılmasına, elitist bir azınlığın kültür ve düşünce dünyasında kurduğu hegemonyanın kırılmasından Kemalist yönetimin kırmızı çizgiler içine hapsettiği kısır, içe dönük dış politikanın terk edilmesine kadar yaşadığımız bütün o büyük dönüşümler zaten yeni Türkiye’nin inşa sürecinin ta kendisiydi.

Ama şimdi yazılanlara baktığımda, Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin iktidar olmasıyla birlikte sanki “İşte her şey asıl şimdi başlıyor” gibi bir vurgu görüyorum. Örneğin, “Yeni Türkiye ülkeye ve dünyaya bakışımızın kökten değişmesi demektir” cümlesini yorumlamakta zorlanıyorum. Bu cümlede hem yeni Türkiye’yi kesintisiz bir süreç olarak değil, bir an (içinde yaşadığımız an) olarak gören bir anlayış hem de “geçmişten köklü kopuş” fikri görüyorum. Her türlü “köklü kopuş” ihtimali karşısında duyduğum tedirginlik doğal olarak depreşiyor.

Devamı için tıklayın >>>

Yorumlar1

  • kamil karabulut 9 yıl önce Şikayet Et
    heyecanlarına ver..... bu konuda çok haklısın gülay hanım.....bence bu tarz yazı ve beyanatları sahiplerinin heyecanına ver, onlarda biliyorlar zaten bunu....
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat