Siz “ceddinize hakaret edildiğinde” ne yaparsınız? Bilmiyoruz!

 “Köklerinize sövülünce” ne yaparsınız? Bilmiyoruz!

“Kutsalınız aşağılanınca” ne yaparsınız? Bilmiyoruz!

“Tanrınız ile alay edilince” ne yaparsınız? Bilmiyoruz!

“Peygamberinize dil uzatılınca” ne yaparsınız? Bilmiyoruz!

“Sizin namusunuza dil uzatılsa” ne yaparsınız? Bilmiyoruz!

Xxx

Oysa biz meşrebini bileniz!

“Ceddimiz” ile gurur duyanız…

“Köklerimiz” ile ünsiyet kuranız…

Sadece kutsalımıza değil tüm kutsallara saygı göstereniz…

Allah (cc)’nun kulları olmanın farkındayız…

Peygamber efendimiz (sav)’i “Kendi nefsimizden daha çok sevmedikçe iman etmeyeceğimizi” bileniz!

Oysa biz namusumuz ile kutsalımız arasında ayrım yapmadan, onlara uzanan dil’e hiç olmazsa “buğuz” edeniz!

Xxx

“KEMALİST TÜRKİYE’DEN FAŞİST İTALYA’YA SELAM”

Charlie Hebdo’nun “cürmü aşan” son sayısının Türkiye yansımalarına bakınca kimin nerede durduğunu daha berrak görmüş olduk.

Meşrebini bilemediklerimizin, “kutsal” karşısında ne yapacağını tam kestiremiyorduk!

Oysa “kutsalı tekellerinde görenlerin”  (Fetullah Gülen’i masun ve insan-ı kamil ilan eden Ali Ünal’ın yazılarını hatırlayın HÖ) ne halde olduklarını görmek açısından da Charlie Hebdo’nun son sayısının Türkiye yansımaları iyi bir ayna oldu!

 “Maskelerin”, “sıvaların”, “boyaların” nasıl da döküldüğüne şahit oluyoruz!

Cumhuriyet gazetesinin söz konusu derginin 4 sayfasını neşretmesi bir yana…

2 yazarın Hz. Peygamber’e (as) atfedilen karikatürün yer aldığı birinci sayfayı köşelerine koyması bu milletin değerlerine açıkça “hakaret”tir!

Bu hakareti yapanlara ve vesile olanlara en üst perdeden tepki koymak hepimizin tabii hakkıdır!

Lakin Cumhuriyet’in ve bu köşe yazarlarının zihniyeti açısında böyle bir şey yapmalarını çok da yadırgadığımızı söyleyemem.

Zira geçmişinde “Kemalist Türkiye’den, Faşist İtalya’ya selam” manşetini atmış bir gazeteden, her fırsatta Müslümanlara, İslam’a hakaret etmeyi “ilericilik” ve “aydın olmak” zanneden köşe yazarlarından ne beklenir ki?

Xxx

2 DENSİZE “SİZİNLEYİZ” DİYENLERE BİR BAKIN

Lakin biz Charlie Hebdo’nun Türkiye yansımalarında bambaşka bir şey daha gördük:

Yıllarca kendilerine “cemaat” diyen bir kesimin sözcüleri Cumhuriyet’in 2 kişi köşe yazarına ve Cumhuriyet’e destek twitleri attı!

Hz. Peygamber’in “kıtmir’i olmaya aday” olan söz konusu yapının lideri, diyalog için zamanında kol kola girdiği Papa’nın gösterdiği tepkiyi bile gösteremedi!

Tayyip Erdoğan düşmanlığı öyle nüksetti ki “Şeytan ile bile ittifak yaparız” noktasına geldiler!

Adı “cemaat” olan…

Yani ki İslam terminolojisinin, İslam kültürünün bir unsuru olan kavramın arkasına saklanıp…

İslam’ın Allah (cc)’dan sonra en kutsalı Hz. Peygamber’e hakaret edenlere “selam çakıp” “birlikteyiz” mesajı atacaksın!

Yok ya?

Sonra da Hz. Peygamber’in “Kıtmir’i olayım” diyeceksin!

Yok ya?

Ali Ünal iyi bilecektir “Koca karı imanını.”

Ne der “Koca karı imanı?

“32 farzın 6’sı imanın şartlarıdır!

Allah’a, Peygamberlerine, Meleklerine, Kitaplarına, Kaza ve Kader’e, Ahiret gününe iman edeceksin.” 

“Koca karı imanına talip olanların” kutsal bildiklerine hakaret etmek için o karikatürü köşesine alanlara hiç olmazsa “buğuz” etmeniz gerekirken,

 “Sizinleyiz” diye twit attınız.

Mensup olduğunun paralel yapının bir kez daha maskesi düştü!

“Fikir, özgürlüğü, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü” kisvesi arkasına sığınmanın lüzumu yok.

Avrupa Birliği’ne, Amerika’nın karanlık odaklarına, İsrail aşırı sağına çaktığınız selam’ı bugün Türkiye’nin Kemalist, laik ve ateistlerine çakıyorsunuz!

Yazık!

Yine aynı zaman diliminde, Cumhurbaşkanlığı Forsu’ndaki 16 yıldızın temsil ettiği tarihteki 16 Türk devletinin sembolik kıyafetlerini gördükçe çılgına dönen “Yahudi medyası”nın peşine takılıyor, sizler de “histerik” krizlere giriyorsunuz!

Dahası Türkiye’yi uluslararası terör ile ilişkilendirmek için her numarayı içeride ve dışarıda yapıyorsunuz.

Yazık!

ATAİSTİZ; LAİKİZ AMA YAHUDİ SEVERİZ!

Charlie Hebdo’nın yeni Genel Yayın Yönetmeni Biard, Ruşen Çakır’a şöyle demiş:

“Biz Fransız dergisiyiz. … Fransa’nın yasalarına göre yayın yapıyoruz. Eğer ‘Başka ülkelerde bunlar yasak mı, ne derler?’ diye düşünmeye başlarsak işi hiç yapamayız. Kaldı ki biz ateist bir dergiyiz. Aynı zamanda tavizsiz bir laiklik savunucusuyuz. …”

Şimdi soru şu, bu yukarıdaki görüşlerin sahibiyle aynı perspektifte buluşuyor musunuz buluşmuyor musunuz?

Dahası son sayısını 3 milyon basan Türkçe dahil 6 dile çeviren laik, ataist ve kutsalı olmayan Charlie Hebdocular acaba dergilerini neden İbranice de basmayı düşünmediler?

Çünkü, “kutsalımız yok” diyenler, “Yahudi kutsalları”na sıra gelince el pençe divan duruyorlar.

Bosna soykırımıyla alay ederken, “Bunlar para için Yahudi bile olur” diye eski Cumhurbaşkanı Sarkozy’yi hicveden yazarını kapı dışarı ediyor!

Akif Beki’nin önceki günkü yazısından bir alıntı yapayım:

“Fakat sizi çok mu kızdırdılar? Siz de asaplarını bozup onları çıldırtırsınız. ‘Kısmetse şakacı Charlie’nin dili ne zaman İbraniceye dönecek’ demeniz yetecektir.”

Bu meyanda, “Kısmetse uluslararası sularda İsrail tarafından katledilen Mavi Marmara Şehitlerine ne zaman şehit” diyeceksiniz?

Hasan Öztürk - Haber 7

hasan.ozturk@ulketv.com.tr