Dünyanın bir "Amerikan Baharı"na ihtiyacı var!

  • GİRİŞ30.09.2014 10:54
  • GÜNCELLEME30.09.2014 10:54

Ofisinde dev bir Martin Luther King portresi asılıydı.
Esas kritik nokta, Carter'ın samimi bir Soğuk Savaş ve askeri operasyonlar karşıtı olmasıydı. Silahsızlanmaya inanıyordu.
Tabii bu özellik Amerikan ordu -endüstri ittifakının hiç hoşlanmadığı bir şeydi.
Bu ittifak aralarına siyonist lobiyi de alarak hemen "Sovyetlerin silahlanmaya ABD'den daha fazla para harcadığı" iddiasını seslendirmeye başladı. (Ki sonra, bu iddianın feci bir yalan olduğu ortaya çıktı!) 

O da yetmemişti; ordu -endüstri ittifakı Truman'ın 1950'lerde kurduğu militarizasyon cephesi olan "Mevcut Tehlike Komitesi"ni (CPD) yeniden canlandırmış ve Carter'ın çevresini daha koltuğa oturmadan kuşatmıştı. 

Carter 1977'de Başkan olduktan sonra her şey öyle hızlı gelişti ve hatta öyle "ters" gitti ki, sonunda silahlanma yarışına büyük paralar yatırmış, söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmamış, büyük enerji kriziyle şaşkına dönmüş biri olarak Beyaz Saray'dan ayrıldı. 
Medya birdenbire onun çiftçiliğini hatırlamış, adını "fıstıkçı"ya çevirip aşağılamaya, bir uçak merdiveninden kaymadan inmeyi bile beceremediğini yazmaya başlamıştı. (Bu türden operasyonları biz de yakından biliriz, değil mi!) 

Carter'ın toparlanıp eski fikir ve eylemlerine geri dönmesi; mesela Hamas' yönetimini evinde kabul etmesi, Guantanamo'yu açık tutması nedeniyle Obama yönetimini eleştirmesi için 2000'lerin gelmesi gerekti. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat