Genel Başkan...

  • GİRİŞ19.12.2014 10:11
  • GÜNCELLEME20.12.2014 12:46

Oysa ülkede bunu bilmeyen, hissetmeyen, düşünmeyen var mı? Yok!
Hatta şimdi Güler'in ihracına onay verecek CHP'liler bile bu ittifakı biliyorlar. İttifaktan öte bir durumun, yani iç içeliğin olduğunu düşünen ama ses etmeyen CHP'liler tanıyorum.
Yine de o konuşmanın videosunu izlerken dikkatinizi çekecek; Güler söylemekte öyle zorlandı ki, hani neredeyse ürküyordu.
Tabii insanın aklına Kılıçdaroğlu ve ekibinin 2013 Aralık başında gerçekleştirdikleri Washington ziyareti ve meşhur kahvaltı geliyor.
Acaba 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri hakkında bilgi almışlar mıydı? Daha o zamandan 30 Mart seçimleri için bir strateji oluşturulmuş muydu?
Bu sorular sorulabilir.
Ancak şu kesin: Güler'in çizdiği tarihsel çerçeve çok dar. 

Belki Baykal'a kaset olayından da geriye, 1999'a kadar gitmek gerekir. 
Kılıçdaroğlu'nun milletvekilliği seçimlerinde DSP'den aday olmak için SSK Genel Müdürlüğü'nden istifa ettiği tarihe...
O tarihte DSP garip özellikler gösteriyordu. Oligarşik medya partinin kalbine kadar elini sokmuştu. Parti'yi Ecevit mi, yoksa Hüsamettin Özkan mı yönetiyordu, tevatür türlü türlüydü.

Eski siyasilerin dile getirdikleri bazı şeyler var ki, çok ilginç.
Mesela bugünün CHP'sinde Kılıçdaroğlu'nun en yakını olarak bilinen Erdoğan Toprak, o tarihlerde İstemihan Talay'la birlikte DSP'nin Pensilvanya'ya en yakın ismiydi. Kılıçdaroğlu'nu "DSP'nin yeni yıldızı" olarak lanse edenin bu ikili olduğu iddia edilir.
Fakat ne olduysa oldu, adaylık gerçekleşmedi. Ecevit'in adaylığı reddettiği söylenir. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat