Burjuva süprüntüler ve kurbanları!

  • GİRİŞ28.07.2015 09:55
  • GÜNCELLEME28.07.2015 09:55

Ta 70'lerden beri...
Hepsi zihnimde derin izler bıraktı.
Üstüne bir de medyada geçen 30 yıla yakın meslek hayatım var.
Memleket gemisinin defalarca çarpıp battığı aysbergin suyun altında kalan kısmını da bilmenin yorgunluğu yani...
Sonuç olarak şunu öğrendim: İstanbul burjuvazisi ve bu kesimin eteklerine yapışan süprüntü tayfa "solculuk" oynamaya başladı mı, eyvah! 
Ne zaman böyle bir gelişmeyle karşılaşsam bütün tadım kaçar, içim acımaya başlar, gelecekten korkarım.
O zaman bilirim ki..
Pek entel, pek dünyalı, pek modern bu tayfa canı hiç sıkılmasın, doymak bilmez iştahı hiç kapanmasın diye milleti ateşe atmayı göze almıştır.

Epeydir vur patlasın çal oynasın yaşayıp kazançlarına kazanç katmakla meşguldüler.
Derken, Gezi'de ortaya çıkıverdiler.
Sosyetenin en "mermer" temsilcileri bile parktaydı.
Parkta iki gün yatınca sırtlarının nasıl tutulduğunu, biber gazının astımlarını nasıl tetiklediğini anlata anlata bitiremediler.
Tatil kasabalarında hep bir ağızdan "Tayyip gidecek, halk gelecek" diye haykırarak avuçlarını şaklattıklarını da bilen biliyor. 
Yalıkavak Che'leri, Alaçatı Fidel'lerinden bahsediyorum. 
Tamam! İlk bakışta gülünçtüler.
Ama benim gibi bu filmi defalarca izleyen biri için gülmek zordu.
Tersine, midem bulanmış ve tedirginliğim artmıştı.
Tabii o sırada Taksim ve Dolmabahçe'de ortalığı altüst edenlerin parktaki burjuva yoldaşlarından(!) haberleri yoktu. 
Büyük patronların küçük kurbanları olmayı seçtiklerinin hiç farkına varamadılar. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat