MHP’de kongre sürecinin şifreleri

  • GİRİŞ26.05.2016 09:58
  • GÜNCELLEME26.05.2016 09:58

Ancak Genel Merkez’in son karşı hamlesiyle, yeni bir durum ortaya çıktı.
 
Türk siyasetinde çok önemli bir yeri olan Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki kongre tartışmalarının artık daha fazla dallanıp budaklanmadan kesin bir sonuca bağlanması önem arz ediyor. 27 Mayıs 1960 darbesiyle yapı ve dengeleri kökünden sarsılan Türkiye’nin siyasi yapısı, partilere yapılan türlü çeşitli operasyonlarla sık sık istikrarsızlığa sürüklendi. Çok gerilere gitmeden, bu minvalde 28 Şubat Döneminde DYP’nin hallaç pamuğu gibi atılması, daha sonra Refah ve Fazilet Partilerinin kapatılması, keza 2008 yılında; halktan aldığı yüzde 47,3 oranında oyların dumanı tüterken, AK Partiye karşı açılan kapatma davası… 2010 yılı ortasında bir kaset darbesiyle Deniz Baykal’ın CHP genel Başkanlığından düşürülmesi… Ve 2011 genel seçimlerinin hemen öncesinde MHP’nin tepe yönetiminden bir düzine ismin yine kaset şantajıyla saf dışı edilmesi… Bir çırpıda akla gelen çok önemli hadiselerdir!.. MHP Lideri Devlet Bahçeli, dün yaptığı yazılı açıklamada hem 2011 yılındaki, hem de şu sıralarda hükmünü icra eden operasyonları şu şekilde dile getirdi: “Türk – İslam ülküsünün namus ve şeref müdafaasına varlığını adayan kutlu davamızı eritmek, kemirmek ve tarihî yürüyüşünü kösteklemek maksadıyla siyasi ve hukuki operasyonlar acımasızca icra edilmiştir…”

7 Haziran 2015 tarihinden bu yana, MHP’nin içinden ve dışından dikkat çekici hareketlenmeleri izliyoruz. MHP’de bir yönetim değişikliğine odaklı kimi teşebbüslerin olması siyasi rekabet kavramı çerçevesinde anlaşılabilir bir durum. Ancak bunun MHP’deki tezahürü, sanki çok daha başka maksatlara odaklı bir durum arz ediyor. Düşünün bir erken olağanüstü kongreyi mümkün kılmak için, talep edilen tüzük değişikliği kongresini gerçekleştirmek üzere öncülüğe soyunan isimlerin tamamı, daha ilk adımda genel başkanlığa adaylığını açıklıyor… Hadi bunu da normal karşılayalım, ama gerek kendi aralarındaki iş birliği çabaları gerek tabana dönük diğer faaliyetleri ve MHP dışındaki çevrelerden (medya da dâhil) bunlara gösterilen ilgi ve alaka hayli dikkat çekici. 2011 yılındaki yıkıcı operasyonu da hatırda tutarak gelişmelere bakıldığında, Sayın Bahçeli’nin dünkü açıklamasında vurgu yaptığı noktalar öne çıkıyor… “Milliyetçi Hareket Partisine sistematik, sonuca odaklı ve intikam esaslı saldırı ve taarruz kurgulayanlar 1 Kasım 2015 tarihinden itibaren anında devreye girmişlerdir…”

8 Nisan 2016 tarihinden bu yana yaşanan hukuki sürece dair yapılan spekülasyonlar da oldukça dikkat çekici. Hatta bu sürece, iktidarın yargı üzerinden müdahale ettiği yolunda çeşitli iddia ve ithamlar söz konusu oldu. Öyle ki, Bahçeli’nin geçtiğimiz salı günü; Grup konuşmasında Başkanlık Sistemi veya Partili Cumhurbaşkanlığı modeline destek vermeyeceklerini açıklamasından hemen sonra Yargıtay kararının açıklanmış olması bile bazı çevreler tarafından değişik biçimde yorumlandı… Doğru olup olmaması bir tarafa, bir muhalefet partisinin iç işleyişi ile ilgili konuda, bu türden iddiaların gündeme gelmesi bile tek başına çok yadırganacak bir durumdur. Türkiye’deki siyasi yaklaşım ve anlayışın, ne denli sağlıksız bir hâl aldığının da bariz işaretidir bu. Bu kadar kırılgan ve komplocu bir sosyoloji üzerine kurulu siyaset, kesinlikle ülkenin ortaklaşa göğüslenmesi gereken temel meselelerinde yardımcı olmaz. Hâlen müşahede ettiğimiz tablonun yansıttığı da budur.

MHP’deki belirsizlik ve faydadan çok zarar verdiği açıkça görülen tartışmaların bir an evvel son bulması, hem Parti hem ülke hesabına çok iyi olacaktır. Bu safhadan sonra şayet muhalif kesim demokratik bir yarış için hazırsa, onun zemini açılmış bulunuyor. Yine Bahçeli’nin kullandığı kelimelerle ifade edersek; “MHP tecrübe ve birikimiyle, içinde bulunduğu zorlu süreci aşma beceri ve basiretine sahiptir…” Son olarak, Bahçeli’nin yeniden aday olup olmayacağı hususu da açıklığa kavuşmuş bulunuyor. Bahçeli; “Şunun özellikle bilinmesini isterim ki, kim ya da kimler aday olacaksa şahsımla yarışacaktır…” dedi. Evet, bundan sonrası delegelerin vereceği kararla belirlenecektir.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat