‘Gücümüz olsun halk bize destek versin, IŞİD, Nusra gibi Kaide gibi tecavüz ve barbarlık ordusunun kökünü kurutacağız oralarda. Dünyanın dört bir yanından gelip burada halklarımıza zulüm yapan bu cihatçı çetelere asla izin vermeyeceğiz. Ne gücümüz varsa, iktidarda olsak, Ortadoğu’dan bu vahşeti temizlemek için karadan da havadan da gücümüzü kullanmaktan çekinmeyiz.’ 

Bu konuşma çok vahimdir. Savaşa girme vaadi anlamındadır. HDP noktaya nasıl varmıştır? 2014 yılının ikinci yarısında stratejik bakımdan  önemli olmayan Kobani’de  Suriye PKK’sı ve IŞİD arasında bir çatışma alanı yaratılmıştır. Aynı yılın eylül ayındaki  ABD Kürt konferansı bu ortamda yapılmıştır. Demirtaş’ın orada ABD güvenlik bürokratlarıyla bir dizi görüşmede bulunduğu bilinmektedir. HDP lideri Türkiye’ye döner dönmez 50’den fazla insanın öldüğü Kobani eylemlerini kışkırtmıştır. Anımsayalım, bu dönemde ABD, Türkiye’nin savaşa girmesi için çok ısrar etmiştir. ABD’nin Kobani bombardımanına tam o günlerde başlaması tesadüf değildir. Aynı dönemde HDP seçimlere parti olarak katılma kararı almıştır. 

Bütün bu gelişmeler ve kendi ifadeleri HDP Başkanı Demirtaş’ın  2014 Eylül ayında ABD ile anlaştığını ortaya koymaktadır. Kendisine Türkiye’yi Suriye PKK’sı YPG yanında savaşa sokma  misyonu verilmiş olmalıdır.

Paralel Yapı, Türk aydınları içindeki bir network ve Doğan Medya her biri kendi rolünü oynamaktadır. Demirtaş, CHP’nin bir kısmının HDP’ye oy vereceğini her nasılsa garanti görmüştür. Plan bugüne kadar adım adım uygulanmıştır. Demirtaş amacının CHP ve MHP ile birlikte iktidar ortağı olmak ve Türkiye Ordusu’nu Suriye’de savaştırmak olduğunu sonunda Hatay’da itiraf etmiştir. 

Askerinin canı pek kıymetli olan ABD, 1990’lı yıllardan beri ülkemizi Ortadoğu’da savaştırmak peşindedir. Türkiye’yi en son 2003’te Irak üzerine  sürmek istemiş, olmamıştır. Sol oylar ödünç alınarak baraj aşırtılmak istenen Demirtaş askerimizin kanıyla işte bu amacı gerçekleştirmek istemektedir. 

Yazının devamını okumak için TIKLAYIN...