Türk Ladin ABD himayesinde

  • GİRİŞ23.07.2016 11:36
  • GÜNCELLEME24.07.2016 10:01

Başarısız darbe girişiminin ardından Türk Dışişleri ABD ile temasa geçerek terörist başı Gülen’in Türkiye’ye iadesini talep etti.

Ne var ki ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass başta olmak üzere ABD’li yetkililer kendilerini mahkeme yerine koyarak Gülen’in suçlu olduğunu gösteren kesin deliller talep etti. Oysa ABD’li yetkililer sadece medya üzerinden bile yürütecekleri basit bir soruşturmayla Fetullah Gülen’in ekibinin darbeye kalkıştığını, Ankara ve İstanbul’daki kanlı olayları başlatarak hükümeti devirmeye çalıştıklarını öğrenebilirdi. Cunta üyelerinin savcılık ifadeleri, işin doğrusunu öğrenmek isteyen ABD’lilere öncelikle doğru bir fikir verebilir ve bu Türkiye’nin talebini daha ciddi karşılamalarını da sağlayabilirdi.

Ancak ABD’den gelen en iyimser açıklama bir sürü yasa kanun hatırlatmasını araya sıkıştırarak,“Gülen’in iadesini görüşmeye hazırız” şeklinde oldu. Bu teklif ABD’nin elinde bir koz olarak tuttuğu Gülen’i posası çıkana kadar kullanmış olmasına karşın hala pazarlık unsuru olarak görmesiydi. Ellerindeki Gülen kartını hâlâ "Türkiye’ye kaça satarız” hesabıyla değerlendirmeyi umuyorlar.

Bu arada Fetullah Gülen de Pensilvanya’da boş durmuyor; Türkiye’nin “stratejik ortak” olarak gördüğü ABD’den tehdit savurmaya devam ediyor. Gülen son görüntülü mesajında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ölümle tehdit etti.

Ankara, muhataplarından Türkiye’de katliam emri veren bu terör örgütü elabaşısını iadeyi beklerken; Pensilvanya, terör saldırısıyla ilgili inkar ve yalanlama yerine fütursuzca tehdit mesajı göndermeye devam ediyor.

ABD’nin barındırdığı, himaye ettiği bir terör örgütü liderininin Ankara’ya dönük tehditleri doğrudan onu barındıran devletin tehdidi olarak görülmeli ve bu durum ABD’li muhataplara da iletilmelidir.

Bu aşamadan sonra Ankara, Pensilvanya’da barınan FETÖ liderine “Türk Ladin” muamelesi yapmalıdır. Amerikan kamuoyuna Türk Usame bin Ladin’inin Birleşik Devletler’de himaye edildiği anlatılmalıdır.

İyi değerlendirilirse Gülen kartı, ABD’nin elini yakan bir karta dönüştürülebilir. Türkiye’yi DAEŞ’le mücadelede suçlayarak köşeye sıkıştırmaya çalışan Amerikan Dışişlerine verilecek en güzel cevap; Gülen’i himaye eden ABD’nin uluslararası hukuku ve iki ülke arasındaki anlaşmaları ihlal ettiğinin her platformda dile getirilmesi olacaktır.

ABD’ye Gülen’i barındırmaya devam ettiği sürece Türk milletini tümden kaybedeceği ve karşısına alacağı da hatırlatılmalı.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat