Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ilk kez cumhurbaşkanlığı için hazırlanan ve "Air Force One" diye anılan 330 Airbus uçağıyla gidiyoruz.

Atatürk Havaalanı'nda uçağa bindiğimizde ilk dikkatimi toplantı salonu çekiyor.
Cumhurbaşkanı veya Başbakan, hangisiyle bir geziye katılsak, gazetecilerle buluşma, yer darlığı nedeniyle bir sıkıntıya dönüşüyor ve inanılmaz bir sıkışma yaşanıyordu.
Yeni uçağın orta kısmı bir toplantı salonu olarak düşünülmüş. Kuşkusuz devlet başkanları ve başka heyetler için düşünülmüş olabilir ama en çok kullananların gazeteciler olacağı çok açık. Büyüyen ve bölgesinde etkin olan bir Türkiye'ye çok yakıştı.
Kuzey Kıbrıs'a adım atar atmaz da bir ilke tanık olduk. Ercan Havaalanı'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onu karşılayan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu karşılamaya gelen Kıbrıslılara kürsüden kısa bir konuşma yaptılar ve hızla oradan ayrılıp Dr. Fazıl Küçük'ün kabrine gittiler.
Orada Kıbrıs'taki bir ilke tanık olduk. 9 aydır tek damla yağmur düşmeyen Kıbrıs'a yağmur yağıyordu. Hem de sağanak bir yağmur.
Kıbrıslıların tepkisi görülmeye değerdi.
İlk tepkiyi rehberimiz verdi: "İnanın 9 aydır tek damla yağmur yağmadı.
Cumhurbaşkanımız uğurlu geldi."
Oradan KKTC dendiğinde akla gelen merhum Rauf Denktaş'ın kabrine girildi. Oraya giderken yol boyu yağmur dinmiş, klasik Kıbrıs sıcağını hissetmeye başlamıştık.
Denktaş'ın kabrine çelenk konulduğu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı görmeye gelen Kıbrıslılarla sohbet ettim. Biri şöyle diyor: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı çok seviyoruz.

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ovur/2014/09/02/cumhurbaskani-erdoganin-ilk-gezisinin-ilkleriDevamı için tıklayın >>>