Kendi muhalefetini yapan ilk iktidar; AK Parti...

  • GİRİŞ14.11.2017 09:02
  • GÜNCELLEME14.11.2017 09:02

Her şeyi kategorik olarak reddeden, her şeyi bir rejim meselesi haline getiren, millete hizmeti unutmuş, sırtını dönmüş bir ana muhalefet gerçekliğinde, iktidar kendi eleştirisini de kendisi yapmak durumunda. Çünkü eleştiri ve muhasebe, insanların da, kurumların da başarısı ve sağlığı için olmazsa olmaz bir müessesedir.

Ancak bu müessese Türkiye’de hiçbir zaman sağlıklı işleyemedi. Çünkü devletin ve toplumun kimyası ile oynanmış, kendisine dışarıdan çatışmalı gündemler dayatılmıştı.

Toplumumuzun her şeye rağmen sağduyulu ve vatanını gözeten tavırları sayesinde zarar görülse bile, ülkenin bütünlüğüne dönük emeller başarılı olmadı. Ama unutmayalım ki, 1980 öncesinde bu ülkede aynı silahlarla kardeş kardeşi vuruyordu. PKK terörü bundan ayrı bir hikayenin parçası değil. Çorum, Maraş ve Sivas olayları da, faili meçhul siyasi cinayetler de öyle. Son olarak da FETÖ ile tüm ülkeyi işgal etmeye gelmediler mi?

İşte eleştirinin önemi de burada ortaya çıkıyor. Sorunlarımıza başkaları müdahale etmeden onları bizler çözebilmeliyiz.

Ancak eleştiri makamında oturan ana muhalefet partisinin, iktidarı düşman ve her sorunu derinleştirilmesi gereken bir imkan gören bozuk zihniyeti yüzünden, eğitim sisteminden tutun şehirleşmeye kadar birçok önemli meseleyi rejim krizi veya sokak çağrısına muhatap kalmadan tartışmak mümkün değil.

Bu kritik açığı kapatmak da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’ye düşüyor. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet hem iktidar hem de muhalefet gibi düşünmek zorunda. Nitekim şehirleşme üzerine olsun pek çok konuda özeleştiri yapıldığını görüyorsunuz. Hatta özeleştirinin ihtiva ettiği kayırmayı bile dışlayarak cesur çıkışlar yapılıyor.

Peki, ana muhalefet bu saygın tavrı nasıl karşılıyor? Yine iktidarın tüm icraatlarının kötü olduğuna dönük bir itiraf olarak, soruna odaklanmak yerine, bunu iktidar aleyhine kullanılacak bir kriz fırsatı olarak kullanıyor.

Demek ki, CHP bu ülkenin sorunlarına araçsal yaklaşıyor. Ülkesini düşünmüyor. Bunların derinleşmesinden medet umuyor. Acınası bir hal.

10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinde yaşanan yüksek katılımın CHP’yi mutlu etmesi gerekmez mi? Demek ki CHP’nin meselesi Atatürk değil. Hatta Atatürk’ün kurucu ülke liderliği altında bir toplumsal yakınlaşmadan rahatsızlık duyuyor. Bu durum da CHP’nin Atatürk’ü bir suiistimal imkanı olarak kullandığının bir ispatı.

AK Parti her alanda görülmemiş başarılara imza atan bir halk hareketidir. Ancak tabii ki bu kadar hızla değişen bir dünyada, bu kadar ihmal edilmiş alanlarda yeni sorunlar ortaya çıkacağı gibi, eski sorunların bir kısmı da istendiği oranda çözülememiş olabilir. Bu tespitten daha sağlıklı ve özgüvenli bir anlayış olabilir mi?

Bu tavır da milletimizin teveccühünü mutlaka kazanacaktır. AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yine bir ilke imza atacak ve kendi muhalefetini kendisi yapan belki ilk parti olacaktır.

AKŞAM

Yorumlar2

  • hurşit GÜNDOĞAN 6 yıl önce Şikayet Et
    Markar Esayan Bey, kıymetli yazılarınızı takip ediyorum.sizi tebrik ediyorum.Saygılarımla ...
    Cevapla
  • ylç 6 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürler Markar Bey
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat