Kılıçdaroğlu, Cem Uzan'ı da geçti

  • GİRİŞ21.04.2015 08:32
  • GÜNCELLEME22.04.2015 08:24

Demirel, 1991 seçiminde emeklilere öyle bir vaatte bulundu ki, insanlar 35 yaşında emekli olmaya başladı, Sosyal Güvenlik Sistemi alt üst oldu.

Avrupa’da ortalama 5 çalışana bir emekli düşerken, biz de bu, 3 çalışana bir emekli biçiminde gelişti.

Bugün 11 milyon civarında emekli var ise, bunun sonucunda emeklilere verilen bir puanlık zam bile bütçeye ağır yükler getiriyorsa, bunun müsebbibi, 90’lı yılların oy avcılığı ile ülke ekonomisini perişan eden popülist siyasetçileridir.

 

Başbakan Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu 4 sene ülkeyi yöneteyim, 12-13 yılda ne kadar kazanmışsak hepsini harcayıp tüketeyim diye düşünüyor” demekte haklı.

CHP lideri, belki de son seçimi, son şansı olduğunu bildiği için, bunun getirdiği panikle abandıkça abanmış.

Pazar günü açıkladığı seçim vaatleri, 2002’de Cem Uzan’ın dillendirdiği uçuk-kaçık vaatleri bile geride bırakmış.

 

KAYNAĞI OLMAYAN VAAT OLUR MU?

 

Hanelere 360 lira kira ve fatura desteği, kadınlara 400 lira kreş yardımı, yaşlılara 900 lira maaş, emeklilere her yıl iki maaş ikramiye, askere 360 lira askerlik desteği, mazotun litresinin 1,5 liraya indirilmesi ve daha bir sürü şey.

Kılıçdaroğlu kulağa hoş gelsin diye olsa gerek, asgari ücreti net 1500 liraya çıkaracağını açıkladı.

Halbuki, iktidara gelir bunu yaparsa, ertesi ay ya reel sektörde toplu iflaslar başlayacak, ya da özel sektör bunu karşılayamayacağı için işsizlik rakamları patlar.

Asgari ücret, devletten çok daha fazla özel sektörü ilgilendirdiği için, Türkiye’nin ekonomik büyümesi devlet değil, özel sektör eliyle olduğu için bu böyle olacaktır.

 

CHP liderinin bir de kredi borçlarının silinmesi vaadi var ki, insanın gidip hemen bir tüketici kredisi alası geliyor.

Demek istiyor ki, siz kafanıza göre borçlanın gelip ben bunu ödeyeceğim.

 

Dün katıldığı televizyon programında Mustafa Karaalioğlu, Kılıçdaroğlu’na bu akla ziyan vaatlerinin maliyet hesabını, yani kaynağını sorunca ne diyecek diye bekledim.

“Hepsinin çalışmasını yaptık, ama yanımda getirmedim, keşke getirseydim” dedi.

İşte bu.

Oy almak için bu kadar vaatte bulunacaksın ama bunun kaynağının ne olduğu sorulunca verecek bir cevabın olmayacak.

Bari “benim adım Kemal” deseydi ona da fit olurduk.

 

Ekonomi ve bütçe dediğimiz şey, basit bir denklem üzerine oturuyor aslında.

Devlet, üç yöntemle gelir elde ediyor.

Vergiler, özelleştirme ve borçlanma.

CHP, özelleştirmelere karşı olduğu için onu pas geçelim.

Geriye kalıyor vergi ve borçlanma.

Kılıçdaroğlu, bu dediklerini yapabilmesi için ya vergileri ikiye katlayacak, ki bu her şeyin alt üst olması demek, ya da borçlanarak elde ettiği geliri dağıtacak.

90 lı yılların hükümetleri daha çok borçlanma yoluna gittikleri için, 2001 krizi patladığında devletin bu borçların faizine ödediği para bile bütçenin yarıdan fazlasını alıp götürüyordu.

 

İşin açıkçası Maliye Bakanı Mehmet Şimşek doğrusunu söylüyor.

CHP iktidar olur, bu dediklerini yaparsa, Türkiye bir yıla kalmaz İMF kapılarında kredi dilenmeye başlar.

Bir yılı geçmez Yunanistan’ın düştüğü duruma düşeriz ve bunun sonu 2001 krizine geri dönmek olur.

Kılıçdaroğlu, insanların zekasıyla alay etmiyorsa çıksın bu işin maliyetini-kaynağını açıklasın.

Öbür türlü, insanlar kendisinin zekasıyla alay etmeye başlayabilir. 

Yorumlar1

  • mehmet özdemir 9 yıl önce Şikayet Et
    bunları chpye gönül vermiş insanla ve gördüğü ilk ekonomik bunalım karşısında akpnin para politikalarını eleştiren insanlar da görebilseydi kılıçdaroğlu oy toplamak için bu kadar atıp tutamazdı herhalde. allah razı olsun yazı gayet güzel.ellerinize meğinişze sağlık
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat