Sokağın gücü kimden yana

  • GİRİŞ04.07.2017 07:21
  • GÜNCELLEME05.07.2017 07:25

Hem Ak Parti’de hem Cumhurbaşkanlığında, 15 Temmuz’un yıldönümü için hazırlıklar yapılıyor.

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın dün açıkladı.

Erdoğan’ın 15 Temmuz günü yeniden demokrasi nöbeti çağrısı yapacağını ve kendisinin de bu nöbetlere katılacağını söyledi.

15 Temmuz ile ilgili yüksek profilli bir program hazırlığı yapılmasının bir nedeninin de CHP’nin ‘adalet yürüyüşü’ adı altında 15 Temmuz’u sulandırma çabasına bir cevap verme niyeti olduğu anlaşılabiliyor.

Dolayısıyla iki farklı tezin, iki farklı duruşun çarpışacağı bir Temmuz ayı bizi bekliyor.

CHP 15 TEMMUZ’UN ÜZERİNİ ŞALLA ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR

CHP, İstanbul yürüyüşünün ana eksenini darbe gecesi yaşananlara değil, darbe bastırıldıktan sonra gelişen sürece oturttu.

250 şehidin, 2190 gazinin adaletiyle ilgili tek cümle eden bir CHP’liye henüz rastlamış değiliz.

16 Temmuz sabahına “Tüh olmadı” duygusuyla uyanan kimi batılı ülkeler ve yayın organları bir gün önce yaşananların üzerini bir ‘şal’ ile kapattıktan sonra hemen ertesi gün darbecilere karşı merhametli olun çağrısı yapmaya başlamışlardı.

CHP yönetimi bundan daha fazlasını yaptı.  

Şimdilerde devam eden yürüyüşte dillendirdikleri gibi “Asıl darbe 20 Temmuz’da oldu” tezine savruldu.  

Neden 20 Temmuz?

Şundan dolayı. 

Hükümet, OHAL kararnamelerini çıkarmaya 20 Temmuz’da başlamış, “Yeni darbe girişimleri olmasın” düşüncesiyle TSK’nın yapısına dönük köklü reformlar yapmıştı.

CHP’nin “Darbe 20 Temmuz’da başladı” tezinin oturduğu zemin tam da burası.

Ordu içinde darbe kültürünü bitirme niyeti taşıyan bu düzenlemeleri CHP’nin darbe yapılmış gibi sunması bu partinin hangi kültürden beslendiğini göstermesi bakımından ibretlik bir tablo ortaya koyuyor.

Meclis’te hazırlanan 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili rapora alternatif bir raporla cevap veren CHP’nin komisyon üyelerinin, yaklaşık 400 sayfalık raporun ana omurgasını da aynı mantık üzerine kurgulaması yeterince ibret verici değil mi?

Daha kötüsü var.

Kılıçdaroğlu, her şeyin kabak gibi meydanda olduğu o meşum geceyi tuttu tam da FETÖ’nün argümanlarına uygun düşecek şekilde “Kontrollü darbe” söylemine sabitledi.

CHP lideri, toplumdan gelen tepkiler üzerine bir ara bu söylemden geri adım atıyormuş gibi yaptıktan sonra bandı başa sardı, aynı dili kullanmaya başladı.

Bu söylemin son tahlilde Meclis’i bombalayan, kan döken darbecileri temize çıkarmaktan başka neye yarayacağını bilen beri gelsin.

15 Temmuz’u TBMM’de karşılayan CHP milletvekilleri ‘kontrollü darbe’ söylemi için ne diyor merak içindeyim doğrusu.

CHP’NİN DERDİ YARGININ ARKA BAHÇE OLMAKTAN ÇIKMASI

Türkiye’de ‘adalet dağıtımı’ ile ilgili ciddi sorunlar var mı? var.

Orantısız kararlar, geciken iddianameler…

Bütün bunların üzerine bir şal örterek sorunları gizleme çabasın içinde olamayız.

Ama bu böyle iken, CHP mantalitesinin adalet kavramına ne kadar uzak olduğunu da görmezden gelemeyiz.

2008 de Ak Parti’ye kapatma davası açıldığında “Ankara’da hakimler varmış” diyen CHP’lilerin sevinç çığlıkları hala kulaklarınızda çınlamıyor mu?

CHP içinden o günlerde, ondan önceki günlerde, yıllarda yargının tutumuna dönük kendi tutumlarını sorgulayan, küçük bir özeleştiri yapana tanık olanınız var mı?

Demek ki aynı kafa devam ediyor.

Yarın öbür gün fırsat buldukları takdirde adalet duygusuyla değil, tasfiye/intikam motivasyonu ile hareket edecekleri gün gibi ortada.

CHP’nin adalet yürüyüşünü ben bir travmaya bağlıyorum.

Ordunun, yargının arka bahçesi olduğu dönemi yitirmenin travmasını yaşıyor ana muhalefet partisi.

Sırtlarını dayadıkları bir duvar vardı.

Bu duvar her durumda CHP’yi iktidarın bir parçası, aktörü olarak tutmaya yarıyordu.

Şimdi o duvar yıkıldı.

Arka bahçe, komşu evlerin de kullanabileceği bir formata dönüştü.

CHP, Kılıçdaroğlu bunun travmasını yaşıyor.

Bu yüzden adalet değil, arka bahçeyi kurtarma derdindeler. 

Yorumlar4

  • Yaşar Yetiş 6 yıl önce Şikayet Et
    Düşündüklerimin aynısı
    Cevapla
  • yorgun yorumcu 6 yıl önce Şikayet Et
    15 temmuzdan sonra devletin darbe önleyici tedbirler alması chp nin manevra kabiliyetini sınırladı, darbe yapılamayacak bir ülkede siyaset yapmak chp anlayışına zıt, abd nin türkiye büyükelçisi kemal kılıçdaroğlu nu çözmek çok da zor değil, devletler arası görüşmelerde abd nin devletimizden istediği herşeyi kemal kılıçdaroğlu da istiyor, konuşmalar tamamen aynı manada eş anlamlı kelimeler, chp siyasetini takip etmenin en iyi yolu amerikan açıklamalarını takip etmek,üstelik chp obama ilede trump ile de pek ala anlaşabilen dünyadaki nadir siyasaetçilerden biri, demokrasi nöbetleri için gün belirlemeye gerek yok,15 temmuz 2016 dan beri her an teyakuzdayız.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • vatandaş 6 yıl önce Şikayet Et
    Efendim bu zihniyetin önünü kapamak ve deşifre etmek için atılması gereken en önemli adım yargıyı hızlandırarak adaletin bir an öce tecelli etmesini sağlamak diye düşünüyorum. Bu kadar büyük ayıklama, teşkilat değişikliği, kabarık dava dosyasının olduğu bir dönemde, işin zorluğu ortada; ancak şart. Ayrıca partilere sızmış FETÖ'cüleri de daha fazla deşifre etmek de şart...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • alidai 6 yıl önce Şikayet Et
    tam da duygularıma tercüman olmuş son cümleler özellikle
    Cevapla Toplam 7 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat