Hükümet topal ördek durumuna mı düştü?

  • GİRİŞ27.06.2018 09:59
  • GÜNCELLEME27.06.2018 09:59

Haziran 2015 seçimlerine gidilirken uçakta “Anketlerde yüzde 35’leri görüyoruz” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sormuştum:

“Bir önceki seçimlerde yüzde 26 oy almıştınız. Bu rakamın altında kalırsanız genel başkanlığı bırakır mısınız” diye.

“Elbette” demişti Kemal Bey.

“İlla ben koltuğumda kalacağım diye bir anlayışım yok” diye eklemek suretiyle.

Dönüşte kayıtlara geçsin diye, bu sözleri yazıya döktüm.

O seçimde CHP yüzde 25,98 oranında oy almasına rağmen, Kılıçdaroğlu dün dündür bugün bugün deyip yoluna devam etti.

24 Haziran seçimlerinde CHP, partinin cumhurbaşkanı adayından 8 puan daha aşağı oy alınca, gözler yeniden Kılıçdaroğlu’na çevrildi.

Acaba bu defa ne yapacaktı?

Bir mazereti kalmış mıydı?

Partisi içinden de yükselen istifa beklentilerine karşın Kemal Bey dün kameraların karşısına geçti, bulduğu o mazereti “Bu seçimin tek kaybedeni vardır AK Parti’dir. 7 puan kaybetmiştir, parlamentoda çoğunluğunu kaybetmiştir” ifadeleriyle dışa vurdu.

Bir önceki gün “Bu böyle yarım kalmayacak”, “Yürü önümüzden derlerse hazırım” diyen Muharrem İnce’yi de ufaktan tehdit etmekten kaçınmadı.

“Koltuk sevdası olanların bu partide yeri yoktur. Kendisine yol arayan kişilerin bu partide işi yoktur” dedi.

Kılıçdaroğlu konuştuktan sonra İnce yeniden sahne aldı, hedefi belli açıklamalarla kendi yol haritasını açıkladı:

“Türkiye ile buluşmak, kucaklaşmak, teşekkür etmek için seçim öncesinde gidemediğim illerden başlayarak 81 vilayete gideceğim.”

Adını koyalım:

İnce bu defa Cumhurbaşkanı adayı olarak değil, kendisini mümkün olan en kısa süre içesinde unutturmak isteyen Kılıçdaroğlu’nun rakibi olarak Anadolu turu atmaya hazırlanıyor.

Hedefi belli değil mi?

“Senin kurşun asker delegelerin varsa, benimde yüzde 30’luk halk desteğim var” mesajını canlı tutmaya çalışacak.

Muhalefetin sırtında yumurta küfesi olmadığı için, çok uzatmayalım.

Asıl, iktidar kanadında neler olacak, nasıl bir yeni dönem karşımıza çıkacak soruları üzerine yoğunlaşalım.

25 Haziran sabahından itibaren yeni döneme ilişkin herkesin aklına üşüşen soru şu:

Ak Parti Meclis çoğunluğunu kaybettiğine göre, yeni siyasi krizlere kapı açılmış mı oldu? Bir sene içinde yeni bir seçim mi yapılacak?

Piyasalar da bu sorunun yanıtını bekliyor, yatırımcı da, toplum da.

Kılıçdaroğlu, dünkü konuşmasında “Hükümet topal ördek durumuna düştü” dedi.

Eski şablonlarla düşünecek olursak, evet böyle bir değerlendirme yapılabilir.

Ama seçim sonuçlarının okumasını yeni sistem üzerinden okumaya başlayınca, kazın ayağının hiç de öyle olmadığı gerçeği karşımıza çıkıyor.

Yeni sistem, yönetimde istikrar anlayışını önceleyerek, koalisyon krizlerini tarihin çöp kutusuna gönderme mantığıyla kurgulandığı için Cumhurbaşkanına güçlü yetkiler verdi.

Peki, Meclis, Cumhurbaşkanını hangi durumlarda frenleyebilir sorusuna yanıt mı arıyoruz?

O halde hangi çoğunluk ile neler yapabilir ona bir göz atalım:

1-Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanlar hakkında bir suç işlendiği iddiasıyla Meclis üye tamsayısının salt çoğunluğunun (301) vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecek.

2-Meclis, soruşturma açılmasına üye tam sayısının beşte üçünün (360) gizli oyuyla karar verebilecek.

3-Üye tam sayısının üçte ikisinin (400) gizli oyuyla Yüce Divan’a sevk kararı alınabilecek.

Buradan ne çıkıyor?

O tür bir işaret ortada olmamasına rağmen bir an için MHP’nin diğer muhalefet partileriyle birleştiğini düşünecek olsak bile, Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve Bakanlar için soruşturma açılması talebinde bulunma dışında bir seçenek yok.

Bu türden bir talebin fiili soruşturmaya dönüşmesine de meclis aritmetiği izin vermiyor.

Ayrıca, yeni sisteme göre Meclis’in seçimleri yenileme kararı alabilmesi, 5/3 çoğunluk, yani 360 milletvekili oyu gerektiriyor.

Bu bakış açısı üzerinden ilerleyecek olursak, Ak Parti 300 değil de, 240’tan daha az milletvekili çıkarması halinde, asıl o zaman çoğunluğunu kaybetmiş olacaktı denebilir.

Meclis’teki Ak Parti sandalyesi 300’ün altında kaldığı için, kimi zamanlar kanun çıkarmada zorluklar yaşanabilir.

Ama bu şu an için teorik olarak geçerli.

Niye?

Çünkü, MHP Genel Başkanı Bahçeli, yapıcı muhalefet anlayışını bundan sonra da sürdüreceğini açıklamış durumda.

Yorumlar1

  • yasar 5 yıl önce Şikayet Et
    biraz daha işleyişle ilgili detay yazı paylaşırsanız memnun oluruz.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat