OHAL kalıcı hale mi geliyor?

  • GİRİŞ18.07.2018 09:53
  • GÜNCELLEME18.07.2018 09:53

Bedelli askerlik meselesiyle ilgili beklenen adım dün atıldı.

Ekim’de çıkacak deniyordu, sürpriz bir şekilde öne alındı.

Ak Parti Meclis Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın açıklamalarına göre 25 yaş ve üzerinde olup da askerlik yapmamış olanlar, 28 gün askerlik yapma şartıyla 15 bin lira ödeyerek bu imkândan yararlanabilecek.

Hem yaşın hem bedelin düşürülmesi, hem de bir önceki düzenlemenin aksine 28 gün askerlik hizmetinin şart koşulması bana göre isabetli oldu.

Haziran başında o dönem başbakan olan Binali Yıldırım’ın verdiği rakamlara göre askerlik çağı gelenler, yoklama kaçağı olanlar, öğrencilik ya da başka nedenlerle askerliğini erteleyenlerle birlikte toplam 5 milyon 448 bin 858 kişinin askerlik meselesiyle ilişkisi vardı.

Yanılmıyorsam, böyle bir rakam daha önce hiç söz konusu olmamıştı.

Peki, bu durum ne anlama geliyor?

Birçok şey söylenebilir.

İlk akla gelenler, TSK’nın son yıllarda profesyonel orduya geçiş adımları atmasıyla süreli askerliğe duyulan ihtiyacın azalması, ekonomik kalkınma nedeniyle bedelli askerlik talebinin artması gibi faktörler sıralanabilir.

Yıldırım’ın 4 Haziran’da gazete ve televizyonların yöneticilerine yaptığı açıklamalarda dikkat çekici bir bilgi daha vardı.

Şöyle demişti:

“Biz önümüzdeki sene 345 bin 933 kişi alabileceğiz. Bunu 345 bin 933’e böldüğümüz zaman 15.7 yıl, yaklaşık 16 yıl sürüyor. Bunların yaşlarını dondursak bile 16 yıl boyunca askerlik bu vatandaşlarımızın önünde bir engel, sorun olarak devam edecek; gerçek bu.”

Bedelli uygulamasına karşı “Zenginler parasını verip askerlikten kurtuluyor, fakir çocuklar askerlik yapıyor” tezinin vicdani etkisinin silinmesi tümden mümkün olmasa da, ödenmesi öngörülen para miktarının düşük tutulmasının fakiri ailelere de bir şans verdiği düşünülebilir.

Ama onun dışında ‘terörle mücadele döneminde bedelli mi olur’ tezi üzerinde bir kere daha düşünmekte fayda var.

Şundan dolayı:

‘Süreli askerlik’ için kışlalara gidenler, yani 12 ay askerlik yapanlara artık terörle mücadele faaliyetleri içerisinde görev verilmiyor.

O işi, askerliği meslek olarak seçen, yine önemli bölümü gelir durumu düşük ailelerin çocukları yerine getiriyor.

Yani bedelli uygulamasının terörle mücadeleyi olumsuz etkilemesi gibi bir duygunun fiili karşılığı bulunmuyor.

O yüzden artılarını, eksilerini iki ayrı kefeye koyup tarttığımızda bedelli askerlik uygulamasının doğru bir karar olduğu sonucuna varabiliriz.

Bedelli askerlik bekleyen gençlere hayırlı olsun deyip, Ankara’nın esas ‘sıcak patates’ konusuna dönelim.

Bugün itibarıyla OHAL uygulaması kalkıyor.

15 Temmuz darbe kalkışması sonrası başlatılan, aralıksız olarak 2 yıldır sürdürülen uygulama sona eriyor.

CHP daha ilk günden bu paketi OHAL’i kalıcı hale getirme hamlesi olarak sunan bir itiraz dili geliştirdi.

“OHAL kalkmıyor, aksine kalıcı hale geliyor” deniyor.

Nitekim CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dünkü grup konuşmasında “Teklif OHAL’in sürekli olması için getirildi” diye bir cümle kullandı.

Bu yazıyı kaleme almadan önce konuştuğum Ak Parti’nin hukukçu kurmayları ise bu teze karşı çıkıyor.

Dün, bedelli askerlik bekleyenlerin telefonunu sosyal medyada paylaşması nedeniyle ulaşmakta epeyce güçlük çektiğim Ak Parti Meclis Başkanvekili Bülent Turan’la konuştum.

Kendisine, “OHAL döneminde olup da bu dönemde olmayacak olan ‘şeyler’ nelerdir” diye sordum.

Bülent bey, önce “Soruyu öyle sormamak lazım” diye mukabelede bulundu.

Bu düzenlemelere OHAL çağrışımıyla bakmanın yanlış olduğunu dile getirdi.

“OHAL kalktı artık öyle bakmak lazım” dedi.

“5-6 düzenleme var ama onları da OHAL hiç olmamış olsaydı bile normal zamanlarda da yapabilirdik” diye devam etti.

28 maddelik düzenlemelerde geçen ifadelerden yukarıda sözünü ettiğim anayasal suçlar (bunu cari anlamda darbecilere karşı verilen mücadele diye de anlayabiliriz) ve terörle mücadele konusunda üç yıllık bir zaman diliminin gözetildiği sonucu çıkıyor.

Devlet kurumlarındaki FETÖ’cülerin ihracı, (Bakan iznine bağlanıyor) şirketlere TMSF’nin üç yıl boyunca kayyım atama yetkisinin devam etmesi gibi başlıklar, bu alanlardaki mücadelenin zaafa uğramaması niyetini ortaya koyuyor.

Bunlar adalet duygusunu koruma şartıyla bundan sonra da ihtiyaç duyulabilecek konular.

Ama bardağın dolu tarafını ihmal etmeyelim.

Buralara bakarak OHAL kalkmıyor, kalıcı hale getiriliyor cümlesi ölçüsüz ve haksız bir cümledir.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat