Cuma sabahına Münbiç’ten gelen sürpriz bir haber damgasını vurdu.

 

Reuters’in geçtiği habere göre, Suriye rejimi uzun süredir Türkiye’nin radarında bulunan bu kente girip bayrağını asmıştı.

Haber çıktıktan sonra ilk açıklama Moskova’dan geldi ve "Bu durumdan memnunuz" denildi.

 

Peki, haber gerçek miydi? Yoksa, böyle bir söylenti üzerinden, Rusya ve rejim açısından psikolojik bir alan açma çabası mı vardı?

Gün içerisinde Ankara adına üst düzeyden yapılan açıklamalar, arka arkaya geldi.

Milli Savunma Bakanlığı yazılı açıklama yaptı, Cumhurbaşkanı Erdoğangazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtladı.

Bakanlık açıklamasında şöyle denildi: "Münbiç’le ilgili gelişmeler kapsamında doğruluğu şüpheli bir takım açıklamalar yapılmaktadır. Bölgeyi silah zoruyla kontrol eden YPG/PKK terör örgütünün, bölge halkı adına açıklama yapma ve diğer unsurları davet etme hakkı ve yetkisi yoktur. Tüm tarafları bölgeyi daha fazla istikrarsız hale getirecek kışkırtıcı eylem ve söylemlerden uzak durma konusunda uyarıyoruz. Konu tarafımızdan yakinen takip edilmektedir"

Cuma namazı çıkışı kendisine sorulan sorulara yanıtlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "Suriye'nin Münbiç'e yönelik böyle bir psikolojik şu anda çalışma ve eylem içerisinde olduğunu biliyoruz. Ortada kesinleşmiş bir şey yok" dedi.

Bu açıklamalarla, Münbiç meselesinde "Psikolojik araçların" devreye sokulduğu anlaşılmış oldu.

RUSYA KRİTİK GÖRÜŞME ÖNCESİ MESAJ MI VERİYOR?

Münbiç haberlerinin yarın Türkiye’den Moskova’ya gidecek olan Türk heyetinin ziyaretiyle doğrudan ilişkisini tahmin etmek zor değil.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan oluşan heyete Rus muhataplarıyla çok kritik bir görüşme yapacak.

Görüşmede ABD Başkanı Trump’ın Suriye’deki askerlerini topluca ve hızlı bir şekilde çekme kararı almasını müteakip, "Nasıl bir Suriye" sorusunun müzakere edileceği herkesin malumu.

İşte bu kritik randevu öncesi Münbiç’le ilgili bu türden haberlerin çıkması tesadüfi görünmüyor.

Bu noktada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un beyanatları, Ankara/Moskova arasındaki müzakerelerin çerçevesi hakkında da önemli ipuçları veriyor.

Erdoğan, sorulara verdiği yanıtlarda, şöyle bir ifade kullandı: "Suriye'nin bölünmesine karşıyız. Hedefimiz, oradaki terör örgütlerinin çıkmasıdır. Örgütlerin çıkması halinde bize de yapacak iş kalmaz"

Lavrov ise, Türkiye’nin muhtemel Doğu Fırat harekatı için, "Bu operasyona terörün ortadan kaldırılması, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin yeniden sağlanması açısından yaklaşıyoruz" dedi.

Bu iki beyanatı yan yana getirip, "Ortak bir nokta nasıl bulunabilir" sorusunu kendi kendimize sorduğumuzda, karşımıza ne çıkıyor?

Uzatmadan yanıtını verelim.

Türkiye, YPG’nin tasfiyesi karşılığında Suriye’nin bu bölgeleri ele geçirmesine rıza gösterebilir.

Rusya ise, Ankara’nın "olmazsa olmaz" görüşünü dikkate alarak, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasına karşılık, YPG’nin denklemden çıkarılmasına yeşil ışık yakabilir.

Bu açıdan baktığımızda, Münbiç'e rejim askerleri girip, bayrak astı haberlerini Moskova’da Türk ve Rus heyetleri arasında yapılacak olan müzakereler öncesi Moskova tarafından çekilen bir "yoklama" olarak görmek mümkün hale geliyor.