Yeni sınav ve yerleştirme sistemi

  • GİRİŞ02.12.2017 09:31
  • GÜNCELLEME04.12.2017 07:19

Ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitim gibi hangi stratejik hedef olursa olsun ölçülebilir, denetlenebilir ve sonuçlandırılabilir olmalıdır.  Aynı şekilde yeni sınav ve yerleştirme sistemi de somut, yenilikçi ve sürdürülebilir nitelikler taşımalıdır.  TEOG sınavının kaldırılmasıyla sınav ve yerleştirme olarak iki farklı alan karşımıza çıktı. Özellikli okullara sınavla öğrenci alınacak. İsteyen herkes bu sınava katılabilecek. Öğrenciyi seçme kriteri sınav, yerleştirme alanı ise okullar olacaktır.

Sınav ve yerleştirme sistemi; torpil, adam kayırma, yalan, hile, aldatmaya alan açmamalı. İdeolojik, tek tipçi ve merkeziyetçi anlayıştan sistem arındırılmalıdır. Daha yakın zamana kadar “İmam Hatipliye vatan haini, cumhuriyet düşmanı, irticacı, gerici, PKK’dan daha tehlikeli” gibi yaftalar, düşmanca tavırlar, toplumsal ve kamusal dışlamaların üzerine birde “meslek liselerine uygulanan” katsayı zulmü bu ülkenin insanına yaşatılmış en büyük travmadır.  Sözgelimi düz ya da Anadolu Lisesinde okuyan bir öğrenci 100 sorudan 50’sini yapıyor 300 puan alıyor. Meslek Lisesi öğrencisi 100 sorudan 50’sini yapıyor, 250 puan alıyor. Bunun neresinde adalet, hakkaniyet ve fırsat eşitliği? Bu sistem İmam-Hatip Liseleri’ni hayattan silme operasyonuydu. İlköğretimin 8 yıla çıkartılmasıyla gözlerden ırak tutulan bir diğer önemli konu ilkokuldan sonra yabancı dille eğitim yapan okullara (İstanbul Erkek Lisesi gibi) 8’inci sınıftan sonra öğrenci alınmasıyla dil öğrenimine büyük bir darbe vurulmasıdır. 2009’dan sonra kalkan bu katsayı zulmünün laikçi, Kemalist ve seküler bir zihniyetin iktidarıyla tekrar getirilmeyeceğinin bir teminatı da yoktur. Bugün “İtaat kültüründen”  dem vuranlar dün bu millete reva görülen zulmü, hak gaspını, totaliter anlayışı ve sosyal eşitsizliği alkışladılar. Meslek liselerinin üniversiteye girmesini önlemek adına yabancı dille eğitim yapan okulları tırpanladılar. Neydi o “hizaya getirmeler” ideolojik söylemler, pedagojik körlük ve baskıcı jakoben tavır? Tek tipçi, merkeziyetçi anlayış? Peki sonuç? Koskoca bir hiç… Çocuklarımızın heba edilen yılları… Acı, gözyaşı ve ıstırap dolu günler…

Açıklanan yeni sınav sistemine göre takriben %10’luk bir oran özellikli okullara sınavla yerleştirilecek. Bu okulların sayısı ve alacağı öğrenci kontenjanı konusunda Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalarını sürdürmektedir. Kaliteli liselerden maksat eğitim kalitesinin çok iyi, öğretmen ve öğrenci performansının yüksek, modern araç-gereç ve laboratuvarlara sahip olmalarıdır. Bu açıdan çok nitelikli, az nitelikli veya niteliksiz okullar diye sınıflandırmak yanlış olur. Standardı iyi okullar demek daha doğrudur. 8. sınıf öğrencilerden %50’nin üzerinde bir öğrenci kitlesi, bu sınava katılacak ve kendisine en yakın okuldan başlamak üzere 5 okul tercih edecektir. Sınav sadece 8. Sınıf müfredat programına dayalı olarak yapılacak. 90 soruya 135 dakika süre tanınacaktır. Soru dağılımı; 20 Fen, 20 Matematik, 20 Türkçe, 10 İnkılap, 10 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, 10 Yabancı Dil. “Açık uçlu sorular” yerine “çoktan seçmeli sorular” sorulacaktır. Sebebi ise; sistemin geç açıklanması, yarıyılın bitimine az bir süre kalması. “Açık uçlu sorulara” hazırlanmak için yeterli zamana sahip olamadıkları, değerlendirmenin objektif olarak yapılamayacağı… gibi endişe ve tartışmalara mahal bırakmamak adına şimdilik bu yolun tercih edildiği söylenebilir. Tercih edilecek okulların belirleneceği “eğitim bölgeleri” aralık ayında açıklanacak. Okul notu dikkate alınmayacak. Özel okullar MEB’in sınav sonuçlarına göre yerleştirme yapacaklar. Sınavlar ücretsiz olacak. İsteğe bağlı sınavlara 600 bin kişinin katılacağı tahmin edilmektedir. Sorular; sade, basit, anlaşılır ve ölçülebilir olması beklenmektedir.

Üç yanlışın bir doğruyu götürmesi iyi bir ölçme ve değerlendirme değildir. Bu sınavla öğrenciler, fen, sosyal, proje okulları, meslek, İmam-Hatip Lisesi ve özel okullara yerleşecekler. Sınava girmeyen ya da girip de tercih ettiği 5 okuldan birine kayıt yaptırmayan öğrenciler adrese dayalı kayıt sistemine göre kendilerine en yakından başlamak üzere 9 okul sunulacak, öğrenciler bu okullar içinden 5 okulu tercih edebileceklerdir.

TEOG’un yerine ikame edilecek Lise Kayıt Sistem (LKS)’inde, öğrencilerin okul başarı puanlarına bakılmayacak.  Hiçbir öğrenci tercihi dışında bir okula yönlendirilmeyecek. Tercihe dayalı sınavsız kayıt sisteminde, sahte kayıt yaptırmaya fırsat verilmemeli. Tayin, atama ve göç sebebiyle gelen öğrenci ve veliler mağdur edilmemelidir. Nüfus müdürlükleri, muhtarlar bu konuya azami dikkat göstermelidirler. Teorik olarak bakıldığında seçeneklerin zenginliği sebebiyle sistemin tıkanan bir yanı ve sosyal adaletle çelişir bir tarafı görülmemektedir. Bu sistemin artısı büyük ölçüde sınav zorunluluğunu kaldırmasıdır. Ancak her yeni sistemin uygulanmasında bir takım eksiklik ve aksaklık olması kuvvetle muhtemeldir. Burada önemli olan sınavsız öğrenci alan okulların kalite ve verimliliğini artırmak için, öğrenciyi yönlendirecek, motive edecek yönetim, öğretmen ve veli işbirliğidir. Bu işbirliğine modern araç-gereç ve ekipmanları da ilave edersek okulların yarışı; yani bilginin, eğitim ve öğretimdeki yarışı başlar. Çemişgezek’teki, Şırnak’taki evladımızın başarısını kimse tesadüfe bağlayamaz. Artık “gariban aile çocukları”  edebiyatını, “okula yakın kiralık ev” saçmalıklarını ve “mahalle okulu” zırvalarını bırakalım. Zaten sistem öyle bir algıya alan açmamaktadır.

Önemli olan idareci ve öğretmenlerin daha çok çalışmaları, inisiyatif almaları, yüksek performansları, okullar arasındaki nitelik uçurumunu kısa zamanda ortadan kaldıracaktır. Yeter ki işimizi severek, isteyerek, aşkla, şevkle yapalım. Yönetici ve öğretmenlerimiz büyük ölçüde bu istidada, özgüvene ve tecrübeye sahiptir. Bu arzu hayalden ibaret değildir. “Hep eleştiren, sulandıran, gırgıra boğan, bir şey üretmeyen, mevcut yapısal paradigmayı sorgulamayan, çocuğa sorularak müfredat programı oluşturmaya çalışan, dansı, eğlenceyi ve oyunu eğitimin temel dinamikleri olarak kabul eden, nitelikli personeli kapitalizmin modern köleleri olarak anlayan sentetik kafalara” artık itibar edilmemelidir.

Sınav stresi yaşamadan adrese dayalı kayıt sistemiyle kendisine en yakın okula kayıt yaptırması stresi ortadan kaldırmıyor. %50 azaltıyor. Sınavsız öğrenci alımı, okullarımızın ve öğrencilerimizin motivasyon ve kalitesini biraz düşüreceği endişesini taşıyorum. Zira 1 milyon 200 bin öğrencinin akademik geçmişini “stresle” izah etmek mümkün olmasa gerek. Saadet ve mutluluk, zorluklara katlanılarak sabır, sebat, azim ve gayretle elde edilen bir kazanç olduğunu düşünenlerdenim. Hayatın kolay kazanılmadığını öğrenerek, yaşayarak bu günlere geldik. Aman ben yaşadım, çocuğum bu sıkıntıları çekmesin, demek; çırak-kalfa ve usta denklemini bilmemektir. 2023 stratejik hedeflerimize çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğini düşünerek bu eğitim yılından itibaren uygulanacak sınav sisteminin eksikleri ve yeni müfredat programı göz önüne alınarak 6. , 7. ve 8. Sınıfları içine alan bir sınavla birlikte yerleştirme yapılmasının daha verimli, uygulanmasının adalet ve hakkaniyet adına daha şeffaf ve sürdürülebilir olacağına inanıyorum.

Eğitim sorunun temelinde “sınav sistemi” ‘den ziyade “zihniyet sistemi” vardır. “Ezberci Eğitim” ya da “ezbercilik” 90 yıllık eğitim sisteminin sorunudur. Eğer “asırların sorunu” olsaydı, İslam coğrafyasında; Fizik, Kimya, Matematik, Mimari, Optik, Astronomi, Tıp, Tarih, Coğrafya gibi bilim dallarının her birinden dâhiler bölüğünü yetiştiremezdik. Bu durum İslam toplumunun ezberci, statik düşünce yerine analitik düşünceyi esas aldığının ifadesidir. Daha ilkokuldan itibaren para, pul, şan, şöhret, en pahalı markadan saat, ayakkabı, telefon, son model araba, içki, kumar, esrar, eroin, bonzai, kadın-kız tacizi, istismarı hangi paradigmanın sonucudur? Neden? Doğruluk, adalet, hakkaniyet, saygı, sevgi, edep, hayâ, paylaşma, ahlaki değerlere bağlı, inançlı, dindar gençlik dendiğinde nodul dürtmüş gibi ayağa kalkarak “istemezzuk” diyorsunuz.

Eğitim sistemi; ilmi, tefekkürü, bilimi, marifeti, ihsanı, irfanı, düşünmeyi, akletmeyi, üretimi ve verimliliği hedeflemeli. İnsan tabiatına, toplumsal ve tarihsel duyarlılığa, değerlerimize geçit vermeyen bir eğitim sisteminden ne bekleyebilirsiniz?   Asıl olan “eğitim sisteminin” değişmesidir.

Vesselam.

Yorumlar15

  • Veysel yılmaz 6 yıl önce Şikayet Et
    Hocam Yüreğinize kaleminize sağlık. 4 çocuk okutan bir baba olarak,okulların yakın gecmişteki durumunu biliyoruz kalabalık sınıflar binaların halini vs okul kitaplarının pahalı fiatlara satıldığı dönemleri unutmadık unutturmayacağız .Akparti yönetiminde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın önderliğinde her alanda olduğu gibi eğitim sisteminde çok büyük reformlar yapıldı bunu millet olarak gördük...eğitimde nereden nereye geldiğimize bakmadan şimdi eğitim sistemi ,sınav sistemi diye sorgulayacak kadar da Nankörlük edenler de var .
    Cevapla
  • Velican Polat 6 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun . Kaleminiz susmasın hocam. Saygılarımla
    Cevapla
  • Lokman 6 yıl önce Şikayet Et
    Müdürüm, ağzınıza ve yüreğinize sağlık. Eğitim ile ilgili konuları merakla bekliyorduk. konuyu çok güzel dile getirmişsiniz. Allah razı olsun.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Esra kurtoğlu 6 yıl önce Şikayet Et
    Cok dogru hocam
    Cevapla
  • Seyit Derebaşı 6 yıl önce Şikayet Et
    Ve aleyküm SELÂM.. Umulur ki; yazdıklarınıza dikkat edilir. Selam ve duada olasınız.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat