Mesleki eğitimde durağanlık gerilemenin başlangıcıdır.  Kamu ve özel sektör için bir trajedidir. Yaşadığımız yüzyıl bilgi toplumudur. 77 milyonluk Türkiye’de 72 milyon mobil abonesi mevcut. Ülkemizde geniş bant internet abone sayısı ile e- Devlet kullanıcı sayısında çok hızlı bir artış söz konusudur. Bu gelişme bilgi toplumuna geçişte önemli bir sıçramadır. Gelişmeyi ve büyümeyi hedefleyen hiçbir sektör dijital dönüşüm dışında kalmamalıdır.  Bilgi toplumu perspektifi, küreselleşmeyi yeni ve önemli bir boyuta taşımaktadır. Bu yüzden ülkeler arası gelişme, refah yarışı ve güç dengesinin ana belirleyicisi olan bilginin üretilmesi, aktarılması, değere dönüştürülmesi ve yönetilmesidir. Bu gücü yönetmek bilgi ve tecrübe ile mümkündür.

Bilgi çağında mesleki eğitimde mevzuata bağlı olmak güzel ancak; esnek olmayan bu yapı/sistem sizi küresel rekabette geri bırakıyorsa, bu sistemi acilen gözden geçirip tedbirleri almak zorundasınız. Esnek bir yapı ve global rekabet içinde olmamız için; mesleki ve teknik eğitim mevzuatının küresel rekabete uygun olarak yeniden ve sürekli revize edilmesi gereklidir. Bunun için;

ECVET (Avrupa Kredi Transfer ve Kalite Güvence Sistemi) ve AYÇ (Avrupa Yeterlikler Çerçevesi)’ni genel bir perspektiften referans almamız gereklidir. ECVET ve AYÇ; Mesleki ve Teknik Eğitim Uygulamalarında AB Müktesebatı çerçevesinde politik bir tercihtir ve önceliktir. Mesleki eğitimin tanınırlığı, hareketliliği ve uluslararası uyum için geçerlidir. Ayrıca mesleki eğitimin şeffaflığını arttıracak, karşılıklı güven ve işbirliğini geliştirecektir. Bir kredilendirme sistemi olan ECVET, Mesleki ve Teknik Eğitim Kurumu’nun kalite kontrolünde;

• Kurs programı, planı ve stratejisinin olmasını,
• İstihdama odaklanılmasını,
• Mezuniyet durumu ve takibi için dijital ortama aktarılmasını, network ağının kurulmasını,
• Eğitimci kalitesinin ve performansının ölçülmesini,
• Kursiyerlerin verimliliğinin ölçülmesini,
• İletişim ve şeffaflığın kontrol edilmesini,
• Müfredat ve program paylaşımının yapılmasını,
• Uluslararası akreditasyonun sağlanması için bu kriterlerin hayata geçirilmesi gereklidir.

Buna bağlı olarak Hayat Boyu Öğrenmenin geliştirilmesi için 2023 stratejisi eylem planında;

Mesleki Eğitim       Yetiştirme       İstihdam      İzleme/Takip        Raporlama ve Çıktıların 2023 strateji planına göre değerlendirilmesi ve ölçülmesi gereklidir. Büyümeyi ve gelişmeyi hedefleyen stratejik planın olmazsa olmazları bunlardır.

Bundan dolayı;

• İlerleme ve kazanımların değerlendirilmesi doğrultusunda;

Kalite        Erişim          Esneklik          Ar-Ge,  İnovasyon ve Tasarıma önem verilmelidir. Hangi işi yaparsanız yapınız o iş, mutlaka ölçülebilir ve denetlenebilir olmalıdır.

Geri bildirim döngüsünde;

Mesleki Eğitim           Değerlendirme          Belgelendirme        İstihdam için sektörel İşbirliği. Güçlü bir mesleki eğitim için; TÜRKAK ve MYK’nın günbegün takibi ve işbirliğinin yapılması ve yetişkin becerilerinin ölçülmesi için, en kapsamlı Uluslararası Yetişkin Becerileri Anketi (PİAAC)’ın uygulanması gereklidir. Bunlarla birlikte bu sürecin önemli bir parçası olan “Belgelendirme”, “4.0”a ve iş ahlakına kayıtsız kalınmamalıdır. Bütün sektörlerde “Ulusal Yeterlilik Belgesi”ne sahip olanların sayısı bu gün itibariyle 260 binin üzerindedir. Ümit ediyorum vasıflı belgeli işgücü 2023 hedefi 1 milyona yaklaşır.  4.0, anti-küresel endüstrileşmedir. Yani kapitalist küresel düzene karşı büyümekte olan ülkelerin geliştirdiği tepkisel bir yaklaşımdır. Kayıt dışı istihdam ve gelir sağlayan kurumlar bundan olumsuz yönde etkilenecektir. Zira kayıt dışı üretim ve istihdam ülkemizin önemli bir sorunudur. Kayıt dışılık işsizliği yüksek, istihdamın düşük kalmasına neden olmaktadır.  Kayıt dışı çalışan personel ve işleyen ekonomi hemen kayıt altına alınmalıdır. İş ahlakı; doğru, dürüst çalışmanın ve üretmenin anahtarıdır. Buradaki temel empati anlayışı “sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına da yapmamak”tır.    Böyle kurumsal bir anlayış ve nitelikli mesleki ve teknik eğitimle; kaliteli işgücüne sahip oluruz. Ekonomik kalkınmayı sağlarız.

OECD tarafından öngörülen programlar aşağı yukarı bu şekildedir. Artan nüfus ile büyüme ve gelişme arasında doğru bir orantı olması lazımdır.

  Demek ki, mesleki eğitimde becerileri geliştirme ana stratejimiz olmalıdır. Yetişkin eğitimi bir kurtarma operasyonudur. Bunun içindir ki hükümet eğitime finansal kaynağı esirgememektedir.

Sonuç itibariyle Mesleki ve Teknik Eğitim’de;

• Bugün ve gelecekte sektörün/sanayinin ihtiyaç duyduğu alanların neler olduğunun tespitinin yapılması,
• Küresel pazarların yeni taleplerinin bilinmesi, büyüme fırsatlarının iş ve mesleklerin geliştirilmesi, değerlendirilmesi ve kişilerin birden fazla mesleğe sahip olmaları konularında uyarılması gerekmektedir.

Bütün bunlara ilaveten mesleki eğitimin kalitesinin geliştirilmesinde; Eğitimcilerin kalitesinin yükseltilmesi, modern araç-gereç ve ekipmana sahip olunması, prestij mekanların, laboratuvar ve atölyelerin çoğaltılması, zaman, insan kaynakları ve finansın iyi yönetilmesi, marka eğitim kurumlarıyla, sanayi ve KOBİ’lerle iş birliği yapılması, kalite odaklı bir eğitimin olmazsa olmazlarıdır. Zira sektörde öncü olmak marka olmakla mümkündür. Mesleki eğitim; üretime, kaliteye, verimliliğe, istihdama, değişim ve yeniliklere odaklanmalı, küresel trendleri iyi takip etmeli, ciddi ve planlı bir çalışma yapılmalı, rekabete açık olunmalı, kaliteli hizmet üretilmeli ve sürdürülebilir bir stratejiye sahip olunmalıdır.  Başka türlü küresel rekabetin içinde olmamız mümkün değildir.

Vesselam.