Özgür Afrin

  • GİRİŞ24.03.2018 09:15
  • GÜNCELLEME26.03.2018 07:11

1 Mart tezkeresinden bu yana Türkiye - ABD ilişkilerinin çok kötü geçmesinin sebebi, Türkiye’nin kendi geleceğine ve İslam coğrafyasına ABD penceresinden değil kendi tarihsel, kültürel ve siyasi çıkarları doğrultusunda bakmasıdır. Bilhassa PKK/PYD’ye silah ve askeri mühimmat yardımı, 30.000 kişilik bir kara gücü oluşturma çalışması, Gezi Olayları, 15 Temmuz Darbe Girişimi, Barzani’nin Bağımsızlık Referandumu, Vize Krizi, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması gibi birçok konu, zaten işlevsiz olan Türkiye – ABD ilişkilerini daha da olumsuz bir noktaya taşıdı. Belli periyodlarla üst seviyede yapılan toplantılardan da bir sonuç çıkmadı.  Son olarak önce Savunma Bakanları, ardından Rex Tillerson’un Türkiye ziyareti ile ‘olumlu ve verimli sonuç alınacağı’ algısı hemen hemen her kesimin ortak paydasıydı. Nitekim bu görüşmelerin arkasından ABD’de heyetler arası ve Dışişleri Bakanlarının görüşmesinin ardından PKK/PYD güçlerinin, ABD ve Türkiye’nin gözetiminde Menbiç’ten çekileceği, ağır silahların geri alınacağı, Menbiç’de güvenliğinin birlikte sağlanacağı ve 31 Mart tarihinde Washington’da toplanmak üzere karar alınması gibi olumlu gelişmelerin sinyalleri verildi. Ancak Tillerson, Başkan Trump tarafından biçimsiz bir şekilde görevden alındı. Yerine atanmasına karar verilen CIA Başkanı Mike Pompeo’nun varılan mutabakatı nasıl etkileyeceği ilerleyen süreçte görülecektir. Ancak; yaygın kanaat; sudan sebeplerle mutabakatın olmayacağı, Menbiç’in taahhüt edildiği üzere boşaltılmayacağı yönünde. Zira Afrin’de ‘biz yokuz’ deyip, arkadan Türkiye’nin Afrin’e girmesinin ‘kaygı verici’ olduğu ve derhal geri çekilmesi gerektiği yönünde resmi açıklamalar arka arkaya gelmeye başladı.

Pompeo’nun, 15 Temmuz Darbe Girişiminin arkasından yaptığı açıklamada: “Türkiye de İran gibi İslamcı, totaliter ve diktatördür” demesi, içte ve dışta Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanı çevreleri heyecanlandırdı. Afrin’de olduğu gibi Menbiç’de de ABD, Batı ve stratejik ortakları PKK/PYD karşısında ağır bir yenilgi almasını dört gözle bekleyenler var. Daha şimdiden ‘Menbiç, Afrin kadar kolay olmayacak. Türkiye’ye ciddi maliyeti olacak’ diyerek dün Afrin’de olduğu gibi bu gün de şimdiden psikolojik savaşa başladılar. Bu elim vaziyet; bilinçli ya da bilinçsiz “terör koridorunu onaylamak ve pekiştirmeye” çalışmaktır. Maalesef TV ekranlarında AK Parti’yi savunan bazı liberal ve Kemalist çevre bunca yaşadığımız hadiselere rağmen; “ABD, 65 yıllık stratejik ortağı Türkiye’den kolay kolay vazgeçmez” demektedirler. Bu da acı verici bir durumdur. Geleceğin dünya düzeninde Türkiye’ye biçilen rol nedir? Sorusunu ince detaylarına varıncaya kadar sorgularsak, olup biteni anlayacağız ve ABD- Batı eksenli değil, ülkemizin milli menfaatleri doğrultusunda bir düşünce sistematiğine sahip olacağız. ABD ve Batının “yeni Ortadoğu” dizaynının da; Türkiye, Suriye, Irak ve İran’dan pay/toprak alınarak en az 3 yahut 4 seküler, İsrail dostu devletin çıkarılacağı bir harita üzerinde çalıştıkları, bunu gerçekleştirmek üzere düğmeye çoktan basmalarına rağmen hala ‘stratejik ortaktan’ bahsediyorsak, çok yanlış bir yerde duruyoruz, demektir. ABD’nin daha ne yapması lazım ki artık stratejik ortak değil, stratejik düşman rolünde olduğunun kanıtı olsun? ABD, Türkiye’nin Kuzeyinde Kandil’den Akdeniz’e kadar uzanan koridorda oluşturmayı planladığı PKK/YPG’nin siyasi, idari, yargı ve ekonomik inşasından başlamak üzere bir devlet oluşturma gayreti içinde olduğunu artık bilmeyen var mı?

 

 

Türkiye, Doğru ve isabetli kararıyla önce Doğu ve Güneydoğu’da sonra Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı ile ABD ve Batı destekli bu planı bozdu ve ‘Hendek Projesi’ ni çökertti. Afrin, küresel emperyalizminin taşeronu Marksist Faşistlere mezar oldu. 58 günde 4000’e yakın terörist etkisiz hale getirildi. Terör koridoru stratejisi bitti. Bir tek sivilin dahi burnu kanamadı. ABD’nin Musul ve Rakka operasyonu, Esed’in Doğu Guta’yı yerle bir etmeleri, çoğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan binlerce sivil insanı vahşice katletmesine yabancı değiliz. Bu katil Baas Rejminin Hama ve Humus’da ki katliamı ile ABD’nin Hiroşima’da ki katliamı arasında bir fark yoktur. Afrin’de Türk ordusu ve ÖSO’nun; Esed’in milis güçleri, PKK/PYD ve DEAŞ teröristlerine karşı kazandıkları büyük zaferi ‘sembolik’ ve hatta ‘Türkiye zafer kazandı’ demeye dili varmayanlar; “PKK/PYD Stratejik bir karar alarak Afrin’i Türkiye’ye teslim etti” dediler. ABD ve Batı medyası, Afrin’de Türk Ordusu ‘Hastaneyi ve sivil yerleşim yerlerini bombalayarak yüzlerce sivili öldürdüler’ yalanına ve tezviratına yattılar. Ancak tutmadı. Sosyal medya da savaşı kaybetti. Afrin Zeytin Dalı Harekâtının açık ve şeffaf bir şekilde gelişmesi ve sonuçlanması servis edilen yalan yanlış bilgileri yok etti. 15 Temmuz FETÖ Darbe Girişiminden sonra Ordu’dan atılmalar sebebiyle; “Orduda komutan, general kalmadı. Asker bitti. Ordu yok oldu” diyenlere; El Bab,  Cerablus ve Afrin Harekâtı, sivil asker işbirliğinin sağlam ve operasyonel  bir şekilde nasıl ortaya çıktığını gösterdi. Türkiye, Akdeniz’den Kandil’e kadar 50 km derinliğinde ‘güvenli Bölge’ oluşturma ve bu bölgeyi terörden arındırıncaya kadar harekâtına devam edecek ve Kuzey Suriye’den sömürgecileri uzaklaştıracaktır.

Afrin’de kesin kontrol ve emniyetin sağlanmasını müteakip, temsilde adalet ve hakkaniyet esasına uygun Arap, Kürt ve Türkmenlerden oluşan yönetim biriminin oluşturulması, altyapıdan başlamak üzere şehrin yeniden inşası, göçte geri dönüş, sağlık ve eğitim planlamasının yapılması en önemli önceliklerdendir. Zafer Allah’a inanların ve O’na teslim olanlarındır.

Vesselam

Yorumlar26

  • Mustafa Budak 5 yıl önce Şikayet Et
    Hocam kalemine sağlık Allah'a emanet olun
    Cevapla
  • Cumali 5 yıl önce Şikayet Et
    Çok güzel Rabbim işlerinizde başarılar versin inşallah
    Cevapla
  • hasan yıldırım 5 yıl önce Şikayet Et
    selamun aleykum kiymetli dostlar hepimize düşen bu alçakça oyunları bozgunu uğramaktan görevli olduğumuzu bilinciyle cumhurbaşkanı seçimini başkomutanımizin zaferiyle çıkması için çevremizi bilinçlendirmek çekimser olanları gerçekleri anlatarak oylarını doğru kullanmalarını sağlamaktır.mazlumların yetimlerin hakkı için yapmalıyız yüce allahın izniyle tekrar zafer her zaman olduğu gibi inananlarındir .kalın sağlıcakla.
    Cevapla
  • Maksut Avcu 5 yıl önce Şikayet Et
    Elinize dilinize saglik abi
    Cevapla
  • Gülsen ertok 5 yıl önce Şikayet Et
    Kaleminize saglik
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat