Bir rüyanın sonu: “İçindeki Şakirti Öldürmek”

  • GİRİŞ21.07.2018 07:52
  • GÜNCELLEME23.07.2018 07:21

Sene 2016, gecelerden 15 Temmuz... FETÖ ve müttefikleri ülkemizi emperyalistler adına işgal edip esir almak için büyük bir darbe girişimine kalkıştılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, milleti darbeye direnmek üzere; canı pahasına, ölümüne karşı çıkmaya çağırdı.

Bu aziz millet; evlerinden caddelere, meydanlara doğru, “Ya Allah Bismillah Allahu Ekber” nidalarıyla faşizme karşı omuz omuza, akın akın yürümeye başladı. Darbeciler; havada jetler, helikopterler, karada tanklarla stratejik yerleri işgal etmek için bombaladılar ve halkı kurşun yağmuruna tuttular. İhanet gecesi sanki daha dün gibi hafızama kazılmıştı. Yeşilköy Havalimanı’na doğru karşı durduğumuz tanklar, sesi dahi insanı yere yatıran, başımızın üzerinden geçen jetler…

 

 

Korkunç bir geceydi. FETÖ ve müttefiklerinin amacı; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yok etmekti. İçeride yatan bir gazetecinin (!) ifadesi ile “Erdoğan’ı öldürecekler, cesedini çöplüğe atacaklardı.” Bu darbe girişiminin hikâyesi 1967 yıllarına kadar iner. Masum bir öğrenci hizmetiymiş gibi başlar. Sonrasını sarahatle Prof. Dr. Ömer Çaha’nın yazdığı “İçindeki Şakirti Öldürmek” adlı kitabından devam edelim.

Şimdiye kadar 15 Temmuz’a nasıl gelindiğini ibret ve hikmetle dolu ifadelerle anlatan Prof. Dr. Ömer Çaha’nın “İçindeki Şakirti Öldürmek” romanı kadar bir başka kitapla karşılaşmadığımı rahatça söyleyebilirim. Günün önemine binaen kitaptan seçtiğim birkaç alıntı ile konuyu iki bölüm olarak kısaca özetlemeye çalışacağım:

Görüntüler her zaman gerçeği yansıtmaz. Hatalar ya da güzellikler ayrıntılarda gizlidir. Şeytanın da ayrıntılarda gizli olduğu gibi... Oltaya takılan balık misali Cevdet temiz, zeki bir Anadolu çocuğudur. O yıl Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünü kazanır. Cemaat evine yerleşir ve Cevdet’in hikâyesi başlar. Bir süre sonra Hocaefendi’nin (!) sohbetlerine katılır. Zamanla kafasına takılan, içinden çıkamadığı sorular olur. Abi; “Bak Cevdet Kardeşim! Hocaefendi’yi hiç üzmemek gerekir. Onu mesut ve mutlu etmenin yolu; sohbette, başını yere eğip saygı ve edep içerisinde oturacaksın! Gözlerinin içine bakmadan söylediklerini başınla tasdik edeceksin. Sana verilen görevi sorgulamadan harfiyen yerine getireceksin. Sorup sorgulamak bize düşmez. Bizim şiarımız; hizmet, hikmet, himmet ve hidayettir. Bütün bunlardan sonra Hocaefendi bize şefaat edecek ve öbür dünyada elimizden tutup bizim cennete girmemize vesile olacaktır.”

Yine bir gün Cevdet, konuşmasını pür dikkat dinliyor. Haşa Allah ile arada perde olmaksızın konuşan, sürekli Peygamber ile istişare halinde olan zatın nasıl bir şey olduğunu merak ediyordu. Salon tıklım tıklım dolu. Herkes başını öne eğmiş dinliyorlardı. Hoca; “Sevgili gençler! Buraya gelmeden önce manevi âlemde her birinizin şeceresine baktığımda çok güzel şeyler gördüm. Kiminiz Hz. Ali, kiminiz Hz. Hamza, kiminiz Ebu Zer…” Cevdet’e bakınca; “Delikanlı, çağımızın Tarık Bin Ziyad’ı sen olacaksın. Tarık Bin Ziyad’ın yarım bıraktıklarını Sen tamamlayacaksın! Cebelitarık Boğazı’nı, İber Yarımadası’nı fethedeceksin!”

Sohbet biter. Herkes Hoca’nın elini tâzimle öperek ayrılırken ellerine birer kapalı zarf tutuşturulur. Zarf içindeki meblağ, bir mağazadan baştan sona giydirilecek bir parayı ihtiva ediyordu. Kimisi hizmetin abisi, kimisi ablası bazıları da Hocaefendi’nin gözdesiydiler. Müthiş bir motivasyona sahiptiler. Cemaat gençler için bir cazibe merkeziydi. Öğrenciler arasında zahiren samimi bir duruş olduğu gözlemlense de bilgi toplamama ve istihbarat sebebiyle herkes birbirinden şüpheleniyor, kimse kimseden emin değildi. Şirin Cemaat perdesi aralandığında herkes herkesin adeta kurdu idi. Öğrenciler, hizmetin zimmetine geçmiş bir emtia gibi kabul ediliyordu. Cevdet, Hoca ve Cemaat erbabının itimadını kazanmış bir şakirt olmuştu.

Gençlere verilen görevler; deri toplamak, Zaman gazetesi ve dergilere abone toplamak, burs temini, üniversitelerin önünde kayıt bürosu açmak, öğrencileri yurt yerine evlere yerleştirmek, hangi mağazadan ve kimlerden alış veriş edileceği gibi vazifeleri vardı. Öğrencilerin kendi kaderlerini tayin hakkı yoktu. Yetenekleri ellerinden alınmış robotik varlıklara dönüştürülmüşlerdi. Zengin ailelerin çocuklar imtiyazlı sınıfa aittiler. Deri toplarken yalanın bini bin paraydı. Nabza göre şerbet veriyorlardı. Kiminden Kur’an Kursu, kiminden İHL için, kimisinden hizmet için, kimisinden de Türk Hava Kurumu için deyip derileri alıyorlardı. Yalan, hile, aldatma! Sonuca giden her şey mubah…

Hoca, meclisinde yer alan güvendiği kişileri acil bir konu için toplantıya çağırdı. Cevdet, bu toplantıya katılmak üzere apar topar Amerika’ya gitti. Toplantı esnasında Hoca çok öfkeliydi. Herkesi azarlayıp duruyordu; “Benim yaptığım duamın kabulüne layık olsaydınız Allah anında duama icabet ederdi. Allah’ın lütfunu hak etmiyorsunuz. Şayet içinizden yüz kişi samimiyet içinde âmin deseydi, daha ellerimi indirmeden dualarım kabul olurdu. Allah düşmanlarımızın ocaklarını ateşler içinde başlarına çevirir, çoluk çocuklarını helak eder, zürriyetlerini kuruturdu. İçinizden kırk yiğit kırk gün inleseydi bütün bunlar anında olurdu…” Hoca adeta kurulmuş makineli tüfek gibi ateşli sözler söylüyor, ağzından köpükler saçılıyor ve salyalar akıyordu.

Prof. Dr. Ömer Çaha, Cemaat içinde yaşananları, edebi bir dille birleştirerek anlattığı kitabından alıntılarla, kısa bölümler halinde yorum ve notlarımla paylaştım. Haftaya devam edeceğiz.

Vesselam.

Yorumlar8

  • Emrah POLAT 5 yıl önce Şikayet Et
    Hocam kitabı inşallah temin edip okuyacagım. Yazı için emeklerinize sağlık saolun
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Nezir Demircan 5 yıl önce Şikayet Et
    Sağolun Mehmet Hocam.Şehirdışında adeta ıssız bir yerde olan ben,sayenizde bu çalışmayı duymuş oldum ve elde edip okumak için çaba gösterceğim.Saygılarımla.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Haydar Fettahoğlu 5 yıl önce Şikayet Et
    15 Temmuz bir yalan ve sahtekâr imparatorluğunun deşifre olması ve sonunun başlangıcının tarihidir. Allah şerlerinden cemi Müslümanları korusun...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Coşkun Nehir 5 yıl önce Şikayet Et
    İlginç bir konuya temas etmişiz. Yazınızın devamını mutlaka okuyacağım. SEVGİLERİMLE.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • İsa Dilek 5 yıl önce Şikayet Et
    Hikayeyi daha önce okumamıştım. İlginç insanları nasıl kandırıyorlar. Din ile aktarıyorlar
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat