Kurban

  • GİRİŞ24.08.2018 11:39
  • GÜNCELLEME25.08.2018 07:17

Kurban, Müslümanlar için Hz. Adem (a.s)’ dan bu yana devam eden bir ibadettir. Hac görevinin önemli parçasıdır. Rabbim Taala Kur’an-ı Kerim’de: “(Ey Muhammed) Onlara Hz. Âdem’ in iki oğlunun kıssasını hakkıyla oku. Hani ikisi de birer Kurban sunmuşlardı. Birisinin kurbanı kabul edilmiş, diğerinin ki de kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul olunmayan diğerine): Mutlaka seni öldüreceğim demişti. (O da): ‘’Allah ancak takva sahiplerinin kurbanını kabul eder” diye cevap vermişti. Müslüman iyilik ve takvada yarışır. Günah, kin, nefret ve düşmanlıkta yarışmaz ve yardımlaşmaz.

Bir Müslüman sıkıntıya düştüğünde Kur’an’a müracaat eder. Tevhid mücadelesinde; Hz. Nuh’dan, Hz. İbrahim’e, Hz. Musa’dan, Hz: İsa’ya ve Hz. Muhammed (s.a.s)’e kadar bütün peygamberlerin imtihanı aynıdır. Kurban; yakınlık ve teslimiyet demektir. Bizler için birer imtihan vesilesidir. Allah’ın adını anarak kurbanlarımızı kestik. Allah isminin dışında hiçbir varlık adı üzerine kurban kesilmez. Allah (c.c): “Elbette kurbanların etleri ve kanları Allah’a ulaşmayacaktır. Allah’a ulaşacak olan sizin takvanızdır. İşte böylece, Allah onları sizin istifadenize verdi ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı Allah’ı tekbir ile yüceltesiniz.’’ Allah Teâla, sadece Hz. İsmail’in sadakatini, teslimiyet ve samimiyetini ölçmek üzere bu imtihanı yaratmadı. Her türlü marazlardan uzak temiz bir kalp. ‘’Bi kalbin selim’’ için bu imtihanı vesile kıldı.

 

 

Hz. İbrahim (a.s)’ın hayatı Müslüman için her yönüyle dün, bugün ve gelecekte bir laboratuvar gibidir. Bir gün Hz. İbrahim, “Babasına ve kavmine: ‘’Siz neye ibadet ediyorsunuz?’’ demişti. “Allah’tan başka bir takım uydurma ilahlar mı istiyorsunuz?’’, ‘’Sizin Alemlerin Rabbi (sahibi) hakkında ki düşünceniz nedir? Onlar bir bayram günü elleri ile yapmış oldukları putlarına yemekler ikram ederek oradan ayrılıp törenlere katıldılar. İbrahim, gizlice putların bulunduğu mekâna gitti. Ve onlara: “yemeyecek misiniz?” dedi. “Size ne oldu ki konuşmuyorsunuz?” (dedi.)  Kendi elleriyle yonttukları, şekil verdikleri; yemeyen, içmeyen, hareket etmeyen, konuşmayan varlıklara tapıyorlardı. Bu durum Hz. İbrahim’e üzüntü veriyordu. Putları elleriyle parçaladı. Bunun üzerine kavmi, Hz. İbrahim’e büyük bir tuzak kurdu. Onu öldürüp yok etmek üzere ateşe attılar. Neden? “Rabbim Allah’tır”, dediği için. Allah, onların oyunlarını boşa çıkardı. Ateş mahallini gül bahçesine çevirdi ve İbrahim’i selamete çıkardı. Bizim sıkıntımız ve hastalığımız "İbrahim” olamamaktır. Selim bir kalp ile Rabbimize yönelememektir. Her türlü fitne ve fesadı ruh dünyamızda taşımamızdır. Sonra kalkıp diyoruz ki: “Biz neden böyle olduk?’’. Allah’ın, düşmanlarına karşı yardımı, bize ulaşmıyorsa, bizim,  Allah’ın dinine yardım etmediğimiz içindir. Biz Allah’a karşı “Salih bir kul” olduğumuzda, Allah’ın dinini hayatımıza hakim kılmanın katıksız mücadelesini verdiğimizde Rabbimizin yardımı ve nusreti bizlere ulaşacaktır. Bu hadiseden sonra Hz. İbrahim, Hicrete karar verdi. Hicret; Rabbe yönelmektir. Mal, mülk, para, makam, mevki ve her şeyi terk etmek, bırakmak ve Rabbine koşmaktır. Büyük bir imtihan. Sıkıntıdan çıkıp selamete ulaşmak ancak böyle mümkündür. Hz. İbrahim; “Rabbim! Bana Salihlerden (bir oğul) ihsan et!” “Biz de ona yumuşak huylu bir erkek çocuk müjdeledik.” Putperestlik ve mevcut statükoya karşı mücadele etmiş, ateşle imtihan olmuş ve zaferle çıkmış olan Hz. İbrahim, sonunda Babil’i terk etti. Önce Filistin/Kudüs sonra Hicaz’da ıpıssız bir vadiye geldi. Arkasından eşi Hacer ve bebek İsmail’i bu vadi de yalnız başlarına bırakarak ayrılırken, Hacer Annemiz: “Bizi burada hiçbir insanın bulunmadığı yerde yalnız bırakıp nereye gidiyorsun? Diye arkasından seslenir. Hz. İbrahim (a.s)’ın geri dönüp bakmaması üzerine Hacer Annemiz, “Sana bunu Allah mı emretti’’ deyince, “Evet” cevabını alan Hacer, Öyleyse git, Allah bize yeter”, demesi büyük bir teslimiyetin ifadesiydi. Allah (c.c) bu teslimiyetinin karşılığında Hacer Annemize ve bebeği İsmail’e zemzemi nasip etti. Bir süre sonra Çocuk, babasıyla beraber yürüyüp koşabilecek çağa erişince, İbrahim ona: “Yavrucuğum! Ben rüyamda seni boğazlıyor olduğumu görüyorum. Bir düşün ne dersin?” dedi. Çocuk: “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın,” dedi. Kurban eden de edilecek olan da Rabbine teslim olmuştu. Hz. İbrahim, Eşi Hacer Annemiz ve İsmail, şeytanın iğvasına asla izin vermediler. Allah (c.c), daha o küçük yaşta İsmail’e teslimiyet, baba İbrahim’e sağlam ve sarsılmaz bir irade veriyor. Anne, sabır ve metanet yüklü. Her ikisi de Allah’ın emrine boyun eğdiler. İbrahim (a.s), çocuğu alnı üzerine yatırınca, Biz ona “Ey İbrahim” diye seslendik. “Gerçekten sen rüyanı doğruladın, (gerçekleştirdin). Şüphesiz, biz iyi iş yapanları böyle mükâfatlandırırız”, Şüphesiz bu apaçık bir imtihandı. Biz ona, (oğlunun yerine) büyük bir kurbanı fidye olarak verdik. İmtihanı kazanan İbrahim’e (a.s)’a, Hacer Annemize ve İsmail’e selam olsun. Servet, makam ve iktidarın kendilerini kuşattığı kişiler bu sadık ve sarsılmaz ilişkiyi nefisleri ve davaları arasında kuramazlar. Cihad ve şehadetten korkarlar.  “Vallahi ayı sol avucuma, güneşi sağ avucuma koysanız, ben bu davadan vazgeçmem” diyen Allah’ın kutlu Resulünü ve Hz. İbrahim (a.s)’ı örnek almadığımız sürece bu imtihanı kazanamayacağız. Peygamberlerin kutlu hayatlarını anlatırken hikayeleştirmekten ve israliyattan şiddetle uzak durmalıyız. Ey Rabbim, sana olan teslimiyetimizi, sadakatimizi, tevekkülümüzü, şeytana ve işbirlikçilerine karşı direnişimizi arttır. Bizleri zalimler karşısında zelil eyleme. Amin.

Bu vesile ile Kurban Bayramınızı en kalbi duygularımla kutlar, Ülkemiz ve Âlem-i İslam’ın kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Mevla’dan niyaz ederim.

Vesselam.

         

Yorumlar17

  • Lokman 5 yıl önce Şikayet Et
    Hayırlı Bayramlar Müdürüm. Elinize, yüreğinize sağlık. Allah'a emanet olunuz.
    Cevapla
  • Hasan SARIGÜL 5 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim bu aziz milleti Sünnet-i Seniyye den ayırmasın.
    Cevapla
  • Bülent koçer 5 yıl önce Şikayet Et
    Hocam öncelikle geçmiş bayramınız mübarek olsun ellerinizden öperim. Hocam MaşaAllah muhteşem bir yazınızı okudum keşke ümmet bu bilinçte yani bu yolun yolcusu olabilse hz ömer bir gün Efendimizin kapısını çalar ve kapı açılır peyğamberimizin mübarek yüzlerinde hasır izleri vardı hz ömer hüngür hüngür aglar ya resulullah bizansın kıralları ateşperestler en güzel yerde yatarken siz alemlere rahmet olarak gönderilmişsiniz cevaben istermisin ya ömer dünya onların olsun ahiret bizim dünyanın yalancı cenneti şu anda ümmet dünya bağlanmış ne zaman Allaha samimi olarak yaklaşırsa o zaman hem dünyada hem ahirette kurtuluşa erecek inşaAllah
    Cevapla
  • Serap Arık 5 yıl önce Şikayet Et
    Hayırlı bayramlar Mehmet hocam. Kaleminize sağlık. Yine çok güzel bir yazı olmuş.
    Cevapla
  • Aytekin korkmaz 5 yıl önce Şikayet Et
    Hayırlı bayramlar Memet hocam.Elinize kaleminize sağlık.Rabbim bizleri Hz İbrahim (as) gibi imtihanları geçenlerden eylesin.Tevekkülümüzü, takvamızı arttırsın inşallah.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat