İdlib'de çözüm savaş mı? Siyaset mi?

  • GİRİŞ08.09.2018 10:13
  • GÜNCELLEME10.09.2018 07:45

İdlib’de çözüm savaş mı, siyasi çözüm mü? Derken 22 gün aradan sonra muhaliflerin yaşadığı “çatışmasızlık bölgesi” olan İdlib’i Rusya havadan Esed karadan vurmaya başladı. Rusya ve İran meselenin en başında; Esed, PKK, DAEŞ ve Şii Milislerin ittifakı ile çatışmasızlık alanı olan başta İdlib olmak üzere bazı bölgelere yönelik, ağır can kayıplara sebep olan saldırılarına göz yumdular. Suriye ile Türkiye arasındaki en büyük sınır kapısı Cilvegözü’nün bulunduğu stratejik ve hayati öneme sahip bir şehir İdlib. Esed ve PKK/PYD’liler tarafından evinden, toprağından, işinden ve aşından edilen insanların; Astana’da “çatışmasızlık bölgesi” diye sığındığı şehir İdlib. Aynı zamanda Hatay, Afrin ve Azez’e komşu İdlib’de, 4 milyon insan yaşamaktadır. Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, “Bir savaş durumunun,  en az 2.5 – 3 milyon mültecinin sınırımıza yığılması anlamına geleceğini” ifade etti. Bu oldukça tehlikeli ve riskli bir durumdur. Bir diğer önemli husus Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı ile sağlanan huzur ve kontrolün ciddi bir risk taşımasıdır. Kuzey Suriye’de PKK ve uzantısı PYD’yi Türkiye’ye karşı silahlandıran ABD, Afrin’de oyunun bozulmasına fena halde kızdı. Bundan dolayı akla ABD ve Rusya arasında Türkiye’ye karşı bir oyun tezgâhlandığı düşüncesi gelebilir. İran’ın da içinde olduğunu düşündüğüm bu oyunun arka planında Türkiye’yi Suriye’den çıkarma fikrinin yattığı kanaatindeyim.

          ABD’nin, siyasi, ekonomik ve askeri ilişkiler açısından son derece anlamsız ve politik gerçekliği olmayan bir şekilde Türkiye ile stratejik ilişkiyi sonlandırması amacına yönelik olarak PKK ve FETÖ’yü desteklemesi metazori ve tarihsel bir durumdur. Sebebi ne olursa olsun ABD uzun vadede bu savaşı kaybedecektir. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarı bağlamında her ne kadar sorunlar Rusya ve İran’la karşılıklı görüşmeler yoluyla ilerliyor gözükse de Suriyeli tüm gruplar asgari müştereklerde memnun edecek sonuç ortaya çıkmayacağı ortadadır. Bunun sebebi Rusya ve İran’ın Rejime olan destekleridir.

 

 

Hal böyleyken Türkiye, Suriye’de ki grupları başta İdlib olmak üzere siyasi yoldan makul bir çizgide uzlaşmak üzere masaya çağırıyor. Sivil halka zarar verilmesini istemiyor. Siyasi bir çözümde ısrar ediyor. Putin ve Ruhani’yi ikna etmeye çalışıyor. Rusya, İdlib’de; daha önce “Ilımlı Muhalefet” dediği grupları, şimdi terörist ilan etti. Moskova ve Tahran, Esed karşıtı gruplara yönelik koşulsuz harekât yapılması suretiyle İdlib’in Esed’e teslim edilmesinden yanalar. Moskova ve Tahran ABD kadar olmasa da PKK’ya destek veriyorlar. Türkiye eli kanlı bir katille asla masaya oturmayacaktır. ABD ve Batı; “Esed, Suriye’de kimyasal silah kullanırsa buna müdahale edilmelidir”, diyorlar. Esed bu savaş başlamadan önce de sonra da halkına karşı zalimce kimyasal silah kullanarak binlerce masumun kanına girmiş bir katildir. Fransa Dış ilişkiler Bakanı Le Drian, “Esed savaşı kazandı ama barışı kazanamadı. İdlib’de tek çözüm yolu siyasidir. İnsani durumun çok kötü olduğunu, güvenlik açısından ‘saatli bir bomba’. Eğer İdlib’de savaş olursa Halep’te yaşananlardan çok daha fazla katliam yaşanır” dedi. Hangi gerekçeden bakarsak bakalım Le Drian’ın değerlendirmesi hastalıklı ve sorunludur. Zira kazanan Rusya mı, İran mı yoksa Esed mi? Suriye’de halkın ölümü, göçü ve yok oluşu ne Esed’i, ne Rusya’yı ve ne de ABD ve Batı’yı ilgilendiriyor. Muhtemel bir savaşın ağır ve yıkıcı sonuçlarını Suriye halkı ve Türkiye yaşayacaktır. Halep’te insanları sinek gibi avladılar. Peki, ne yapıldı? Koskoca bir hiç! Şimdi sıra İdlib’de. Bir şehri yok etme planını hayata geçirmeye çalışacaklar. Onları ilgilendiren sadece çıkarlarıdır. Türkiye, 7 Eylül’de yapılacak Tahran Zirvesinde siyasi çözüm olanaklarının araştırılması ve çatışmasızlık bölgesinde ısrar edeceğini vurgulamakta. Umarım bu konuda Moskova ve Tahran’ı ikna edecek argümanları ortaya koymak suretiyle başlatılan askeri harekâtı durdurur ve barışa, siyasi istikrara giden yolu açar. 

Türkiye gelinen noktada bu vahim durumu ABD, Rusya ve İran’a bildirdi. İnşaallah hâkim güçlerin oyunu İdlib’te bozulur. ABD’nin “döviz kurşunu” ile Rusya’nın “İdlib saldırısı” akamete uğrar. Bu zor fakat imkânsız değil. Bize düşen görev; doğru yolda olduğuna inandığımız Başkan Erdoğan’ın arkasında olmak, organize edilen bu oyunlara direnmek, mücadele etmek ve sonunda Allah (c.c.)’ın izni ve yardımıyla başarmaktır.

Vesselam.

Yorumlar9

  • Taner Başkaya 5 yıl önce Şikayet Et
    Üstadım Kaleminize sağlık İdlib Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve siyasi çözümün gerçekleşmesi için çok önemli bir nokta adımlarımızı çok dikkatli atmalıyız.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Cumali özdemir 5 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olun abi Kalbine ve yüreğine sağlık iyi tespit ve öneriler çok güzel Teşekürler
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ahmet sarıhan 5 yıl önce Şikayet Et
    Sayın hocam yeride gerektiği gibi yazmışsınız rusya ve iran bir yanda türkiyeyle astenada mütabakata uyum sağlarken bir yanda türkiyeyi suriyede çıkarmayi düşünürken bu bir ali cengiz oyinu ola bilir amerika bir yanda esada karşı olduğunu söylerken bir yandada p.y.d.militanlarını onun ordusuna asker olarak günderiyor bizim temkinli olmamız şart allaha şükür olsun baekanımız akılı ileriyi düşüne bilen birisi rabim başkanımız8 muhafaza etsin içerdeki hainletede hidayet akli selim düşünnmeyi nasip etsin acaba gemi batarsa kaptanı paraşutlamı atliyacak selamün aleyküm
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Maksut AVCU 5 yıl önce Şikayet Et
    Agziniza saglik Mudurum yazdiklarin tam isabet
    Cevapla
  • ççççç 5 yıl önce Şikayet Et
    bütün bunlara rağmen içimizde hala irancılar varsa yüzde yüz iran ajanıdır. derhal tutuklanmalıdır.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat