İşkolikler için 2014 önerileri
- GİRİŞ01.01.2014 09:31
- GÜNCELLEME01.01.2014 09:31
Alkol bağımlılığı gibi, internet başından saatlerce kalkmayan çocuğun oyun sarhoşluğu gibi doya doya içermiş koşturmacalarını. Üstelik elinden sigara düşürmeyen, kullandığı maddelere olan bağlılığından dolayı pek çok insanı zaafiyet sahibi olmakla eleştirirken, ofisiyle kurduğu duygusal ilişkisinin, son yılların kaliteli yaşam programı olduğuna inanırmış.
İşkolik için gittiği her yere işini taşımak alışılagelmiş bir durummuş. Uzun saatler boyunca çalıştıktan sonra evine, hatta tatil yerlerine bile işlerini taşırmış. Geç saatlere kadar iş yerinde kalır, eve gitmesi gerektiğinde garip bir vicdan azabına yakalanırmış. Boş kaldığı zamanlarda, yapması gereken pekçok işi olabileceği ve onları ihmal ettiği kaygılarına kapılırmış. Bedeni nerede olursa olsun, kalbi muntazaman iş yerinde atarmış.
Aynı ülkede bir de "çalışkan" yaşarmış. Çalışkan, işlerini tamamlamak için gerekeni yaparmış. İşlerini toparladıktan sonra dinlenmek için evine, arkadaşlarına gidermiş. Arada sırada uzun saatler boyunca çalışması gerekse bile, bunu geçici dönemler için planlarmış. Hedeflediği çalışma programını tamamladıktan sonra kendisine ve ailesine zaman ayırabileceği tatlı formdaki çalışma prensiplerine tekrar geri dönermiş.
...
İşkoliklik psikolojik rahatsızlıktır sevgili okurlar!
İşkoliklik, kişinin hayatındaki pek çok aktiviteyi ihmal ederek sadece işiyle uğraşması halidir. Her insanın değişikliğe, farklı işlerle uğraşmaya, farklı sosyal ilişkiler yaşamaya ihtiyacı vardır.
İşkolikler tüm diğer insani ihtiyaçlarını bir kenara iterler ve sadece çalışarak kendilerini var ederler. Çalışmadıkları zaman, sanki bir şeyleri eksik yapıyorlarmış duygusuna kapılırlar.
Ayrıca mükemmeliyetçi kişiliklerde ve bağımlı kişiliklerde de görüyoruz işkolik davranışları. Asla eksik ve noksan kabul etmezler. İşlerini iyi yapmak için her dakikayı değerlendirirler. Birazcık ara verecek olsalar suçluluk duyarlar.
Genellikle işkolik anne babaların çocuklarında sosyal öğrenme yoluyla görülebilir. Çünkü bu insanların kendilerine ayırdıkları zaman çok azdır. Ailece aktiviteler, sosyal faaliyetler, tatil gibi eğlenceli gezmeler yapmazlar. Çocuk böyle bir ailede büyüdüğünde normal hayatın bu şekilde işlediğine inanır. Aileden gördüğünü taklitler. Çevrenizde de görürsünüz. Danışanlarıma arada sırada gezmeye gitmelerini, yürüyüş yapmalarını, kendilerine zaman ayırmalarını söylediğimde, en çok duyduğum tipik cümle: "Hocam biz aileden böyle görmüşüz. Benim rahmetli babam 65 yaşında öldü. Öldüğü güne kadar hep çalıştı. Bir gün bile tatil yapıp kendine zaman ayırmadı."
Nefes almadan çalışmayı maharet sayıyoruz biz.
İşkolik ebeveynlerin çocukları da işkoliklik tehtidi altındadır. İşkolik ebeveyn , çocuklarını kontrol altında tutmayı ve onlardan yapabileceğinin en mükemmelini yapmasını bekleyebilir. Bu tür davranışlar çocukların da işkolik olmalarına neden olabilir.
Mola verdiğinde suçluluk duyan insanlar uyku, yemek, sohbet, eğlence, dinlenme gibi en insani ihtiyaçlarını bile gerçekleştirmedikleri için genelde yalnızlaşırlar. Samimi bir arkadaşları olmaz. Çevreleri kalabalık görünür ama gerçek dostluklara zaman ayırmadıkları için iç dünyalarında yalnızdırlar. Kendi ailelerinden bile uzaklaşırlar. Ev halkı bu durumdan şikayet edecek olursa, aslında onlar için çalışıp durduklarını dile getirirler. Ev halkıyla evde zaman geçirecek olsalar, sanki bir şeyleri eksik yapmışlar gibi duygulara kapıldıkları için, davranışlarına yansıyan bu duygu, aile bireylerini de rahatsız etmeye başlar. Birşeyleri unutmuşluk duygusu tedirgin olmalarına neden olur. Kafa dinlemek için yapılan her faaliyeti zaman kaybı gibi algılarlar.
Genellikle her meslek alanında görülmekle birlikte, sağlık, medya, tekstil ve bilgisayar/bilişim sektöründe daha fazla karşılaşıyoruz gibi geliyor bana. Belki benim çalıştığım vakalar o sektörlerden olduğu için.
Peki tedavisi var mı diye merak edenler için söyleyeyim. Evet tedavisi var; fakat önce işkolik olduğunu kabul etmesi lazım!
Kişi bu durumun içindeyse ve yardım almak istiyorsa, işkolikliğe neden olan duygusal bağlantı ve altında yatan içsel ihtiyaçlar bulunur ve tölere etmesi sağlanır. Böylece kişi işkolik olmaktan kurtulur.
Ayrıca, ölüp gidersem ne olacak, diye düşünmek işe yarıyor. Her işi kendisinin yaptığını düşünen ve hiç taviz vermeden çalışan insanlar kendisine bu soruyu sorsun lütfen. Bitmek tükenmek bilmeyen işleriniz, siz ölünce ne olacak? İllaki her şey yolunu bulacak, birileri sizin yerinize bu işleri yapacak. Öyleyse siz niçin hayattayken hayatta olmanın diğer sosyal ve keyifli nimetlerinden istifade etmeyesiniz.
Kazan kazan nereye kadar? Kazandıkça daha çoğunu ister insan. Üst sınırı yok ki! Öyleyse ne önemi var çok kazanmanın, kazanılanlar insanı duygusal olarak tatmin etmiyorsa.
İşler bitmez. Ama çocuklar büyür. Büyümesine eşlik edemediğiniz evladınız sizden uzaklaşarak büyür üstelik.
İşler bitmez. Ama insanlar yaşlanır. Elini tutup yürüyeceğiniz eşiniz, elini tutsanız da yürüyemeyecek kadar yaşlanır bir gün.
İşler bitmez. Ama siz bitersiniz.
2014 yılında hayır, sağlık ve ümit dolu güzel günler için çabalamanız dileğiyle sevgiler...
NOT: 2 Ocak 2014 Perşembe günü saat:14.00'deBAŞAKŞEHİR Belediyesi Emin Saraç Kültür Merkezi'nde "Ailede Değer Eğitimi" konulu seminer vereceğim. Bekleriz...
Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)
www.yuzlesme.tv
0212 583 00 22
mehtapkayaoglu@gmail.com
http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu
htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol