Onca masrafa ne gerek var?

  • GİRİŞ07.10.2015 10:02
  • GÜNCELLEME07.10.2015 10:02

İşin acı olan tarafı haklılar da... Çünkü hepsi de ilk sayfalarını aynı habere ayırmışlardı: "İşin içinde Reis var, MİT var." 

Ani, olağanüstü, siyasi farklılıkları talileştiren, nedenleri, gelişimi ve sonuçları üzerinde konsensüse varılmış bir gelişme mi yaşanmıştı?

Hayır.

Mevzu, üç beş gün önce bir gazetecinin uğradığı yumruklu saldırıyla ilgili kulisti.

Peki nasıl oluyordu da, bunca gazetenin ayrı toplanmasını beklediğimiz yazı işleri aynı "duyumu" aynı içerik hatta tıpatıp başlılarla işleyebiliyordu?
Rastlantı olamazdı değil mi? E kulakları da bir olmadığına göre...

Ortada kemiksiz, tartışma götürmeyecek, üzerinde her görenin aynı sonuca varacağı bir kaynak mı vardı? Hayır. Zira asıl, mafyavari ilişkileri ortaya çıkan lümpen saldırganların, "reis" derken gerçek anlamda reislerinden bahsetmediklerini düşünmek için "reis" diye anılan kişiye karşı saplantılı bir ruh haline sahip olmaları gerek. Bu aşırı yorumun yanı sıra, farklı gazetelerin hepsinin de metinlerinin aynı yerine yerleştirdikleri zorlama tanımlamalar şüpheleri daha da artırıyordu.

Kaldı ki, sözünü ettiğimiz yayın organları, bugüne değin siyasi yelpazenin taban tabana zıt yerlerinde konumlanmış okura seslenen gazetelerdi.

İlk kez karşılaşmadığımız ancak her defasında bizleri şaşkınlığa sürükleyen bu pişti halinin, organize bir faaliyet olduğu çok açık.

İlla ki, bu gazeteleri hedefleri doğrultusunda yönlendiren ortak bir akıl var. Reklam desteği ya da örtülü yöntemlerle bu yayınları besleyen bir odak mevcut. Bununla ilgili ciddiye alınacak pek çok delil de ortada. Zaten hiçbiri de bu ilişki ağını reddetme ihtiyacı bile duymuyor.

Ancak açık söyleyeyim, karşı karşıya olduğumuz durumun, aynı düşmana karşı savaşanların bir süre kanıksadığı, gazetecilik pratiğiyle ve insanlıkla ilgili boyutu benim daha fazla ilgimi çekiyor.

Aynı güvenlik ya da yargı bürokrasisinden gelen istihbaratın, gazetecilik ilkelerine uygun olarak işlenmesi halinde istenen etkiyi yaratmayacağını bilen aklın teslim olduğu bu refleks insanı insandan alır.

Bir süre sonra yalnızca mesleğiyle ilgili karşılaştığı malzemeleri değil, gündelik pratiklerine dair ayrıntıları da bu saplantısıyla okuma başlar.

İlkeleri, ideolojisi, dünya görüşü de amorflaşır. Geçtiğimiz günlerde, yıllardır gazetecilik yapan bir büyüğümüzün yaptığı gibi, Twitter'den okurlarına aşağıdaki "haberi" geçecek hale getirir. 

"Bugün duydum gençlerden biri hapşırırken diğerleri 'çok yaşa' yerine bir ağızdan. 'Tayyip'siz yaşa' diye haykırdılar!"

Ne kadar yaratıcı bir kurmaca değil mi?

Tabii ki haklısınız, en fazla iki saat dayanan yalanlarla gazete çıkaranların bu ayıplı mallarını alan bir kitle hâlâ mevcut.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat