Açıl kızım utanma bu devrin modasıdır!

  • GİRİŞ30.01.2015 09:10
  • GÜNCELLEME31.01.2015 09:39

Medeniyet sizlerle yükselmektedir kat kat

Çeşni ruha gıdadır her gün bir yatakta yat…

Dışının görünüşü içinin aynasıdır

Açıl kızım utanma bu devrin modasıdır!

Sözlerimize merhum şairimiz Abdurrahim Karakoç’un bu ironik dizeleriyle başlamak istememizin nedenini anladınız sanırım. Sözde cumhuriyetçi, aydın, çağdaş, ilerici, demokrat birkaç vatandaşın önceki gün kadınlara seslenişi gerçekten de tarihe geçecek vasattaydı! 

Kadınlar ne kadar çok açılırsa, dekolte kıyafetler giyinirse, etekler ne kadar çok kısalırsa, bacaklar, göğüsler teşhir edilirse şayet “Cumhuriyet” kurtulacakmış! Hatta inadına kızlı erkekli oturulacakmış!

Benim anlamadığım bu zevatın hangi Cumhuriyetten bahsettikleri. Bizim bildiğimiz, inandığımız, güvendiğimiz Cumhuriyet, öyle kılık kıyafetle yıkılıp güçlenecek bir Cumhuriyet değil!

Bizim bildiğimiz Cumhuriyet bugüne kadar hiç olmadığı kadar sağlam ve emin ellerde. Bizim bildiğimiz, tanıdığımız Cumhuriyet hiç böyle demokratik, sağlam ve gerçek olmamıştı.

Bizim bildiğimiz ve güvendiğimiz Cumhuriyet bakınız aşağıdaki soruların hiç birini vatandaşlarına sormadı şu son on yıldır:

Niye böyle giyindin, böyle sakal bıraktın, niçin eteğin kısa, niçin saçların boyalı, niçin tırnakların uzun, neden başın örtülü, neden çarşaf giyindin, niçin sakal bırakmıyorsun veya sakalın niye var, erkek adam küpe takar mı, Havra’ya gitme, Kilise’ye gitme, Camiye gideceksin de demedi? Hatta hiç kimseye neden namaz kılıyorsun, veya kılmıyorsun, niye oruç tutuyorsun veya tutmuyorsun kabilinden  bir sual de sormadı!!!

Sordu diyen varsa yalan söyler!

Oysa bir televizyon programında kadınları çıplaklığa teşvik eden zihniyetin belli ki yerelde kalmış bir “Cumhuriyet” takıntıları var. Öyle ya çok değil, on beş yıl önce yukarıdaki suallerden hangileri ikna odalarında soruluyordu acaba? O halde hemen hatırlayalım:

Başını neden kapatıyorsun?

Neden sakal bırakıyorsun?

Neden namaz kılıyorsun?

Neden İmam Hatip Lisesine çocuk gönderiyorsun?

Ve hatta hiç unutmuyorum kullandığım kelimelerden dolayı neredeyse okul uzatıyordum. Yıl 1997. Üniversite son sınıftayım. Şair Yavuz Bülent Bakiler’in şiir kitapları üzerine bitirme tezi çalışması yapıyorum. Danışman Hocam Yeni Türk Edebiyatı Doçenti olan inançlı ve başarılı bir akademisyen... Bölüm Başkanı ise tabiri caizse sıkı bir solcu ve üstelik Eski Türk Edebiyatı Profesörü. Bölüme atanır atanmaz ilk işi Hocamızı göndermek oldu ve branşı olmadığı halde derslerimize girmeye başladı.

Bitirme tezimi kontrol amaçlı mecburen yanına gittiğimde yazdıklarımın üzerini hınçla çiziyor, suratını ekşitiyor Allah sözcüğünü Tanrı, millet sözcüğünü ulus, üslup sözcüğünü biçem diye değiştiriyor ve bir yandan da:

“Sen ne eski kafalısın Meryem. Bu eski ve geri kelimeleri neden ısrarla kullanıyorsun? Diyor. Artık dayanamıyorum ve “ onlar benim sözcüklerim, benim dünyamı değiştiremezsiniz, varsa teknik kusurlar onları belirtiniz lütfen diyorum. Dosyayı yüzüme fırlatıyor ve beni odasından kovuyor!

Sonra mı? Aynı sözde cumhuriyetçi aydın Profesör, dereceyle mezun olacağımı anlayınca kasıtlı olarak Eski Türk Edebiyatı dersinden beni bırakıyor… Asistanlar yazılı kâğıdımın fotokopisini çekip veriyorlar ve hakkını ara diyorlar ve susmuyorum. Zamanın rektörüne gidiyorum ki kendisini hep minnetle anarım. Ve bu şahıs kâğıdımın başka bir üniversitede okutulacağı ikazını Rektör beyden alınca alelacele seksen beşlik kâğıdımı altmış notuyla geçer nota çeviriyor!

Çok uzaklara gitmeye gerek yok, bunları ben bizzat yaşadım.

O ufuksuz ve çapsız profesör yüzünden başarılı bir öğrenci olmama rağmen, dereceyle mezun olmama rağmen akademik hayattan nefret ettim. Hiçbir üniversitenin kapısını bir daha çalmadım.

Bütün bunlar niçindi? Kullandığımız kelimelerden bile laiklik sağıyordu bu adamlar. Başı açık bir öğrenci olarak ben bunları yaşamışken başı kapalı kızların bu zihniyetten neler çektiklerini tahayyül bile edemiyorum.

Hâsılı kelam, çok da umurumuzdaydı diyorum.

İstiyorlarsa çıplak gezsinler. Cumhuriyetin de umurunda olmaz. Yalnız belki Ahlak Polisi “Adi Vukuattan” işlem başlatır!!!

Kimbilir!!!

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twetter:@aybikesinan

facebook.com/meryemaybike.sinan

Yorumlar6

  • Fatma Nazan Guc 9 yıl önce Şikayet Et
    Hakkaniyetli durusunuzdan dolayi tebrik ederim.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Hacı Amca 9 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun kızım. Güzel ve de okkalı bir cevabı alınlarına yapıştırıvermişsin. Kalemin zeval görmesin.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • cihan 9 yıl önce Şikayet Et
    ben resim dahil 7 dersten kalmıştım.bu öğretmenlerin yakasına yapışacaksınız.birtek oralarda kaldılar çünkü
    Cevapla
  • Tuğbey 9 yıl önce Şikayet Et
    Ey Millet yıllarca Türkiye'nin ayaklarına pranga vurmuş,bu milleti fakir bırakmış,virüslü kafa taşıyan Türkiye düşmanını tanı artık.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Süeda Taşkın 9 yıl önce Şikayet Et
    Harika bir yorum. Meryem Aybike Hanım sizleri beğeniyle takip ediyorum. Duruşunuz harika. İddiasız takılıyorsunuz, şöhret olmak için çabanız yok ama çok güçlü bir alt yapınız var. Gerçek entellektüel bir tavır. Tebrik ederim.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat